Bir fotoğraf ve merkez bankaları
Başkan değişimi gerçekleştiğinden bu yana merkez bankaları hakkında bir laf etmek istiyordum. Ancak her makul insanın düşünüp söyleyeceği türde de yazmamak istiyordum. Bu konuda denilebilecek en makul lafları Fatih Altaylı ‘Çok Şaşırmış numarası yapmaya gerek yok’ başlıklı 6 Temmuz tarihli yazısında etti. Bu konuda benim edeceğim makul laf, "O yazıda ortaya konan bakışa aynen ben de katılıyorum" demekten ibarettir.
***
Arayışımı bu noktada kesip başka konulara odaklanabilirdim ama konu hakkında farklı bir laf etmek isteği de kemirip duruyordu içimi. Bir yandan diğer yazıları yazarken konuya ilişkin yeni bir perspektif getirilecek gelişmelere de beynimi açık tutmuştum.
Sonunda aradığım açıklık Reuters’den geçilen Kim Kyumg Hoon’un çektiği fotoğrafla geldi.
Fotoğrafta merkez bankaları 'guvernorlar' toplantısına giden IMF’in eski, Avrupa Merkez Bankası’nın yeni başkanı Christine Lagarde’nin odaya girişi görülüyordu.
Son derce sıcak hisler veren ayrıca bayan Lagrde’nin arkadan görünüşü ile naif bir seksüalite de içeren bir anı tespit etmişti foto muhabiri.
Herhâlde merkez bankası başkanlarının toplantısı bu dünyada olabilecek en soğuk, hatta ruhsuz olaylardan bir tanesi olmalı. Buna rağmen bu ortamdan bile bu kadar sıcak duygular veren bir fotoğraf çıkarmak bir gazetecilik başarısıydı.
*****
O anı biraz analiz etmeliyiz.
Lagarde‘nin vücut diline bakın, "Hey eski arkadaşlar ben de geldim aranıza" diyordu vücut lisanıyla. Diğer başkanlar da ona son derce sıcak duygularla bakıyorlar. Onu aralarında görmekten memnun oldukları, "Birlikte çok güzel çalışacağız, aramıza iyi ki katıldın" diye düşündükleri fotoğrafta görülüyordu.
****
Evet işin özeti de buydu. Merkez bankaları dünyası aslında bir kulüptür. Bir ülkenin merkez bankasının başına gelen kişi kim olursa olsun o kulübün diğer üyeleri ile iyi anlaşıp onlarla kaynaşabilecek kalibrede bir insan olmalı. Kulübün diğer üyeleri ile ekonomi politikaları dışında da sohbetler edeceksin, onlarla gerekirse birkaç kokteyl de içeceksin, yemek davetlerinde bulunacaksın, diğer üyelerle arkadaş da olacaksın ki ileride uluslararası destek gerektiğinde o destek de kolay gelsin.
***
Bizde yeni atanan başkanı hiç tanımam ama inşallah bu 'exclusive club’ın içine kolay girip adapte olacak kalibredeki bir insandır, çünkü Türkiye’nin buna ihtiyacı olacak, bazen kişisel iyi ilişkiler büyük politika kararlarından çok daha önemi olabilir.
Dediğim gibi yapılan başkanlık değişimi konusunda benim hiç bir önyargım yok, sadece makul olanı düşünmeye çalışıyorum ve bu fotoğrafın düşündürdüklerinden yola çıkarak bu kulübün saygın üyesi olmak için neler yapmamız gerektiğini de konuşmamız gerekeceğini söylüyorum.
****
Bu arada Christine Lagarde’nin ayrılmasından sonra Başkan Trump IMF’in de başına bir Amerikalının gelmesi için çalışmalar başlatmış. Eğer bu gerçekleşirse bunun dünya açısından ne anlama geleceğini de düşünüp konuşmamız gerekebilir ilerde.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce