Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Her yoğun ve derin ekonomik kriz dönemi kendisine özgü yeni kavramların türetilmesine yol açar. Krizlerde yaşanılanlar çoğunlukla trajik ve yıpratıcı olduğundan üretilen yeni kavramın da trajik içerikli ve oldukça üzücü olması da kaçınılmaz galiba.

Bugün yaşamakta olduğumuz derin ve yoğun ekonomik kriz döneminin yaratılmasına yol açtığı bence en çarpıcı, insanı en üzen kavram ‘ev genci’ kavramı.

Bu eğitimde olmayan, işi olmayan ve bir iş için mesleki eğitimden de geçmemekte olan ve bu yüzden evde oturmaya mecbur kalan meslekli, eğitimli gençleri anlatıyor.

Global düzeyde bu NEET olarak tanımlanıyor. (Not in Education, Employment or Training kelimelerinin baş harflerinden oluşturulmuş bir kavram bu)

Şunu hemen ifade etmeliyim ki 'ev genci' kavramının uluslararası kullanımı da olduğunu söyleyerek Amerika veya Almanya ekonomilerinin durumunun bizden daha kötü olduğunu anlatmaya çalışanlar gibi bir saçmalık peşinde değilim. Evet dünyada da ev gençleri var ama onların çoğu bu durumun geçici veya kısa vadeli olduğunu düşünebiliyor. Bizde ise ev gençlerinin gelecekleri için bir şeyler düşünebilmesi hatta geleceğin olabileceğine bile inanabilmeleri gittikçe daha zor hale geliyor.

Büyük ihtimalle 22 yaşına girmeye hazırlanan bir erkek çocuk sahibi olduğumdan mıdır nedir bilmiyorum ama bu kriz sürecinde beni en çok yıpratan, en çok düşündüren durum ev gençlerinin içinde bulunmak zorunda kaldıkları ortam.

Çünkü o yaşlarda insanların kafalarının nasıl da fıkır fıkır olduğunu, yüreklerinin nasıl da arzularla çarpabildiğini ve dünyaya salıverilmeye hazır büyük enerjilerini nasıl da baskı altına alarak umutsuz bekleyişe zorlanmalarının hem onlar hem de aileleri için olağanüstü üzücü ve yıpratıcı bir süreç olabildiğini beynimin derinliğinde sürekli hissediyorum.

Biraz sonra anlatabilmeyi umduğum nedenlerden dolayı, ev gençliğinin durumunun olumsuz etkilerinin sadece o gençler üzerinde olmadığını ülkemizin geleceğinin de o süreçte karartıldığını düşünüyorum.

Duruma farklı yaklaşmaya çalışan görüşümü aktarmadan önce iktidara talip olan muhalif partilere naçizane bir çağrım olacak. Ev genci konumundaki gençlerimizin sayısı her gün artmakta olduğundan eğer seçimde bir iktidar değişimi olursa yönetime gelecek partinin bu gençlerin hepsini kısa sürede hemen ekonomi içine sokmaları mümkün olmayabilir. Orta vadede bunun olacağına eminim ama bu vade dolana kadar o gençlerimizin önemli bir bölümü de orta yaşlı olabilirler yani gençlikleri harcanmış olabilir.

Bunun olmaması için, ev gençleri ekonominin içine yerleşinceye kadar onların kültür ve sosyal koşullarını dikkate alan ve her birine özgü içindeki yaratıcı enerjiyi, dışarıya çıkaracak sosyal politikaların da bir yandan düşünülmesi acilen gerekiyor. Unutmayın bu sadece o gençleri kurtarmak için değil ülkemizin geleceğini kurtarmak için yapılacak bir iş olacak.

Şimdi yavaştan bu konuyu hangi perspektiften açmaya çalıştığımı anlatmaya başlamam gerekiyor. Bunu yaptığımda, yazıyı tamamladığımda umarım yaptığım çağrıdaki sosyal politikanın neden oluşturulmasının hayati olduğu daha rahat görülebilecek.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar