Ameliyat
Dün sol dizimden ameliyat oldum.
Babam da yıllar önce benzer bir ameliyat geçirmişti...
Belki inanmayacaksınız ama kendi ameliyatıma korkmak yerine babamın ameliyatı öncesi ve sonrasında yaşananları hatırlayıp onlara tekrar koktum, kendi sorunlarımı böylece unuttum.
***
Babam o günlerde kendi deyimiyle orta yaşlarını yaşıyordu, henüz 90 olmamıştı. Benim bile anne dememin garip kaçacağı yaştaki kızlarla flört ediyordu. Çeşitli uyuşturucular ile deneyler yaptıktan sonra yazılarını yazan William Burroughs gibi davranıyor ama o kitap yazmak yerine kendisine bir hayat yazıyordu. Tehlikeli yaşamın sonunda olacaklar oldu ve bir kaza sonucu bacak ameliyatı için hastaneye yattı.
***
Sabah ameliyata alacaklar ama o bahçeye çıkarılması gerektiğini çünkü pipo içme zorunluluğu olduğunu söyledi. Yaşı haylice fazla olduğu için zaten risk bulunduğunu buna izin veremeyeceklerini söylediler. Ben onun sadece bir deli değil aynı zamanda bir esrarkeş de olduğunu ve birkaç fırt piponun, bir garantisi olmamakla birlikte, onu belki biraz sakinleştirebileceğini söyleyince buna göz yumdular. Dışarıya çıkardığımda, köşedeki bakkaldan rakı almam için rüşvet teklif etti, piposunu yaktıktan sonra. Bunun yanında başka tütünlü şeyler de içti. Sigara değillerdi ama ne olduklarını sormaya korktum. Çünkü şu anda evinde bir kaktüs çiçeği var. Bunun içinde Kolombiya’nın yıllık üretimi kadar malzeme olabileceği de söyleniyor. Sonunda tütün çiğnedi ve artık dünyada illegal olmasına rağmen enfiye de çekti.
***
Odaya döndüğümüzde yeni hemşiresini görünce "Bu gece uzun olacak işimiz zor" diye düşündüm.
Nitekim kız bir süre odada kaldıktan sonra çıkıp yanıma geldi ve "Serdar Bey babanıza bir de psikolog çağırmak istiyorum" dedi.
Dediğine göre babam ona birlikte yaşamak ve bu olmuyorsa da yıldırım nikahla eklilik teklif etmiş.
Babamın o geceki nöbetçi psikolog tarafından tedavi edilebileceğini sanmak, tuzağa düşürdüğü kadınları pişirip yiyen Hannibal Lecter’in tek bir seansta normale dönüşebileceğini sanmakla birdi.
Hemşireye "Eğer çağıracağınız ‘Nietzsche Ağladığında’nın yazarı Irvin Yalom değilse hiç zahmet etmeyin" dedim. Babam Nietzsche'yi yazdığı için Yalom’a saygı duyar.
***
Onun yerine babamın uyutulmasını teklif ettim. Kız bunu yanlış anlamış olmalı ki suratıma dehşetle bakarak bunu babamın ne kadar da hak etmiş olduğunu düşünse de cinayetin biraz abartılı olabileceğini söyledi.
Ben de onu kastetmediğimi belirtip "Bir kutu sakinleştirici verin yarım saat filan uyur" dedim.
"Bir kutu sakinleştiriciyle intihar edilir" deyince "Onu sadece yarım saat uyutur" cevabını verdim.
Bunu da reddedince "Benden günah gitti ne haliniz varsa görün" dedim.
***
Doktoru ameliyat sırasında babamın tam üç kez az daha 'eks' olmaya yaklaştığını ama her defasında gözünü açıp etrafıyla dalaştığını anlattı. Yan tarafta yüksek sesle şikayet etmekte olan bir başka hastaya küfretmiş o susunca da doktorlarla uğraşmaya başlamış. Ben de doktora "O zaman da sen üçüncü eks olma şansını kullandırsaydın" diye şaka yaptım o da beni ciddiye aldı..
Neyse dün ameliyata girmeden bütün bunları tekrardan hatırladım.
Babamın aksine ben hastanede tam bir melek gibiyim. Bunun sebebi böyle hissetmem değil eğer melek gibi olursam benim canımı daha az acıtacaklarını sanmamdı. Bunda pek haklı olduğum da söylenemez.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce