Pratik zekanın öldüğü ülke
Amerika’da gündelik yaşamının rutini içinde mücadele ederken karşı karşıya geldiğim aksamaları, hataları, beceriksizlikleri bir anlatsam muhakkak "Bu adam galiba Amerika’da değil bir üçüncü dünya ülkesinde yaşıyor olmalı" dersiniz.
Karşı karşıya kaldığım tuhaflıklar sonunda bana hep "Bu ülke istediğinde Mars’a bile araç gönderip oradan numuneler alıp geri getirtebiliyor. Onu yapabilen bir ülke bu kadar basit bir işi nasıl olur da yapamaz akıl alacak iş değil bu" diye düşündürüyor
Iowa’da Demokrat Parti başkan adayını belirlemek için yapılan önseçimde olanları gördünüz. En basit işi bile yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Mars’tan sinyal alıp oraya gönderebilen bir ülkenin eyaletinde basit bir bilgisayar programı düzgün işletilemiyor.
İşin tuhafı bu tür aksamalara, işlerin yürümemesine halk da alışmış durumda kimse şikayet etmiyor ve işler düzelinceye kadar sabırla beklemeyi sürdürüyorlar. İşlerin düzelir gibi olması kaç saat sürerse sürsün onlar için fark etmiyor. Beklemek bir hayat tarzı burada.
*
Sırada umutsuz beklemeyi bu kadar fazla seven başka ülke insanı da yoktur herhalde dünyada. İddia ediyorum şimdi sokağa çıkıp boş alanda birden durup beklemeye başlayayım an fazla yarım saat içinde arkamda uzun bir sıra oluşacaktır. Çünkü "Bir sıra görsek de beklemeye başlasak" der gibi, bunu umarak yaşıyorlar gibiler.
Gerçek Amerika’yı gerçekten tanımak istiyorsanız size tavsiyem bir gün ehliyet yenileme merkezlerinden bir tanesine gidin ve orada sıradan insanların birbirlerine nasıl sosyal işkence yapabildiklerini görün ve bu tür muamelelerin gündelik yaşamın her alanına yayılmış olduğunu hayal edin.
Anladığım kadarıyla bu toplumda bir yüzde 2 veya 3’lük insan grubu var, bütün icatları filan bunlar yapıyor dünyayı da onlar yönetiyor. Geride kalan yüzde 97’lik bölüm ortalamanın iyice altındalar hatta her an dibe vurmak aşamasındalar. Arada idare eder tahammül edilebilecek kadar normal diyeceğimiz ortalama insan artık kalmamış.
Doğal olarak o yüzde 3’lük bölümü kimseler ortada görmüyor benim gibi insanlar sadece durmadan geride kalan yüzde 97 ile konuşmak ve anlaşmaya çalışmak zorunda. Bu da imkanı olan bir şey değil doğal olarak.
Pratik zeka denilen şey burada hiç duyulmamış bir şey. Herhangi bir yerde çalışan insanların ortaya çıkan sorunu pratik zekaları ile çözmeleri mümkün değil. Örneğin bir alet çalışmıyorsa ve fişi çekik durumdaysa onu takıp aleti çalıştırmayı bile akıl edemezler. Ellerindeki yönetmelikte bu çözüm ayrı bir talimat olarak yer almıyorsa aletin tamiri yıllar boyu sürebilir ve sırada beklemekte olan insanlar da o yıllar boyu sabırla beklerler çünkü kuralların ve normal hayatın böyle olduğu düşünülüyor.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce