Sıcak Bölge'den panik notları-34
Kaliforniya’nın sanki yapılacak başka öncelikli acil iş yokmuş gibi yangından mal kaçırırcasına acilen açılmış olan plajından gelen o haber fotoğrafını görünce Nazım Hikmet’i ‘Saman Sarısı’ şiirinde sorduğu o meşhur ‘Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin işin kolayına kaçmadan ama’ sorusu aklıma geldi.
*
Gerçi fotoğraftaki kuaförden yeni çıkmış oldukları belli olan mayolu oğlanların plaj voleybolu oynarken ki surat ifadeleri haddinden fazla mutluydu ama bence bu mutluluğun filan değil düpedüz geri zekalılığın resmini oluşturuyordu.
Amerikan Gotiği'nin bu insanları yapılan hiçbir uyarıyı dinlemeden kalabalık alanlara çıkıp kendince çok önemli bulduğu hayat tarzını çoktan yaşamaya başladı bile. Bunun hız kesmeye başlamış olan virüsün yeniden canlanmasına neden olacağı belli olduğu halde Amerikan Gotiği açısından bunun fazla bir önemi yok. O kuaförüne, bowling salonuna veya plajına gidebildiği müddetçe bu hareketinin belki de insanlığın sonunu getirebileceğini umursamıyor, bunu kafasına takmıyor gözüküyor.
*
Rasyonel insanlar endişe içindeyken, çoğumuz depresyonlara filan girmişken onların kuaföre gidip daha sonra neşe içinde fönlü saçlarıyla plaj voleybolu oynayabilmelerinin fotosu mutluluğun filan değil bence Amerikan medeniyetinin çöküşünün fotoğrafıydı.
Gerçi Amerika ile medeniyet kavramlarının yan yana kullanılmasının bir oksimoron (yani anlamsızlık) oluşturduğunu düşünen de olacaktır, bence onlar da pek haksız sayılamazlar.
Öyleyse bu ortamda neşe içinde kalabalık bir plajda voleybol oynayabilen kuaförden yeni çıkmış saçlarıyla o neşeli eblehler bence sadece Amerika’nın değil global medeniyetin de çökmekte olduğunu gösteriyordu.
Bir şeyler çöküyor ve bu çöküş en bariz olarak Amerika’da yaşanıyor. Yerine ne konulacak belli değil ama benim burada yaşadıklarımdan, gördüklerimden sonra bunun yerine konulacak yeni düzenin çok da güzel bir şey olacağına inanabilmem mümkün değil.
*
Gerçi bu ortamda plaj voleybol oynayabilenlerin görüntüsünün beni fazla şaşırtmaması gerekiyordu.
Çünkü benim yılarca önce Los Angeles’e yaptığım bir seyahatte bu yeni türü yakından gözlemleme imkanım da olmuştu.
Los Angeles’in kuzeyine doğru kıyıdan giden yolda arabayla giderken yol boyu olan sahilde bazı tiplerin deniz içinde kıpırdamadan ayakta durduklarını görmüştüm. Babamın kızdığı zaman yaptığı gibi sabit bir noktaya gözlerini dikmiş öylecesine duruyorlardı denizin içinde
Hepsinin de saçları kuaförden yeni çıkmışlar gibi fönlü ve düzgündü. Bunların bir imkansızı da başarmış ve fiziksel görünümlerine Ertuğrul Özkök’ten bile daha fazla önem verdikleri görünümlerinden belliydi.
Denize bakarak öylesine kıpırdamadan duruyorlardı.
Amerikalı arkadaşıma "Bu geri zekâlılar ne yapıyorlar şimdi" diye sorduğumda...
"Kendilerince kutsal olan şeyin olmasın bekliyorlar" dedi.
Hani dünyanın sonu geleceğine inandıkları için topluca intihar eden tarikatlardan bir tanesiyle karşı karşıyayız galiba diye düşündüğüm halde "Neymiş o kutsal şey" diye de sordum.
"Dalga gelmesini bekliyorlar, dalga gelince de sörf yapacaklar. Bu onlar için çok önemlidir. Burada saatlerce denizin içinde böyle dikilip bunun olmasını beklerler bunlar" dedi.
Bu dünyada işsiz, güçsüz, gereksiz ne kadar da çok insan var değil mi? Bir insanın hayat önceliği bundan ibaret olduğunda bunlar tabii ki virüs gibi rutin şeyleri fazla önemseyemezler.
Şimdi eminim ki o gün sahilde gördüğüm geri zekâlıların bir bölümü bugün de Amerikan Gotiği kuşağı olarak plajlarda voleybol oynuyor ve kuaförlere gidiyorlar.
*
Normal olan çöküyor ancak yerine gelenin ‘yeni normal’ değil 'yeni anormallik olacağına da eminim ben.
(Kaliforniya’dan başka haber de geldi onu da yarın yazacağım. Burada üzerinde yazabileceğim tuhaflık bulmakta çok şükür hiç zorlanmıyorum. Çünkü Amerikan Gotiği her geçen gün düzeyini bizimle birlikte aşağılara çekiyor ve yakında dibe vurmak üzereler)
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce