Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Tanzim satışların ekonomiye verdiği ayar ve yarattığı heyecana bakarken 2001 krizine giden süreçte bir grup ekonomistle giriştiğim tartışmaları hatırladım.

Ben kriz vurmadan çok önce bir büyük krizin gelmekte olduğunu söylemiş ve uyarmıştım. Kurtuluşumuzun bir an önce planlı ekonomiye geçmekle olabileceğini söylüyordum.

PLANLI EKONOMİ

Karşımdaki ekonomistler bir krizin geleceğine inanmadıklarından ve fazlasıyla iyimser olduklarından onlara da 'Televoleci Ekonomistler' adını takmıştım. Tanzim satışlar da aslında bir planlı ekonominin unsurudur.

BUNA İMKANIMIZ VE GÜCÜMÜZ VAR

Bu çarşı yerlerini gezerken Türkiye’nin 'kriz-büyüme-yeniden kriz-yeniden büyüme' sarmalından kurtulma şansının olduğuna bunu ancak büyük bir yapısal tedbir paketiyle yapabileceğine ve bunun da ancak planlı bir ekonomi ile olacağına inanıyorum.

YOL GÖSTERİCİ PLAN

Planlı ekonomi denilince bazı insanların aklına Sovyet tipi merkezi, emredici planlar geliyor.

Geçen tartışmada da bunu böyle düşünüp aleyhime kullananlar olmuştu şimdi de çıkacaktır bunlardan.

Bunu tartışmak bize çok kıymetli bir vakit kaybına neden olacaktır.

MERKEZİ EMREDİCİ OLMAYAN BİR PLAN YAPMAK MÜMKÜNDÜR

Yol gösterici olan piyasa oyuncularının orta vadeyi net görmelerine iş planını buna göre yapmalarına imkan veren ve belirsizlikleri ortadan kaldırarak piyasaları daha verimli çalıştıran bir plan yapma imkanı vardır ve Türkiye’nin bu konuda bilgi ve birikimi de bulunuyor. Sektörleri tek tek ele alıp ihtiyaçların ne olacağını üretimin ne olması gerektiği gibi hedefler konulur sonra bu hedeflere uygun teşvik ve vergi politikalarıyla piyasa oyuncuları bu sektör için harekete geçirilebilirler. İstenildiği takdirde Türkiye’nin tüm girdi çıktılarıyla ekonometrik modelleri çıkartılıp kısa sürede makro planı hazırlanabilir.

AMERİKA PLANDAN KORKAR

Türkiye’nin bir planlı ekonomiye geçme ihtimali kapitalist dünya ekonomisinin merkez ülkesi olan ABD’yi hep korkutmuştur. Çünkü piyasa ekonomisi serbest değildir merkez konumundaki ülkenin yönlendirmesi altındadır. New School for Social Research okulundaki derslerinde ünlü iktisadi düşünce tarihi hocası Robert Heilbroner bunu bize net öğretmişti.

Ben Amerika’nın planlı bir Türk ekonomisinin kontrolden çıkmasından nasıl korktuğunu somut olarak daha sonra ‘Demokrat Parti Döneminde Türkiye Ekonomisi (Ekonomik kalkınma süreçler üzerine bir deneme) başlıklı doktora tezimi yazarken görmüştüm.

PLANA ABD TEPKİSİ

Örneğin İkinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye’nin nasıl bir yol izlemesi gerektiği üzerine düşünülürken 'Türk sanayinin harp zamanından sulh zamanına intikal devrelerinde korunması ve gelişmesi ile ilgili genel problemler hakkında öz rapor’ ile birlikte ‘İvedili Sanayi Planı' hazırlanmıştı.

Bu o zaman uygulanabilseydi daha sonra gelecek ve neredeyse kaderimiz haline gelecek krizler de engellenebilecekti. Ama Amerika siyasi baskı yaparak yeniden bir sanayileşme sürecine girilmesine yol açacak bu planı reddettirdi.

Şimdi elimizde yeni bir imkan var. Güçlü bir siyasi otoritemiz ve Amerika’dan emir almayacak bir irade de bulunuyor.

Üstelik şimdiki siyasi sitemimiz hedef koyan bir planı uygulamak için de çok uygun.

Türkiye bu krizden çıkacak ama planlı bir ekonomiye geçmezse ilerde yeniden bir kriz olması ihtimali var.

Yol gösterip hedefler koyan teşvik edici bir plan serbest piyasayı da çok daha verimli ve ülke çıkarlarına yönelik olarak çalıştırır.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar