Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Aslında başlığı ‘Hayatımda okuduğum en mutluluk verici haber’ diye atacaktım ama abarttığımı düşünüp ciddiye almazsınız diye bundan son anda vazgeçtim. 64 yıllık hayatımın her anını hatırlamıyorum ama içimi bu kadar umutla doldurmuş olan başka siyasi içerikli bir haber de hatırlamıyorum.

Haberi okurken böyle sıcak, insani dokunuşlarla dolu haberlere ne kadar vatandaş olarak ihtiyacımız olduğunu fark ettim. İnsani dokunuşların anlatıldığı haberin, üstelik siyasi boyutu da olunca içim daha da sıcaklaştı. Çünkü yıllardır siyaset alanından sürekli kutuplaştırıcı, ötekileştirici sinyaller geliyordu.

Bu anlamsız sert ortam beni hayli yormuş olmalı ki bahsettiğim son haberi okurken yorgunluğumu nihayet atma sürecine girebileceğim umudu doğdu içimde.

***

Beni çok heyecanlandıran, mutlu eden haberin ne olduğunu anlatmadan önce bir noktaya daha dikkatinizi çekmek istiyorum; bu haber Türkiye’de yeni bir dönemin başladığını ve büyük bir değişim yaşanmakta olduğunu somut olarak göstermektedir. Bu büyük değişim ilk sinyalini İmamoğlu’nun seçilmesiyle vermişti. Son haberdeki görüntü de o büyük değişimin sürmekte olduğunu göstertmektedir. Bana çok heyecan veren ve Türkiye’ye inancımın sürmesini sağlayan bu büyük değişim sürecinin esas mimarının Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu da görmeliyiz ve ona bu konuda hak ettiği övgüyü de açıkça ifade etmeliyiz.

***

Çünkü Kılıçdaroğlu bir süredir çoğu insana çok zor gelebilecek ve gerçekten de zor olan CHP’yi yeniden tanımlamaya, yeniden konumlandırmaya girişti. Bir anlamda yılların köklü partisini 21’inci yüzyılın koşullarına uygun biçimde yeniden tanımlamaya başladı. Bunu yaparken de hiç kimseyi kırmamaya, toplum kesimlerinin hiç bir tanesini dışlamamaya, kimseyi ötekileştirmemeye dikkat etti.

Sonuç itibariyle Kılıçdaroğlu tarafından İstanbul için aday gösterilen İmamoğlu’nun seçimi kazanma yolundaki söylemleri, mesajları öyle spontane çıkmış bir şey değildi. Bunun arkasında 21’inci yüzyıl CHP’sinin nasıl olması gerektiğini düşünen parti başkanının da beyni bulunuyordu.

***

Bu bağlamda Kılıçdaroğlu’nun Hacı Bektaş Veli anma toplantısında yapmış olduğu konuşmayı ben çok önemsiyorum. Orada bir süredir vermekte olduğu mesajların bir özetini ve bunların Türkiye’nin geleceği açısında ne anlama geleceğini görmeniz mümkün. Ne demek istediğimi merak edenler onun bu konuşmasını mutlaka bulup okumalılar bence.

***

Bir defa konuşmalarda kullanılan üslup da çok önemli. Katiyen kırıcı olmayan insanları inancı ne olursa olsun, hayat tarzı ne olursa olsun ötekileştirmeyen, onları kucaklamaya açık bir üslupla veriliyor mesajlar. Bu yıllardır benim gibi sertlikten, sert üsluplardan yorulmuş olan insanların çok özediği, içimize mutluluk veren yeni siyaset üslubudur. Bu üslubun tuttuğu ve gelecekte de tutacağı İstanbul seçiminde görüldü. İçine girilen bu yol Türkiye’nin geleceği açısından da büyük umutlar veriyor.

***

Mutluluk veren güzel haber diye girdim konuya ama bu noktaya kadar siyasi analizler yapıp durdum. Aslında birçok laf söylemeye de gerek yok sadece o buluşmadan tek bir kareye bakmak bile edilen onca lafın yerini tutabilir.

CHP Başkanı Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu, Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş ve Selahattin Bey'in kız kardeşi Aygün Demirtaş'la buluşup sohbet etmişler.

Buluşmanın ev sahibi Selvi Kılıçdaroğlu.

Dedim ya Türkiye önemli bir değişim sürecinde. Hiçbir büyük değişim kadınlar onay vermeden ve kadın eli değmeden olamayacağına göre bu buluşma değişmeye kadın elinin değmeye başladığını da gösteriyor.

***

Kendisini ve toplumu değiştirmeye girişen ve böylece 21’inci yüzyıla uyum sağlayacak CHP’ye de kadın elinin değmesi özlediğimiz mutlu ve güzel Türkiye’nin yakında oluşacağı, bunun ruh halinin ülkede yerleşmeye başladığını gösteriyor. Bu yeni ruh halini ilerde Türkiye’de siyaset yapmayı düşünen herkesin iyice anlayıp çözümlemesi gerekiyor.

***

Bu değişim sürecinde özellikle toplumda yabancılaştırılmış genç nüfusu da tekrardan sosyal/siyasal yaşamın içine çekme imkanı açılacaktır. Toplumun inanç yapısı ile ilgili yapılan tüm çalışmalara bir bakın. Çalışmaların hemen hemen tümü yıllardır sürdürülen dine dayalı ötekileştirici ve bize yabancı uygulamaların empoze edildiği söylemlerin özellikle gençler arasında tutmadığını, gençlerin kendi inançlarını istedikleri biçimde karışılmadan ve kimseye de karışmadan yaşamayı arzuladıklarını gösteriyor.

CHP inancı hayat tarzı ne olursa olsun kimseye karışılmayacağı ve herkesi kapsayıcı mesajlar vererek bu gençleri tekrardan kazanılabileceğini bence gördü.

***

Bir süredir kabalaşmış, sert Türkiye’nin yerine daha zarif bir Türkiye’nin gelmesini istemek makul bir arzudur. Ülkeye zarafet tekrar geri gelecekse bunun kadın eli değmeden olabilmesi mümkün değildi. Selvi Kılıçdaroğlu başta olmak üzere Dilek İmamoğlu’na ve Başak Demirtaş’a bizlere bu umudu verdikleri için gönülden teşekkür ediyorum.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar