Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Konuyu ilk önce Nagehan Alçı gündeme getirdi. Sonra Fatih Altaylı da konuda güzel bir başka boyut açtı.

CHP’li başkanların olduğu büyük şehirlerde yaklaşan yılbaşı nedeniyle güzel, parıltılı süslemeler yapılmıyormuş, şehirlerde hiç bir coşku yokmuş.

Yurt dışında olduğum için ben bizzat göremiyorum ama buna hiç şaşırmadığımı söylemek zorundayım.

Aksine pırıl pırıl süslemeler olsaydı şaşırırdım.

"Demek ki şehirlerimiz de kolektif ruh halimizi yansıtmaktalar" diye de düşündüm açıkçası.

*

Arkadaşlarıma yazarlar olarak değil de birer anne ve baba olarak sesleniyorum, gelin diyalog açalım ve genç işsizlik oranının yüzde 27’ye vurduğu bir ülkede insanların yaklaşan yeni yıla umutla ve coşkulu girmeleri mümkün müdür bunu tartışalım.

Çocukları üniversite yaşına gelmiş olan anne ve babalar herhalde benim gibi düşünüyorlardır ve "Biz anne ve baba olarak bir şeyler nasıl olsa yaparız yeter ki çocuklarımız iyi olsun başka bir şey de istemeyiz" diyordur mutlaka çoğunluk.

Bu düşünce bizim gibi insanları fırtınalı denizlerde olsak da hayata bağlı tutan son halatımız da olabilir.

Hayatta yemekte olduğumuz bir çok darbeyi, çekmekte olduğumuz acıları her şeyi kaldırabiliriz de yeter ki çocuklarımız iyi olsun, onların geleceğinin iyi olacağını bilelim.

*

Biliyorum her şeye rağmen umudumuzu korumaya çalışmak ve daha iyi olacağı inancı doğrultusunda çaba göstermekten vazgeçmemek gerekiyor. İdeal olanı bu aslında.

Ama ne yazık ki Türkiye’de birçok insanın kendisine coşku verebilecek hali, mecali kalmadı. Çocuklarının suratlarında gülümsemeyi özlemiş olan ailelerle dolu olan Türkiye’nin şehirlerinde yılbaşı coşkusu tabii ki olmaz.

*

İnanın çocukluğumun Türkiye’sini çok özlüyorum. Biz orta halli bir aileydik, akrabalarım ve arkadaşlarımız da öyleydi.

O dönemde her yılbaşı yaklaşırken, büyüğüyle, çocuğuyla hepimizi tatlı bir heyecan kaplardı. Yeni yılı gülerek sevinçle karşılarsak gelen yıl da öyle geçer düşüncesini paylaşırdık aramızda.

Sadece tek kanaldan ibaret olmasına rağmen bugünkü birçok kanalın toplamından daha güzel programlar sunabilen TRT’de yılbaşı gecesi hangi sanatçıların çıkacağı en büyük sohbet konularından bir tanesiydi.

İstatistiklerde Türkiye bugünkünden çok fakirdi ama bütün aileler geleceğin daha iyi olacağını, en azından çocukların daha güzel bir Türkiye’de yaşayacağını düşündüklerinden yılbaşılar o günlerde bugünkünden daha coşkulu olabiliyordu.

*

O günlerin TRT’sini örnek verince aklıma şu da geldi; ne yazık ki Türkiye sürekli geriye gitmekte.

Rakamlarla bir karşılaştırma yaparsanız sanki gelişiyormuşuz gibi gelebilir bazılarına ama gerçekte sosyal ve kültürel açıdan sürekli geriliyor ve kaybediyoruz.

Bugünküne göre imkansızlıkların pek çok olduğu o günlerde hem TRT daha iyi program yapabiliyordu hem de hayat ve insanlar çok daha kaliteliydi...

Şehirlerini yılbaşı için süslemeyen başkanlar belki sadece zamanın ruhuna uygun davranmaktadırlar.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar