Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Karanlık günlerde yaşıyoruz ve karanlık günlerde, karanlık gizli örgütler canlanıp gündemi yönlendirmeye uğraşırlar. Karanlık örgütlerin en karanlığı sayılan İlluminati de tam bu günlerde ortaya çıktı ve çok ses getirecek bir eylem planlamaya başladı.

Gizli örgütleri çalışmışlığım ve dünyanın gizli tarihi üzerine okumuşluğum vardır, ama İlluminati’nin son tehdit kokan operasyonunu ben bile ürpertici buldum. Gizli örgüt Panama’dan yayın yaptığı anlaşılan bir internet sitesinde (www.illuminati.org) durmadan süren bir geri sayım başlatmış durumda.

Adresi tıkladığınızda karşınıza örgütün kendisi gibi karanlık, simsiyah bir ekran çıkıyor, ancak bilgisayarınızın faresini ekranın sol üst köşesine getirip birkaç kez tıkladığınızda, karşınızda devamlı geriye doğru sayan bir saat beliriyor.

Ben bu yazıyı yazarken saat 75 gün 6 saat 30 dakika ve beş saniyeyi göstermekteydi; bu satırı bitirinceye kadar zaman daha da kısalmış olacak. Hesapladığınızda İlluminati’nin 7 Aralık veya 6 Aralık’tan 7 Aralık’a geçiş saatlerini verdiği ortaya çıkıyor.

Bunu Ömer Çelakıl söyledi, sitenin kaynak kodunu çözdüğünüzde şöyle bir cümleye ulaşıyorsunuz: “ÜZGÜNÜZ ÇOK GEÇ KALDINIZ.”

“İlluminati neden geriye doğru bir sayım başlattı, verilen tarihte neler olacak, acaba örgüt büyük ve dünyayı sarsan yeni bir eyleme mi hazırlanıyor, yoksa o gün dünyayı sarsacak ve altüst edecek bir açıklama mı yapılacak, bir büyük sır o gün mü anlatılacak”, o sayfayı görünce bütün bunları düşünmemek imkânsız oluyor.

Peki o gün açıklanabilecek büyük sır ne olabilir?

İlk akla şu geliyor: Site Panama’dan yayın yaptığından ve Maya takviminin verdiği son tarihe yaklaştığımızdan, acaba İlluminati o gün Maya takviminin bahsettiği sonun doğru olduğunu kanıtlarıyla mı açıklayacak diye de düşünüyor insan. Bu tür konularda çok çalışan ve uzmanlığı dünya çapında kabul edilmiş bulunan Aytunç Altındal’ı aradım. Terör üzerine bir dizi konferans vermek için hazırlandığı Cenevre’de buldum onu ve bu geri sayımın anlamının ne olabileceğini sordum.

“6-7 Aralık tarihi İlluminati örgütünün 300’üncü kuruluş yıldönümü olabilir, o dünyadaki bazıları tarihin bu olduğunu kabul ederler” dedi.

Geriye sayımın yapıldığı tarih bir kuruluş yıldönümü olabilir tabii ki, ama sitenin kaynak kodlarının şifresi çözülünce neden “ÜZGÜNÜZ ÇOK GEÇ KALDINIZ” mesajı çıkıyor, bunu da açıklamak gerekiyor.

Yoksa son yıllarda önemini başka rakip örgütlere kaptıran İlluminati yine dikkati kendine çekmek için planlamış olabilir miydi? “Ben hâlâ güçlüyüm” mesajını dünyaya vermek için geriye doğu saydıkları tarihte bir büyük olay planlamış olabilirler miydi?

Her şey ihtimal dahilinde tabii ama şu da bir gerçek, İlluminati eskiye göre önemini başka gizli örgütlenmelere kaptırdı. Başka örgütler dünya olaylarını İlluminati- ’ye göre artık çok daha güçlü etkileyebiliyorlar. Hangi örgütün dünya ölçeğinde ön plana çıktığına ve İlluminati’nin yerine dünya olaylarını yönlendirdiğine gelince.

Aytunç Altındal bana sürpriz gelen bir isim verdi ve “Bu örgütü iyi incele, emin ol ki önümüzdeki günlerde isimlerini çok fazla duyacaksın, çünkü Türkiye’de de etkinler” dedi.

TAVISTOCK ADLI GİZLİ ÖRGÜTLENME

Tavistock görünürde bir düşünce üretme merkezi olarak kendini gösteriyor. Ama aslında dünyanın çeşitli yerlerindeki ülkelerin yönünü belirlemek için çalışıyorlar.

Bir klinikleri de var, burada özellikle Freud’un beyin yıkama yöntemleri üzerine çalışıyorlar ve bu yöntemlerin kitleler üzerine nasıl kullanılacağını araştırıyorlar. Ve sonunda dünyanın her bölgesindeki farklı kültürlere ve farklı siyasi iklimlere yönelik yöntemleri çıkarıyorlar.

Bu tür gizli bilimlerle uğraşanlar son olarak Arap Baharı’nın da birdenbire çeşitli ülkelerde ortaya çıkmasını, bu örgütün çalışmalarına bağlıyorlar.

Ben Tavistock adlı bu örgütü yeni duydum ve İlluminati’nin yerine bile oynayacak kadar güç savaşına girmiş olduğunu da öğrenince şaşırdım doğrusu. Anladığım kadarıyla dünyanın bu hassas, karanlık döneminde, karanlık örgütler arasında bir güç savaşı, bir rol kapma çatışması yaşanıyor. İlluminati’nin başlattığı geri sayım olayı da bu savaşın bir parçası. Ancak bu tür örgütler arasında öne çıkma ve güç gösterme savaşı kızıştığında birinin büyük ve çok çarpıcı bir gösteri yapıp, hepimizi şaşırtarak korkutmaya çalışacaklarını bekleyebiliriz.

Ayşe Arman artık ihtiyarladı

Ayşe Arman’ın yazı tekniğini uzun zamandır takip ederim. O, ben, Fatih Altaylı hepimiz aynı zamanda yazarlığa başladık. Tabii o günlerde hepimiz çok gençtik, hepimize çılgınlık yapma marjı iyice tanınmıştı. Ve hepimiz de bu marjı tepe tepe kullandık. Özellikle ben ve Ayşe Arman kullandık bunu. Hepimiz yazarlığımızı aradan geçen uzun yıllar sonrasında hâlâ devam ettiriyoruz. Ben kendim için söylüyorum, bu devamlılığa, bu yılların yükünü taşıyabilme gücüne şahsen şükrediyorum. Hepimiz daha olgun, daha tecrübeli olduk tabii ve temeldeki çılgınlığımıza bu yılların getirdiğini de ekledik. Görüyorum ki maalesef Ayşe Arman bunu pek yapamamış. O hariç hepimiz yazıda yeni şeyler denedik, yeni konulara daldık, yeni üsluplar getirdik. Ayşe Arman ise aradan hiç yıllar geçmemiş gibi hâlâ yıllar öncesi konuları tekrar aynı üsluplarla öne sürüp duruyor. Onun silahı da seks. Bunun kendi başına hiçbir sakıncası yok gayet tabii ki, ben de bunu yeri geldiğinde yaparım ama yıllar önce bu konunun ilgi çekmesinin birkaç nedeni vardı. Bir defa bu konunun gazetelerde, köşelerde ele alınması yeniydi ve insanların ilgisini çekiyordu. Bu nedenle ve daha da önemlisi o günlerde hepimiz ürkmeden, korkmadan yazıyorduk ve yazılarımız da güçlü olabiliyordu. Hepimiz yaşlandık, evlendik, çocuklarımız oldu ve bizi okuyan insanlar da değişti. Eski okuyucular o yazılarımızı zaten biliyorlar, gençleri ise şaşırtma marjımız artık hayli düşük. Ayşe Arman hâlâ aradan hiç yıllar geçmemiş gibi eski konuları gündeme getirip ilgi çekmeye çalışıyor. Yazarın kendisine ilgiyi çekmek için değişik yöntemler denemesine gayet tabii ki bir itirazım yok. Ben de yaparım aynı şeyi, ama Ayşe tepki çekeceğini düşündüğü yazıya başladığında artık ürkmeye ve tepkiden çekinmeye başlıyor, bunu yazısından okuyabiliyoruz. Yazısının tonuna yansıyor bu ürkeklik. Bu da çok normaldir ama bu duygular yazının gücünün hafiflemesine neden olabiliyor. Benim birtakım yazılardan vazgeçmemi bu tespitime de bağlayabilirsiniz. Bence Ayşe Arman da konu seçimleri üzerine biraz düşünüp kendine okuyucuyu yeni şaşırtma konuları ve üslupları bulsun. Çünkü bizim yazı dünyasında kendini yenilemeyenin işi zor.

Tekrar beraberiz

Bu yaz aylarında Rana ile radikal bir karar aldık. Evdeki tüm yardımcılardan işleri devralacaktık. Nitekim bunu da yaptık. Birden bir şeyi keşfettik; birbirimizi çok özlemiş, hayatın içinde birlikte olmayı uzun zamandır ihmal etmişiz. Yardımcılar araya girmişler. Her işi birlikte yapmaya başlayınca daha çok vakit geçirmeye başladık. Kendimize günlük rutin içinde yeni keyifler yaratıyoruz. Ben günlük yaşamımızın daha kaliteli olmaya başladığını hissediyorum. Tabii bunun bir maliyeti de oluyor. Rana’nın bütün tuhaflıklarını ve davranış bozukluklarını her gün bire bir yaşayıp çekmek zorundayım. Her güzel şeyin bir ağır bedeli de olacak tabii.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar