Sarı yeleği ithal girişimi
Fransa’da ve diğer Avrupa ülkelerinde görüyorsunuz, dünyada müthiş bir hegemoni savaşı var, görünenlerin dibinde global düzeni ele geçirme savaşı yaşanıyor. Çalkantılar her yöne yayılma eğiliminde.
Türkiye attığı makul adımlarla, yönetimiyle, tecrübesiyle bu büyük çalkantının dışında kalma şansına sahip belki de tek ülke. Düzenimizi bozmak için dış ve iç saldırılara rağmen, dünyanın en istikrarsız bölgesinin merkezinde olmasına rağmen, Türkiye’nin yönetimi prensipli davranıp dik duruş sergilediğinden Türkiye kendisini korumaya almış gibi.
İTHAL DÜŞÜNCELER
"Gibi" diyorum çünkü yine bu istikrarı bozmaya niyetli bazı çevreler var.
‘Sarı yeleği ithal girişimi’ olarak adlandırdığım bu tavır Fransa benzeri gelişmeleri Türkiye’de de yaşamaya arzulayan çevreleri kastediyor.
Kendi gençliğimi de katarak söylüyorum bunu; Türk gençliği taklitçilik hastalığından bir türlü kurtulamadı. Bizim gençliğimizde moda dış düşünce Marksizm'di. Bu o günlerde kendi anti tezi faşist tavırları da ortaya çıkardı. Bu da bir özgün gelişme değildi aslında o da ithal bir düşünceydi.
Türkiye’de gençlik özellikle Batı aleminin etkisiyle kendisine özel özgün tavırlar oluşturamadı. Şimdi de aynı hastalık hortlatılmaya çalışıyor.
Bu aralar tartışılan Gezi Parkı olayları aslında ‘Wall Street’i işgal eylemlerinin bir taklidiydi.
Provokatörlerden kötü niyetli eylemcilerden çok ağzı yanmış bir abi (amca) olarak Gezi Parkı başladığında televizyondan ve çok az kullandığım sosyal medyadan şöyle bir uyarı yapmıştım:
"Gezi Parkı daha ilk günün sonunda bitirilmeliydi. Çünkü bir tepki ancak barışçı kaldığı taktirde toplumdan destek alır ve başarılı olur. Eylem uzatıldığı takdirde kalabalığa sızacak profesyoneller her şeyi yakıp yıkabilirler..." demiştim ve nitekim bu da oldu.
KÖTÜ NİYET YİNE DEVREDE
Şimdi yine bazı kötü niyetli provokatörler sosyal medyada yine gençliğin romantik isyancı ruhuna hitap edecek yayınlar yapıyorlar. Fransa rezaletinden kahramanlık yalanları çıkarmaya çalışıyorlar.
Bu oyuna düşmek vatana ihanetten başka bir şey değildir.
Türkiye bu çalkantılı dünyada düzgün durabilmek ve sakin limana çekilme imkanını yakalamışken çalkantıları Türkiye’ye ithal etmeye çalışmak tam anlamıyla hainliktir.
Neyse ki şimdiki gençliğin bizim zamanımızın gençlerinden daha akıllı çıkacağına umudum var benim. İslami gençlik sorunları zaten kendi aralarında düzgün çok boyutlu tartışıyor. Atatürkçü gençlik ise kendi geçmişinden daha fazla ders çıkarmışa benziyor.
Bu oyuna düşülmeyeceğine inancım tam da yine de hayat tecrübesi olan bir büyüğünüz olarak uyarımı yapayım dedim.
VATANSEVERLİK ORTAK PAYDASINDA BULUŞMAK
Türkiye’nin en büyük ve acil ihtiyacı İslami kesim ile Atatürkçüler'in vatanseverlik ortak paydasında bir araya gelip konuşmalarıdır.
Büyükler bunu yapmakta nedense zorlanıyorlar belki gençlik işleri ele alır. Bunun için konjonktür tam da uygun, bu adımın tam da zamanı. Türkiye’nin buna ihtiyacı var.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce