Ortalığın durumundan felsefe çıkarmak
Sadece çok temel bir ihtiyacı karşılamak için basit bir alışverişe gittiğimizde bile felsefi düşünmek zorunda kaldığınız ortam oldu Türkiye.
Almak zorunda olduğunuzu alabilmek için o anda cebinizde biraz para olduğunu düşünseniz bile her şeyin fiyatının aşırı yüksek olmasından dolayı bir kilitlenme ve hiçbir şeyi alamama durumu yaşıyorum birçok insan gibi ben de.
Gelinen durumda artık hiçbir şeyi arzulamama ruh haline ulaşabildiği takdirde, ancak o zaman bir şekilde düzgün var olmayı sürdürebileceğimi sanıyorum.
George Bernard Shaw’un bize sunduğu felsefi çıkmazın da farkındayım üstelik. Shaw, hayatın en keskin iki trajedisinin olduğunu söylemişti. Bunlardan ilki arzularınızın olmaması ve diğeri de arzuladıklarınıza kavuşmaktır diye konuşmuştu.
Arzularına bir şekilde kavuşanlar, daha sonra acaba değer miydi bu çabaya, bunlar anlamlılar mı diye bir trajedi yaşayabilirler. Ama hiçbir şeyi arzulamamak da arzulamak da hayatta olmanın göstergesi olduğundan, bu da başka bir trajediydi ona göre.
Bu düşünce olabilir tabii ki bir şey demiyorum. Ama bana bu iki trajediden birini seçmek bugünün koşullarında anlamlı, bırakın anlamlı olmasını kaçınılmaz da gelmeye başladı.
Basit bir alışverişte bile iki trajik tercih arasından seçim yapmak zorunda kalmak kendi başına ayrı bir trajedi ama bugünkü koşullar böyle. Yapacak bir şey de yok.
Arzuların hayattaki her türlü hayal kırıklığının, acının temelinde olduğunu düşünen ve doğru yaşam biçiminin arzuları olabilecek en düşük düzeye indiren yaşam olduğunu söyleyen Budistler haklı da olabilirler...
Zevk peşinde koşmak ve acıdan kaçınmanın felsefesini yaptıkları söylenen Epikürizmin kurucusu Epikür için zevkin bir ağacın gölgesinde ekmek kırıntılarını su eşliğinde yemekten ibaret olduğunu da düşünmeliyiz.
Artık yakın geçmişte yapabildiğim hiçbir şeyi yapamayacağımı ve alabildiğim hiçbir şeyi de alamayacağımı düşünmeye başladığımdan Shaw’un trajedilerinden bir tanesini seçip, Budistler veya Epikür gibi arzularımın en aza indiği ve tercihen arzumun hiç olmadığı bir yaşamı zorunlu olarak seçmem kaçınılmaz gibi gelmeye başladı. Buna çalışıyorum ama başarabilecek miyim? Henüz bilmiyorum.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce