Aşının kara kutusunu asıl şimdi açalım
Virüs dünyayı teslim almadan önce bizler Türkiye’de aşıların yararı/zararı ve aşı üretimlerinin arkasındaki güçlüleri tartışıyorduk.
Bu tartışmanın çıkışı bir komplo teorisi olmamasına rağmen konu komplo teorilerine uygun olduğundan tartışmada bunlardan da bolca vardı.
Aşıyı tamamen ret etmek veya ret edenleri sert biçimde karşısına almak gibi uç noktalara gidilmediği sürece bu çok yararlı bir tartışmaydı da.
Bu tartışma içine birçok insanı içine çekti çünkü insanların özellikle çocuklarına aşı yaptırmak konusunda endişeleri vardı, o tartışma bu endişeleri de tetikleyince iş büyümüştü.
*
Virüs öncesi dönemdeki bu tartışma Soner Yalçın’ın ‘Kara Kutu’ adlı çalışmasıyla tetiklenmişti..
Yazar çalışmasında aşılarla ilgili önemli sorular soruyor ve cevaplarını araştırmaya çalışıyordu.
Özelikle yazarın gen diziliminin her insanda aynı olmadığına dikkat çekerek aşıların sanki bu gen dizilimleri her insanda aynıymış gibi genel bir uygulama getirdiği ve bunun özellikle 0 ile 2 yaş çocuklar arasında istenmeyen sonular doğurabileceği yolundaki sözleri insanların kafasında oldukça endişe ve tedirginlik yaratmıştı.
*
Salgın öncesi o günlerde yeni aşılar hiç gündemimizde değilken konuyu o kadar canlı ve derin tartışmamıza rağmen, bugün yeni aşılar bu kadar gündemdeyken ve neredeyse her ülke bunlardan bazılarını alıp vatandaşlarına uygulamaya girecekken, yani konu bu kadar sıcak bir şekilde gündemdeyken, Kara Kuru kitabının yazarının neden bu hepimiz için hayati olan konuda suskunluğunu sürdürdüğünü anlamakta zorlanıyorum.
Şu aralar yüzde 90 ile 95 arası koruma sağladığı söylenen birkaç aşı var ve bunların seri üretimi için adımlar atılmaya çalışılıyor.
Önümüzdeki günlerde bunlara yenilerinin de ekleneceği biliniyor.
Bu aşılar da nüfusa genel uygulama yapılması için üretildi. Yani gen dizilimi farklı olan insanlara bu fark yine gözetilmeden uygulama yapılacak ve birçoğumuz yine çocuklarımıza bu aşıyı yaptırıp yaptırmayacağımızı mecburen düşünmeye başlayacağız.
Bilim insanların düşünceleri yerine çok iyi bir gazeteci olsa da, titiz çalışmasıyla bilinse dahi benim gibi bir gazeteci olan insanın görüşlerini koyacağımı sanmayın.
Ama asıl dünyanın bu konjonktüründe aşıların kara kutusunu açıp konuyu yine tartışmamız gerekiyor.
O kitabını da titiz bir çalışma sonucunda ortaya çıkardığına emin olduğum Soner’in de yarın öbür gün kapımıza gelecek yeni aşılar üzerine birkaç laf etmesine asıl şimdi gerek var. Yani birilerinin yeni bir tartışmayı tetiklemesine acil ihtiyaç bulunuyor.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce