ABD'den Irak'a arka kapı girişimi
ÜLKELER arası ilişkilerde hepimizin görüp izlediği ilişkilerin geri planında bir de “arka kapı girişimleri” diye bilinen süreçler vardır.
Örneğin, birbiri aleyhine laf eden iki ülke, açılan arka kapıları kullanarak aynı zamanda iyi ilişkilerin temelini de atıyor olabilir.
Amerika bir süredir Kuzey Kore’ye yönelik bu arka kapı diplomasisini iyi uyguluyordu ve bunun olumlu sonuçlarını da almak üzere.
Ayrıca Rusya’nın da İran ile İsrail’in arasını bulmak için bir süredir bu arka kapı süreçlerini devreye soktuğu biliniyor Washington’da.
Amerika şimdi de bu arka kapı sürecini Irak’a yönelik olarak başlatmış durumda.
SEÇİM SONRASI
Irak’ta son yapılan seçimin sonucu hakkında Washington’da ne tür değerlendirmelerin yapıldığını, “Irak’ta ABD’nin gözü Türkiye’nin üzerinde” başlıklı 21 Mayıs tarihli yazımda aktarmıştım.
O seçimde Amerika’nın açıkça desteklediği aday ancak üçüncü olunca ve bir zamanlar Amerika’ya karşı savaşan Mukteda es Sadr’ın desteklediği parti seçimden birinci çıkınca Washington’da “Neler oluyor?” sinyali çalmış ve sonuçlar detaylı incelemeye alınmıştı.
İran’ın desteklediği adayın da ikinci çıkmasıyla Irak’ta bağımsızlıktan yana gücün yükseldiği ve böylece İran’a düşman olmamakla birlikte ne onun ne de Amerika’nın gölgesine girmek istemediği sonucuna varılmıştı.
TÜRKİYE’NİN MANEVRALARI İZLENİYOR
Öte yandan Washington, Irak’ta halkın şu anda Türkiye’ye yönelik tavrında bir sertleşme olmadığını, bunun da ülkede siyasi manevra yapabilmek açısından Türkiye’ye bir avantaj sağladığı sonucuna varmış ve Türkiye’nin Irak’taki adımlarının izlenmeye alınmasına karar vermişti.
Nitekim bu yapılmaya da başlandı, ama Washington aynı zamanda Mukteda es Sadr’a ve yakın çevresine yönelik bir arka kapı da açtı.
Washington, bir dönem kontrolündeki Mehdi ordusuyla Amerika’ya karşı savaş vermiş Mukteda es Sadr’ın desteklediği gücün, iktidarı belirleyecek hale geldiği Irak’ta Amerika’ya karşı silahlı bir girişimde bulunup bulunmayacağı sorusuna cevap aramaya başladı.
SADR’DAN MESAJ
Washington’da bu konuya bakmakta olan kaynaklar Mukteda es Sadr’dan da bir mesaj geldiğini, kendisinin ve yakın çevresinin Amerika’ya silahlı bir girişim içinde olmadıklarını, ancak ülkede yabancı asker bulunmasını uzun vadede istemediklerini, ülkenin karşı karşıya bulunduğu tüm tehditlerin bertaraf edilmesine kadar yabancı güçleri esas meseleleri haline getirmeyeceklerini, ama uzun vadede nasıl bir asker çekilmesi olacağına konuşarak karar verileceğini söylediğini belirtiyorlar.
Türkiye de Irak’ta asker bulunduran ülkeler arasında olduğu için uzun vadede yabancı asker istenmemesinin Türkiye’yi nasıl etkileyeceği ise iki ülke arasındaki ilişkiler bağlamında çözülmesi gereken bir konu gibi görünüyor.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce