Tacizden hapiste olan Weinstein MeToo Hareketi'ne savaş açtı
Pulp Fiction, The English Patient, Good Will Hunting, Shakespeare in Love, Sex Lies and The Videotape, My Left Foot, Cinema Paradiso, Tie Me Up Tie me Down, Mediterraneo, Reservoir Dogs, The Crying Game, The Piano, Bullets Over Broadway, Belle de Jour, Trainspotting, Jackie Brown, Life is Beautiful, Frida, Kill Bill, No Country for Old Man, There Will Be Blood.
Bence hepsi de muhteşem olan ve benim hayatımda önemi yerleri olan bu filmlerin listesini yazının girişinde neden verdiğimi merak ediyor olmalısınız.
Bunların hepsi Miramax şirketinin yapımcısı olduğu kaliteli filmlerden bazıları.
Bize böylesine kaliteli filmleri vererek hayatımızı biraz olsun güzelleştiren bir şirketin kurucusu, yöneticisi olan ve bu filmlerin her birinin yapımında özel emeği bulunan Harvey Weinstein yıllar içinde sayısız cinsel tacizle suçlanıp davası başladığında "Böylesine güzelikleri yaratabilen bir insan nasıl böyle birisi olabilir" diyerek şaşırmış ve öfkelenmiştim.
Üstelik kendisi daima karşılıklı onaylı seksin kolay erişebildiği bir dünyada güçlü bir konumda olduğundan taciz gibi bir iğrençliğe de başvurmaya neden ihtiyacı olduğunu anlayamamış ve tacizin olsa olsa bir tür hastalık olması gerektiğine karar verip meseleyi kendim açısından kapamıştım.
Harvey WeinsteinMETOO HAREKETİ ONUN YÜZÜNDEN DOĞDU
Ona yapılan taciz suçlamaları ciddiydi.
Mia Farow’un çocuğu olan ve kardeşi Daylan Farrow’un Mia Farrow’un kocası Woody Allen tarafından taciz edilmesinin öfkesiyle de yazılarını yazan Ronan Farrow, New Yorker dergisinde Weinstein ile ilgili suçlamaları anlatan kadınların hikayesini yazınca, çağımıza damgasını vurmakta olan ‘MeToo Hareketi' de doğdu.
Weinstein sonunda 23 sene hapis cezası aldı. Yaşı 69 olduğundan bu müebbet hapis anlamına geliyordu. Tacizleri nedeniyle Weinstein büyük ihtimalle yaşamı bir daha göremeden hapishanede ölecekti.
Yaratıcılıkla dolu ve güzel bir hayatın ardından kamuoyu tarafından hak edildiğine inanılan bir sona gidiyordu adam.
METOO HAREKETİ'NE EN CİDDİ SALDIRI BAŞLATILIYOR
Ancak Weinstein bu korkunç sonu hak ettiğini düşünmüyor olmalı ki kendisine verilmiş olan hapis cezasının kaldırılması ve yeniden yargılanması için müthiş bir hukuk savaşı başlatmış durumda.
Gayet tabii ki biliyorum hangi suçtan içeriye girmiş olursa olsun her insan kendisinin masum olduğunu sanır ve bunu söyler.
Ama bu defa durumun farklı olduğunu gördüm.
Weinstein ve ekibinin verdiği mücadelenin detayına bakınca yapılmaya çalışılan işin aslında çağımızın ideolojik iklimini belirlemiş olan ‘MeToo Hareketi'nin bu güne kadar kendisine karşı yapılmış en ciddi ve en içerikli itiraz ile karşı karşıya olduğunu gördüm.
HER ŞEY O TELEFONLA BAŞLADI
Elizabeth Loftus‘MeToo Hareketi'ne bütün bu ideolojik karşı saldırı Weinstein’ın hapishaneden yaptığı bir telefon görüşmesi ile başladı.
Aradığı Kalifornia Üniversitesi'nde (Irvine Kampüsü) profesör olan Elizabeth Loftus’tu.
Bayan Loftus, Weinstein’ın ısrarlı telefonlarına bir süre çıkmadı. Ama sonunda sadece meraktan olsa gerek telefonu açtığında Weinstein ona "Geçmişte tamamen normal olan bir hareket şimdi neden benim işlediğim bir suçmuş gibi algılanıyor" sorusunu sordu.
Profesör Loftus bu sorunun cevabına bakacağını söyledi ve geçmişte Weinsten’ın kendilerini taciz ettiğini söylemiş olan kadınların hikayelerini analiz etmeye başladı.
Bütün bu çalışmaların sonucunda bugün Weinstein’ın davasının düşürülmesini istediği dosyanın açılıp karşı saldırının başlatıldığı duruma gelindi.
BAYAN LOFTUS KİM?
16 Ekim 1944 doğumlu Profesör Loftus Amerikalı bilişsel psikologdur ve insan belleği konusunda uzmandır. İnsan belleğinin şekillendirilebilirliği üzerine araştırmalar yapmıştır. Loftus en çok yanlış bilgi etkisi, görgü tanığı belleği ve çocukluktaki cinsel istismarın geri kazanılan anıları da dahil olmak üzere sahte anıların yaratılması ve bunların doğası konusundaki çalışmaları ile bilinmektedir.
Review of General Psychology bilimsel dergisinin yaptığı listelemeye göre Elizabeth Loftus yirminci yüzyılın en etkili kadın psikoloğudur.
Profesör Loftus insan belleğinin nasıl çalıştığı konusunda devrimci sayılabilecek teoriye imza atmıştır. Ona göre insan belleği geçmişte yaşanılan olaylar hakkında anıların beyindeki çeşitli kompartımanlarda veya odalarda saklandığı ve gerektiğinde bunların oradan çıkarılıp hatırlandığı şeklinde çalışmıyor. Aksine insan belleği hatırladığını sandığı bilgileri devamlı bugün yaşadığı güne göre değiştirebilen ve eski bilgilere günümüzde yaşanılanlar doğrultusunda yeni içerikler verebiliyor. Yani sahte anılar yaratılabiliyor.
Yani geçmişte karşılıklı onay sonunda yaşanışmış olan bir cinsel ilişki bile bugün o ilişkide bulunmuş olan kadına sorulan soruların ve yapılan yoğun ve travmatik suçlamaların etkisiyle bir taciz yaşadığı sahte anısına dönüşebiliyor bayan Loftus’un çalışmalarına göre. Yani insan belleğinin nasıl hatırladığı bilimsel olarak tam anlaşıldığında hatırlananların devamlı bugüne göre değişebildiği de görülebilecektir Loftus’un teorisine göre.
Bu teori devrimci bir yaklaşımı içeriyor. Bilim alemi içinde gayet ciddi bulunmakla birlikte taraftarının da fazla olduğunu söylemek mümkün değil. Elizabeth Loftus bir kadın olduğundan kadınlar tarafından kendi cinsine ve ‘MeToo Hareketi'ne ihanetle de suçlanıyor
Ama o kendi teorisinde ısrarlı ve bilimsel mücadelesini sürdürmekte.
Anlayacağınız Weinsten, Bayan Loftus’u da yanına alarak çağımıza damgasını vurmakta olan taciz karşıtı harekete karşı inanılmaz ciddi bir mücadele başlatmış durumda.
Bu mücadeleyi kazanırsa bu tabii ki Bay Weinstein için çok güzel olacak ama aynı zamanda ‘MeToo Hareketi’ çerçevesinde yepyeni bir tartışma da başlamış olacak. Ve Bay Weinstein dışında bugüne kadar tacizle suçlanıp işlerini kaybetmiş onlarca ünlü isim de yeniden dava açmak isteyebilecekler tabii ki.
OYUNUN SONU NASIL OLACAK?
Oyun yazarı David Mamet, Harvey Weinstein’ın taciz suçlamaları sonrasında yaşadıklarını piyes haline getirmek için çalışmalarını sürdürüyor ama bu oyunun son sahnesinin nasıl olacağı henüz belli değil gördüğünüz gibi .David Mamet de bizler de Weinstein ın bu ideolojik saldırısının sonucunu beklemek zorundayız.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce