Mindhunter ikinci sezon
Günümüz popüler kültür alanında neyin neden heyecan yaratacağını kestirmek iyice muamma halini almaya başladı.
Örneğin bir tavuk sandviç zinciri kızartılmış tavuk sandviçi çıkarıyor piyasaya. Bildik, sıradan, sevimsiz görüntülü bir şey olmasına rağmen New Yorker da dahil birçok dergide bunun bile hakkında yazılar çıkabiliyor. Büyük heyecanlar yaşanabiliyor.
Popüler kültür heyecanının seviyesinin düşmekte olduğunu söyleyebiliriz.
*
Mindhunter dizisinin ikinci sezonu hakkında yaratılan heyecan dalgasını da ben tavuk kızartmalı sandviç heyecanına benzetiyorum. İkisi de bence sonuçta önemsiz bir konuda yaşanılan abartılı duygular ile ilgili.
Tamam Mindhunter seyretmesi zevkli bir dizi ama hakkında bu kadar tartışılıp konuşulacak bir dizi de değil.
Sandviçi eğer keyfin buysa yiyip tüketirsin, diziyi de seyredip bitirirsin olur biter.
Üzerinde teorik düşünceler geliştirmeye, fazla konuşmaya değen konular değil bunlar. İkisini de kültürel olaylar haline getirmek gereksiz.
*
Seri katiller hakkında bir şöhret kültü oluştuğundan herkes onları bir şekilde merak ediyor. Bunu dizide de görüyoruz gerçek yaşamda da bu böyle. Dizi bu merakı iyi tespit etmiş olduğundan başarılı oldu.
*
Dizinin en çok beğeni alan bölümleri işte bu yüzden seri katillerin cinayetlerini anlattıkları bölümler.
Dizinin birinci sezonunda bu tür bölümler daha fazla olduğundan, seri katiller üzerinde daha fazla durulduğundan bu sezon daha fazla beğeniliyor gibi. Bu yüzden birçok arkadaşım ve karım ikinci sezonu fazla sevemediler. İkinci sezon da bu durumu bildiğinden olsa gerek araya ilginç karakterleri, örneğin Charles Manson, Son of Sam gibi, serpiştirip durumu kurtarmaya çalışmış ama dediğim gibi çoğu insan bunu başardıklarını düşünmüyor.
*
Ben aynı fikirde değilim, ben ikinci sezonu daha fazla sevdim.
İkinci sezonda sıradan insanların seri katillere tepkilerine, onların yaptıkları hakkındaki düşüncelerine daha fazla odaklanılıyor. Tüm insanlar, polisler de dahil, seri katillerin yaptıklarından olumsuz etkilenebilirler ve hayatları da bu yüzden değişebilir. İkinci sezonda bunu oldukça fazla görme imkanımız oluyor ve bu yüzden ikinci sezon bir roman formatına daha çok yaklaşmış bence. İkincil karakterlerin yaşamları detaylı anlatılıyor bir romana yakışan teknikle.
*
Ancak yüzüne maske takıp boğulma sürecinde orgazmı deneyen adamın ana fikre nasıl bağlanabileceğini de hiç ama hiç anlayamadım. Bu karakter sadece ikincil karakter olmakla kalmamış ne idüğü belirsiz de olmuş maalesef. Dizinin yönetmeni bir romancı olmaya soyunmuş olabilir ama bence bu karakterde iyice çuvallamış.
*
Alakasız not: Dizide eşcinsel FBI danışmanı kadının barda barmen kızı tavlama sahnesine bayıldım, çok sıcak buldum o sahneyi. Yönetmen onların ilişkilerini de güzel anlatamadı dizide. İlişkide giriş güzeldi ama gelişme ve son bölümü iyi olmamıştı.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce