Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

ABD, Suriye’de DEAŞ ile mücadele için PYD/YPG ile işbirliğine gittiği günden itibaren Amerikan kaynaklarına göre 11 bin Kürt ölmüş.

Bunca zamandan sonra ABD ordusunun aynı dönemde verdiği kayıp sayısı sadece 10 asker.

***

Önceki gün iki ayrı olayda öldürülen masum insanların sayısı ise 30!

Yani güya bölgede savaşan Amerikan ordusunun verdiği kayıp sayısının 3 misli insan bir günde, sadece iki olayda sivil yaşamın içinde öldürülebilmiş.

***

Sadece bu sayılar bile bu toplumda ne kadar hastalıklı bir yapı olduğunu göstermeye yetmeli.

Devletin zirvesindeki ırkçı söylemlerle de beslenen bu hastalıklı yapı bakkaldan gazoz alır gibi eline geçirebildiği silahlarla amacının ne olduğu belli olmayan katliamlar yapıyor. Bu kaçıncı olay ve bu tür olayların sonu da gözükmüyor.

Çünkü istediği zaman bölgemizde sade vatandaşların bile havadan takibini yapabilen bu devlet kendi içindeki hastalıklı yapı karşısında ne yapabileceğini bilmiyor. Veya bilse dahi bunu isteyerek çözmüyor da olabilir.

***

"Devlet duruma müdahale edebilecek, bir şeyler yapabilecek durumdaysa neden yapmıyor?" diye hiç sormayın. Unutmayın ki böyle durumlarda yıllar sonra ortaya öylesine gizli nedenler, komplolar ortaya çıkabiliyor ki insan şaşırıp kalabiliyor. Bu yüzden bu toplumda çok sayıda komplo teorisi üreten insan var ve bunlara inananların sayısı da çok fazla. Irkçı saldırıların ardında da gizli bir gücün olduğunu düşünenler bu aralar hayal güçlerine hiç bir sınır çekmiyorlar.

***

Ben "Bu toplumda her an her şey olabilir" diyenlerdenim. Türkiye’de de böyle yaşıyorum burada da aynı durumdayım. Bu yüzden olaylar hakkında komplo teorileri üretenleri hemen bir kenara itmiyor ve onları en azından daima açık fikirle dinliyorum.

Olayın yaşandığı günlerde insanlara sıradan, adi suç gibi gelebilen gelişmelerin dediğim gibi yıllar sonra içinde devletin gizli güçlerinin de olduğunun ortaya çıktığı durumlar vardır. Bu yüzden 30 kişinin öldürüldüğü son olayların da temelinde gizli güçlerin eli olduğunu söyleyenleri doğrusu ben hemen "Saçmalamayın" diyerek susturmanın doğru olmadığını düşünüyorum.

***

Bir örnek vermek istiyorum neden böyle düşündüğümü anlamanız için.

Yıllar önce Los Angeles’da bir yaz gecesi yönetmen Roman Polanski’nin eşi Sharon Tate evinde bıçaklanarak öldürülmüştü. Cinayeti işleyen kadın ve erkekler öldürme emrini Charlie Manson’dan aldıklarını söylemişlerdi. Öldürülen kadının kanıyla evin duvarına da ‘Domuz’ yazıldığından ve Manson fizik olarak şeytana benzetildiğinden olayın temelinde satanist güçlerin de bulunduğunu düşünen Amerikan toplumu olayın şokunu bir türlü üstünden atamamıştı. Olaya daha sonra bakan savcı Helter Skelter adlı bir kitap da yazmış bu da sonra film haline getirilmişti. Kitabın adı Beatles grubunun aynı adlı albümünden alındıydı. Manson’un sevdiği bir şarkıydı bu.

***

Şimdi bu olaya neresinden bakarsanız bakın bu adi bir adli vaka gibiydi. Olay ne kadar şok edici olsa da temelinde gizli devlet güçlerinin olabildiği bir olay olarak hiç bir zaman görünmüyordu.

Ama durum böyle değilmiş. Yıllar önce sıradan bir dergi yazısı için olaya el atmış olan bir gazeteci olayı çözdükçe ona bile şaşırtıcı gelebilen yeni delillere ulaşmış ve olayın temelinde, şimdi sıkı durun, CIA’nin de olabileceği bir komployu ortaya çıkarmış.

***

Quentin Tarantino’nun son filminin arka planında bu cinayet yattığından ben gazeteci Tom O’Neill’in ‘Chaos-Charlie Manson, The CIA and The Secret History of The Sixties’ adlı kitabını okuyorum. Akıllara durgunluk veren iddialar bulunuyor kitapta.

Yazar Joan Didion’un ‘The White Noise’ adlı kitabında 1960’ların sonunu getiren gün olarak adlandırdığı cinayetin olduğu günün temelinde bile böyle bir şeyin olabilmesi insanı doğrusu biraz paranoyak hale getirebilen bir gelişme.

***

Bir günde silahlanmış deliler nedeniyle yıllardır savaşmakta olan ordusunun savaştaki ölü asker sayısının üç misline denk gelen 30 kişinin ölümünün olabildiği bir ülkede, bunun bile temelinde devletin gizli güçlerinin olabileceğine inananların bulunabilmesi, temeldeki sosyal hastalığın bir göstergesi olsa da anlattığım nedenle bu tür komplo teorileri fazla şaşırtıcı da değil.

Manson cinayetinde olduğu gibi sadece tek bir gazeteci bu son olaya taksa yıllar sonra yine ortaya şaşırtıcı yeni iddiaların ortaya çıkabilmesi de mümkün.

***

Başta verdiğim rakamları bölgemizdeki Kürtlerin özellikle iyi incelemesi gerekiyor. ABD süreç içinde sadece 10 askerini kaybetmiş Kürtlerin aynı dönemde 11 bin ölüsü olmuş. Kürt yaralı sayısı da Amerikalılara göre 24 bin civarındaymış.

Amerika teröristler için durmadan "Bölgedeki ortağımız" filan diyor ama asıl amacın kendileri için ölecek kurbanlar bulmak olduğu da çok açık bu rakamlardan.

Fırat’ın doğusunda ne olacağının yine tartışıldığı bu günlerde bu gerçeğin de hatırlanması gerekiyor.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar