Rusya ile ABD'nin üzerinde anlaştığı büyük Suriye planının uygulanması Türkiye'nin onayına ve desteğine bağlı
Sınırımızın güneyindeki gelişmeleri, Türkiye’nin kararlılığını Washington’dan yapılan "Askerimizi çekmeyi düşünüyoruz" açıklamalarını, Suriye’ye bir anayasa oluşturulması sürecine gelinmişken askeri hareketlenmelerin de yoğunlaşmasını, bunların hepsini anlamlandırabilmek için yakın tarihte perde arkasındaki gizli diplomaside yaşananları bilip anlamamız gerekiyor.
Suriye’nin geleceği konusunda ABD ile Rusya 1 yıl önce bir ön anlaşmaya varmış durumdalar.
İki ülke de bu geleceğe Türkiye’nin onayı ve desteği olmadığı takdirde uygulanması ihtimalinin bulunmadığını bildiklerinden ön anlaşmalarının en kritik konusu Suriye Kürtleri üzerine oldu.
Rusların 'Kuzey Irak Modeli' Amerikalıların 'Kamışlı Modeli' diye adlandırdıkları 'Kürt Oluşumu Modeli' bu süreç içinde formüle edildi.
Kürtleri içeren federatif bir yapı düşünülmüyor. Kuzey Suriye’de sınırımızdan uzakta, sınırları belli olan ve sınırlarında Suriye bayrağının dalgalanacağı, sınır korumasının da Suriye ordusu tarafından yapılacağı bir alanda YPG/PYD etkisinin temizlendiği Kürt oluşumuna kültürel ve idari özerklik verilecek.
Rusya ile ABD arasındaki gizli diplomaside Türkiye’nin başta buna tepki vereceği ama sonra Kuzey Irak’ta olduğu gibi bununla çalışmaya geçtiği takdirde Irak Kürt Otonom Bölgesi nasıl Türkiye’nin etkisi altına girdiyse Kuzey Suriye’de de bunun olacağı konuşuldu.
GİZLİ DİPLOMASİDE YAŞANANLAR
Bu sonuca nasıl varıldığını Washington’da bizzat yaşadım bu nedenle bu süreci en iyi anlatabilecek de ben olmalıyım:
1- Rusların Kuzey Irak Modeli dedikleri formülasyonu Amerikalılara anlatmak için planın mimarı Putin’in Ortadoğu danışmanı Vitaly Naumkin geçtiğimiz şubat ayının 25’inde Washington’a geldi. Bir gece sonra 26 Şubat'ta Georgetown Üniversitesi’nde sadece özel davetlilerin katılabileceği bir yemekli toplantı vardı.
2- 26 Şubat gecesi Washington’un dış politika ve ulusal güvenlik elitleri Naumkin’in Suriye planını dinlemeye gelmişlerdi. Naumkin konuşmasında Kürtler ve Suriye’nin geleceği konusunda Rusya’nın düşündüklerini açıkça anlattı.
Mike Pompeo3- Ertesi sabah Başkan Trump ile 27 Şubat sabah toplantısını yapmak için o günlerde CIA başkanı olan Pompeo Beyaz Saray’a biraz geç geldi. Naumkin’in Washington’dan ayrılmasını beklemişti. Bu bağlamda Pompeo’nın neden önemli olduğunu da anlatmalıyım.
4- Naumkin Washington’a gelmeden bir hafta önce CIA başkanı gizli bir operasyon düzenletmişti. CIA’in FBI ile işbirliğiyle yürüttüğü bu operasyonda Rusya’nın iç, dış ve askeri istihbarat örgütlerinin başındaki insanlar gizlice Washington’a getirildiler. Oysa bunlara konulmuş yaptırımlar çerçevesinde ABD’ye giriş yapma yasağı da vardı. (SVR’nin başı Sergey Naryshkin, FSB’nin başı Alezxander Bartnikov gelen gruptaydı) Pompeo onları CIA merkezinde kabul etti ve uzun bir toplantı yapıldı. Toplantıda Naumkin’nin bir hafta sonra açıklayacağı Kürt planı ve Suriye’nin geleceği konusunun detaylar konuşuldu.
5- Bu gelişmeden sonra bir de Naumkin’in konuşmasını dinleyen Pompeo 27 Şubat PDB’sinde (Presidential Daily Briefing) Fırat’ın doğusuyla ilgili olarak düşünülenleri Trump’a anlattı. PDB’den sonra Trump’ın Putin’i telefonla araması planlanmıştı.
6- Bir buçuk saat konuştular telefonda. Trump, Putin’e kuzey Irak Modeli'ne hemen onay vermemiş de olsa bunun en azından üzerinde konuşulabilir bir öneri olduğunu söylemişti.
Washingon’da o gün eğer Suriye’de İran etkinliğinin azaltılması sürecine Rusya’nın aktif desteği alına bilinirse Kuzey Irak Modeli'ne desteğin arttırılmasına karar verildi. Washington bu modele ‘Kamışlı Modeli' adını verdi.
7- Ve yine 27 Şubat'ta eğer bir gün Amerika bölgedeki 2 bin 200 askerini çekerse YPG/PYD unsurlarına "Siz Esad yönetimi ve Rusya ile koordineli çalışın" denilmesine de Washington’da karar verildi.
Anlayacağınız bizi bugünlere getiren sürecin perde arkasında bunlar yaşandı. Bunlar benim yorumlarım değil bunlar bizzat yakından gözlemlediğim ve çok taraflı teyit ettiğim gelişmeler. Mesele Ortadoğu ve özellikle Suriye olduğunda hiç bir gelişmeye kesin diye bakmamak gerekiyor. Ama yeni bir sürecin içinde olunduğu kesin. Ve diğer kesin olan şey de bölgede Türkiye’nin belirleyici olacağıdır.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce