ABD'nin rejim değişikliği hedefi
2 gün önce Washington’da Başkan Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı John Bolton bulunduğu her ortamda, fırsat her doğduğunda “Amerika olarak amacımız İran’da bir rejim değişikliğine neden olmak değildir” diye konuştu.
Bir gün içinde buna o kadar fazla vurgu yaptı ki Washington’un ulusal güvenlik konularındaki yazar camiasının içinde olan bizler için bu zaten bildiğimiz bir konunun teyiti gibi bir gelişmeydi.
ABD, aksine ne söylenirse söylensin İran’da bir rejim değişikliği hedefliyor. 2 gün önce ilk kademesi başlatılan yaptırımın başka bir hedefi de yok.
Bizler bunu nereden biliyorduk anlatayım: Amerikan istihbaratı İran içinde halkın, özellikle dış operasyonlara para ayırıp sosyal konuları ihmal ettiği gerekçesiyle devlete karşı tepkili oldukları tespitini yaptı.
Bundan yola çıkılarak eğer yaptırımlar sayesinde iç ekonomik zorluklar arttırılırsa halkın tepkisinin daha da artacağını ve bunun bir isyana dönüşebileceğini düşünüyorlar.
Amerika’nın Türkiye de dahil batıdaki tüm müttefiklerinin, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun İran’ın nükleer anlaşmaya uyduğunu söylemelerine rağmen Amerika’nın yine de “Uymadı” diyerek yaptırım getirmesinin başka bir açıklaması da yok zaten.
CIA’NİN AYETULLAH MIKE’I
Amerika’nın bu noktaya geleceği zaten aylar önce CIA’nin İran operasyonları biriminin başına Ayetullah lakaplı Michael D’Andrea’nın getirilmesiyle belli olmuştu.
Müslüman bir kadınla evli olan ve kendisi de Müslüman olan Ayetullah Mike’ın uzmanı olduğu İran konusunda son derece radikal ve tehlikeli görüşlere sahip olduğu söyleniyor. Orada rejm değişikliğine gitmek için suikastlar, iç savaş dahil her türlü yöntemi deneyebileceği de biliniyor Washington’da.
Nitekim o göreve geldikten aylar sonra durup dururken, hatta hiç gereği yokken İran’a yeni yaptırım kararı işte bu nedenle geldi.
REJİME BİR YIL ZAMAN BİÇİLİYOR
Yine bu nedenle ABD, İran’ın ihracatını ve ithalatını sıfırlama kararı aldı. Eğer sıfırlarsa ekonomik krizin ülkede büyüyeceğini ve isyanın oluşacağını hesaplıyor.
Hatta istihbarat çevrelerinin de rejim değişikliğinin bir yıl içinde olacağı hesabını yaptığı bile belirtiliyor.
Amerika işte bu nedenle bu yeni yaptırımları delebilecek ülkelere karşı sert açıklamaları şimdiden yapıyor.
Çünkü bu yaptırım delindiğinde rejim değişikliği hesaplarının gerçekleşmeyeceğini biliyorlar.
Bu bağlamda “Ya yaptırımlara uymazlar” diye Fransa’dan da Almanya’dan da Türkiye ve Çin’den de korkuyorlar.
Çünkü Washington’da yönetim içinde ipleri eline almış gibi gözüken neokon-evanjelist koalisyonun hedefinde İsrail’in çıkarlarını korumak için İran var ve bu yaptırımlar bu koalisyon açısından çok önemli.
Rahip Brunson gibi bahanelerle Türkiye ile aralarını son günlerde gerginleştirme çabalarını da bu bağlamda değerlendirmek lazım. Onlar şu anda Türkiye’yi tam okuyamıyorlar. Tam ne yapacağını da göremiyorlar.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce