Cinselliğe otoriter düzenleme
Michel Foucault’un dördüncü cildini bitiremeden öldüğü ‘Cinselliğin Tarihi’ adlı çalışmasının ilk cildi ‘Bilme İstenci’ başlığıyla 1976 yılında yayınlandı. İlk ciltte modern çağda cinsellik inceleniyordu, diğer ciltlerde ise eski Yunan ve Roma’da cinsellik irdelenmişti.
Çalışmasında bana çok çarpıcı gelen ve Türkiye’yi de açıklayabilecek bulduğum yan şuydu; Foucault ölümü nedeniyle tamamlayamadığı dördüncü ciltte toplumda iktidarın kullanımını incelemeye geri dönüp bu iktidarın nasıl kullanıldığının cinselliği etkilediğini araştırıyordu.
Foucault baskıcı, özgürlüğü kısıtlayıcı ortamlarda insanlara dayatılan kısıtlamaların onların içlerindeki gücü dışa vurmalarının engellendiğinde, bu gücün cinsel fantezilerde çıkış yolu bulacağına inanıyordu.
Türkiye’de gücü elinde tutanların cinselliğin fazla görülmesinden hoşlanmadıkları malum.
Bunun net tanımı çok kolay yapılamasa da pornografik olduğu söylenebilecek neredeyse bütün sitelere Türkiye’de erişim yasaklanmış durumda.
Bu yasaklara baktıkça, acaba kim hangi yetkiyle bizlerin cinsellik konusundaki görme özgürlüğümüze müdahale ediyor, hangi cinselliğin bize uygun olacağına kim nasıl karar veriyor, acaba bu karar vericinin kendi cinselliği ne durumda diye birçok düşünce aklıma geliyor.
Benim ne düşündüğüm tabii ki önemli değil ancak gerçek şu ki pornografik içeriği dünyada en ciddi yasaklayan ülkelerden biri de Türkiye olmalı şu anda ve pornografinin yasaklandığı bir düzenin aslında demokrasi olamayacağı düşüncesine de bu ortam meşruiyet kazandırıyor bunun da görülmesi gerekiyor.
Yasaklanan sitelerin sadece adına baktığımda bile Foucault’un baskıcı, özgürlüğü kısıtlayıcı ortamlarda insanlara dayatılan kısıtlamaların onların içlerindeki gücü dışa vurmalarının engellendiğinde, bu gücün cinsel fantezilerde çıkış yolu bulacağı yolundaki görüşün doğru olması gerektiğine de daha fazla inanmaya başladım.
Çünkü Türkiye’de erişimi yasaklanan siteler arasında cinsel fantezi kategorisine sokulabilecekler veya fetişist zevklere hitap eden türler hayli fazlaydı.
NORMAL NEDİR
Ben cinsellik söz konusu olduğunda 'bu normal şu değil' ayrımlarının yapılmasına hem karşıyım hem de bunun yapılabileceğini de sanmıyorum.
Sonuçta iki olgun insan karşılıklı anlaşma yoluyla özgürce bazı cinsel davranışların kendilerine uygun olduğuna karar vermişlerse buna kimsenin kendine uymuyor diye 'bu normal değil' damgası vurması kabul edilebilecek bir şey değil.
Birçok toplumda olduğu gibi Türkiye’de de bir normal cinsellik tanımı ve kabulü var. Normal diye tanımı yapılan cinsellik gerçekten normal mi bilemem ama haydi sadece argümanı tamamlamak için bunu normal diye kabul ettik diyelim o zaman yine erişimi yasaklanan cinsel içerikli sitelerin sadece adına baktığımda aralarında birçok 'anormal' diye tanımlanabilecek cinsellik içerenler de var. O zaman Türkiye'de sayısı azımsanamayacak insanın anormal mı olduğuna karar vermeliyiz?
Ben özgürlükçü (libertarian) düşüncede olduğumdan cinsel içerikli sitelere erişim yasağı getirilmesine tamamen karşıyım. Bu yasağın kaldırılmasının eğer bir gün Türkiye gerçekten de demokrasi olacaksa mutlaka gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca isteyen istediği cinsel içeriği seyrettiğinde kendi fark etmediği geçek arzularını da keşfedip daha mutlu olur da sanıyorum.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce