Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

ÖZELLİKLE seçimden sonra Ankara’da bir büyükelçisi bulunmasına daha da çok ihtiyacı olacağını bilen Amerikan yönetimi, bu yönde bir isteği olmasına rağmen adımını bir türlü atamıyor.

Büyükelçi atanması beklenen isim belli ve hatta onun şimdiki görevine atancak kişi de belirlendi. Bu bürokratik adımlara rağmen yönetim resmen açıklama yapmayı sürekli erteliyor.

Yeni Ankara Büyükelçisi olması beklenen isim, Mike Pompeo ile çok yakın çalışma içinde olan bakanlığın Yakındoğu bürosundan sorumlu başkan yardımcısı David Satterfield. Büyükelçiliği konusunda 2 hafta önce “Henüz daha netleşmiş bir şey yok” diye konuşuyordu ama Washington’da onun ismi konuşuluyor. Onun yerine atanan isim David Schenker yeni görevine 2-3 hafta içinde başlayacağını söylediğine göre Satterfield’in atanmasının da bu süre içinde yapılması bekleniyor.

Zamanın kısalmış olmasına rağmen yönetim atama konusunda yine de harekete geçmiyor.

Bunun nedenini anlamak için işe yönetim açısından baktığımda, Kore, İran gibi öncelikli konuları ileri sürüp “Henüz Türkiye’ye konsantre olamadık” demekle yetiniyorlar.

Bu tatmin edici bir cevap değil tabii ki, ben de bu yüzden işin sonuçta atamayı onaylayacak kongre açısından nasıl göründüğünü anlamaya çalıştım.

Konge üyelerinin personeli ile bu konuda yaptığım bir ufuk turu sonucunda ortaya çok ilginç bir tablo çıktı.

ŞU ANKİ TABLO

- Yönetimden kongreye sürekli olarak Türkiye ile var olan sorunları daha da büyütecek adımlar atılmaması mesajları geliyor. Ancak kendi seçim bölgelerinden gelen baskıyı da hisseden kongre üyeleri, istemeden de olsa, F-35 yasağı durumunda olduğu gibi, sorunları artırıcı yasaklar koymayı sürdürüyor.

- Kongrenin bu adımları, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile daha farklı bir çalışma ortamı yaratmak isteyen yönetimin yeni açılımlar bulmasını zorlaştırıyor. Kongre de bunun farkında ve kongre yönetimin açılımlarına yardımcı olmak istiyor ancak kendilerine yönetimin Türkiye hakkında net bir şey söylemesini, Türkiye ile ilişkinin geleceği hakkında net bir plan ortaya koymasını, iki ülke arasındaki müttefiklik ilişkisinin nasıl tanımlandığını anlatmasını istiyor.

- Beyaz Saray, dışişleri bakanlığı ve Pentagon arasında bir koordinasyon olmadığından yönetim bu konuda kafasını bir türlü netleştiremiyor. Yönetim içinde Türkiye’ye düşmanlık derecesinde karşı olanlar bulunduğu kadar iyi ilişki kurulmasının Amerika’nın ulusal çıkarı olduğunu savunanlar da var. Bu yüzden kongre ile bu konuda üzerinde konuşulacak net bir strateji bir türlü ortaya çıkamıyor. Önceki gün yazdığım Pompeo’nun kongre komisyonundaki konuşması da bu kafa karışıklığının net bir örneğiydi.

BU ORTAMDA ADAY ÇIKARILIR MI?

- Anlayacağınız Türkiye hakkında kongre ile yönetim arasında tam bir koordinasyonsuzluk var. Bu ortamda görevleri gereği Türkiye hakkında iş yapmak durumunda olan kongre pesoneli de ortada bir genel strateji olmadığı için bildikleri gibi hareket ediyor. F-35 yasağı getiren yasa bunların elinden çıktı. Rahip Brunson meselesi de her sorunun üstünde gibi algılanabiliyor.

- Yönetim bu ortamda yeni Türkiye Büyükelçisi adayını açıklarsa onun kongre komisyonu önünde ifade vermek zorunda kalmasından korkuyor. Kendilerine uzun zamandır talep ettikleri Türkiye stratejisinin uzun süredir verilmemesinden zaten şikâyetçi olan komisyondaki senatörlerin önlerine gelen adayı sorularıyla bayağı zorlayacakları da düşünülüyor. Bundan önceki büyükelçi John Bass’ın soruşturmasında da hayli terletildiğini anlatan kaynaklar, bu defa gelecek adayın işinin daha zor olduğunu vurguluyor. Adaya gelebilecek sorular hakkında cevaplar hazırlaması gereken yönetim de bu cevaplar konusunda henüz net değil.

İşte Washington’un derin mekanizmalarında Türkiye’ye yeni büyükelçi atanmasını zorlayan süreç böyle işlemekte.

Ancak şimdiki görevini 2-3 hafta içinde bırakmak üzere olan yeni adaya da bir şeyler söylenmesi gerekeceğinden önümüzdeki kısa vadede yönetimin Türkiye konusunda full time konsantre olması ve kongreye elinde bir oyun planı olan yeni büyükelçi adayını göndermesi gerekecek.

Yani Türk-Amerikan ilişkileri açısından gerçekten sıcak günler asıl şimdi başlamakta diplomasi açısından. Bu arada Türkiye’nin yeni Dışişleri Bakanı’nın kim olacağının da burada merakla beklendiğini söylemeliyim.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar