Yeni üretim biçimi, içerik arbitrajı ve yayın yönetmeni
GEÇİŞ dönemlerinde, yeni üretim biçimleri oluşurken alıştığımız bazı kavramlar eskir, yok olmaya doğru gider.
Feodalizmden kapitalizme geçiştede aynen bu oldu.
Yeni üretim biçimi kendisine uygun sınıflar tanımlarken işbölümünü de radikal biçimde değiştirdi.
Bugün de bildiğimiz anlamda kapitalizmden çıkıyoruz. Ne yazık ki sosyalizm gelmiyor,
yerine gelene ya yeni bir ad vereceksiniz ya da Ernest Mandel'in kavramıyla "geç kapitalizm" (spatkapitalismus) diyeceğiz.
İlk önce medyayı değiştirmeye başlayan yeni teknolojiler, üretim süreçlerini de değiştiriyor. Eskiden ekonomi bilimi (buna Karl Marx da dahil) ülke ekonomileri temel alınarak oluşturulurdu. Artık üretim globalleşti; işçi, patron ve sömürü kavramları değişti. Şimdi bir genç İstanbul'daki odasından bile çıkmadan bulut teknolojisini kullanarak kendisine birkaç ülkeyi içeren bir mal üretimi zinciri kurabilir ve bunun pazarlamasını ve dağıtımını da farklı ülkelerden yapabilir. Tabii bu tür süreçler ekonomi biliminin kavramlarının da yeniden yazılmasını getirecek.
Medya da bir üretim süreci. İçeriklerin oluşturulması ve bunun tanıtımı ve pazarlaması işidir medya. Üstelik bu da global düzeyde gerçekleşebiliyor artık.
Geçiş dönemlerinde bazı kavramlar eskir demiştim ya, şimdi de bu oluyor. Sömürü, sınıf, Marksizm artık eskimiş kavramlar. Medyada da yazar kavramı değişiyor, en çok da medya yönetimi değişiyor. Ben artık "yayın yönetmeni" kavramına nostaljik duygularla yaklaşıyorum. Bu da üzüyor beni, çünkü yayın yönetmeni benim kızmaktan hoşlandığım bir kavramdır. Gazetecilik yaşamımı bir yayın yönetmenini öldürmek düşüncesiyle geçirdim. Bu düşünceyle hayatımı tükettim denilebilir, kendim yayın yönetmeni olduğumda da intiharı düşünüyordum. Artık bu duygular olmayacak. Bildiğimiz anlamıyla yayın yönetmeni kavramı ortadan kalkıyor artık.
Üretim süreçlerindeki değişim medya üretimini de değiştirdi. Artık eskiden olduğu gibi yazı işleri çeşitli merkezlerden akan haberleri toparlayıp yayın yönetmeninin son kararına sunmayacak. Hangi medyada olursak olalım içerikler böyle oluşmayacak.
Çünkü artık tek bir merkez yok. Çok merkezli yaşamdayız artık. Elinde akıllı telefon olan herkes bir gazeteci, blogu olan hatta sadece twit atan herkes bir yazar. İçeriği oluşturan kaynaklar eskiden olduğu gibi bilinen, alıştığımız süreçlerden akmıyor üretim biçimi değişti; artık hedeflediğimiz içeriği oluşturmak için elimizde çok farklı ve zengin kaynaklar var.
Görev tanımı değişecek. Yayın yönetmenleri artık içerik arbitrajcısı (content arbitrage) ya da içerik aracısı (content broker) olarak çalışacaklar.
Profesyonel medya kadroları içerik üretecekler tabii ki, ama Twirtter'dan, bloglardan, yerel kaynaklardan (hiperlokal sitelerden) akıllı telefon aracılığıyla sesini duyurmaya çalışan amatör gazetecilerden de içerikler akacak. Fotoğraf, audio ve video da gelecek. Sonunda içerik arbitrajcısı hedeflenen kalitedeki içeriği hangi kaynaklardan en iyi, en ucuza alabileceğini kararlaştıracak. Maliyet çıkarılırken içeriğin satış fiyatı da belirlenecek. Aynı anda reklamcılarla da içeriğe uygun reklam metni yazmaları için anlaşmalar yapılacak. Sonuçta nihai içerik arbitraj yoluyla ortaya çıktığında gelir akımı ve masraflar, reklamı da belirlenmiş olacak.
Bu tür çalışacaklara aynı zamanda "content broker" denmesinin anlamı da açık; çünkü çeşitli kaynaklar arasında arbitrajı yapan yetkili aynı zamanda aracı (broker) işlevi de görecek. Bu tür süreçlere akışların parasallaştırılması deniliyor (monetisation of streams): Üretim süreçleri değişirken ekonomi bilimiyle birlikte iş yönetimi bilimi de değişecek tabii ki... Birkaç yıl içinde ekonomi derecesi veren tüm üniversitelerin ve business management mastırı veren tüm yüksekokulların ders programları, kitapları baştan sona değişecek.
Dijital âlemde Ken Doctor adlı bir adam var. Hayır bu takma ismi de değil. Yeni medya üretim süreçlerinin ekonomisine çok kafa yoran, kitaplar yazan, konferanslar veren bir kişi.
Onun "Newsonomics" adlı kitabını tüm patronlara, yöneticilerine ve tabii ki artık okumaya karar verdikleri takdirde tüm gazetecilere tavsiye ediyorum.
Bu yeni düzende içerik üretiminin ekonomisi üzerine düşünmek için gelecek mayıs, büyük ihtimalle New York'ta, "Stretch Your News Budget with User Content" semineri düzenlenecek.
Bu arada New York Times, Chicago haberlerinde, orada bürosu olmasına rağmen Chicago News Cooperative adlı bir içerik üretim grubundan içerik satın almaya başladı. Blogculuk Seattle'da çok canlıdır. "Seattle P-I" adı altında bütün lokal bloglar bir bünyede toplanıp konulara göre toparlamalar yapılıyor ve bunu kullanıcılara pazarlamaya çalışıyor.
Bugünlerde birçok dijital yayında fotoğrafların altında kaynak olarak "Creative Commons license" kelimelerini görebilirsiniz. Bu, hiçbir ajansa veya medya kuruluşuna bağlı olmadan çalışan bağımsız fotoğrafçıların bir araya gelip yayın haklarını koruma altına aldıkları bir yeni oluşum.
Olan bitenden haberdar olmak için "www. newseconomics.com" sitesine de bakabilirsiniz.
Marksizm artık eskiyor olabilir ama Marksist yöntem hâlâ daha geçerli. Üretim süreçlerindeki değişimle birlikte toplumlarımız, hayat tarzlarımız, yaşama ve üretme biçimlerimiz, yapabileceğimiz işler de tamamen değişiyor. MGK kararlarını tartışır, "Cemaat mi AKP mi?" diye kafa patlatırken Türkiye bu büyük değişim sonunda küme düşebilir.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce