Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

“Bugünlerde en çok ‘liyakat’ ve ‘milli çıkarlar’ tartışması yükseliyor.

Hep aynı isimlerin devletten ihale almasını ve belirli kesimlerin zenginleşmesini sorgulamaya başladık.

Dünün ‘mahşerin 4 atlısı’ diye bildiğimiz ‘ortak girişim gruplarında’ bile çatlaklar oluşmaya başladı.

Türkiye’nin en büyük projelerinden birinde ortaklar arasında böylesi bir kopuş olursa şaşırmam...

” Bu cümleler; 20 Eylül 2016 günkü “Siyasetten sonra ekonomide de hep birlikte işbaşına!” başlıklı yazımdan...

Benim için sürpriz olmayan açıklama, İstanbul’un Avrupa Yakası elektrik dağıtım hizmetlerini üstlenen CLK Enerji’den geldi:

“Elektrik dağıtım ve perakende sektöründe Boğaziçi, Uludağ, Akdeniz ve Çamlıbel dağıtım ve perakende şirketlerinin üst çatısı olan CLK Enerji, farklı stratejilere odaklanabilmek için hisseleri yeniden yapılandırma kararı aldı. Buna göre ilgili kreditör kuruluşlar, EPDK, Rekabet Kurumu ve diğer izinlerin alınmasının ardından Limak, Uludağ EDAŞ ve Uludağ Perakende şirketlerindeki Cengiz ve Kolin hisselerini devralacak.

Boğaziçi, Akdeniz, Çamlıbel EDAŞ ve perakende şirketlerinde ise Cengiz ve Kolin şirketleri, Limak’a ait hisseleri devralacak.”

CLK ortakları; Mehmet Cengiz’in şirketi Cengiz, Celal Koloğlu’nun şirketi Kolin ve Nihat Özdemir’in şirketi Limak, AK Parti döneminde devletten milyarlarca dolarlık ihaleler aldı. Bu nedenle Özdemir’in kayınbiraderi Korgeneral Metin İyidil’in, 15 Temmuz darbe girişiminde yer aldığı iddiasıyla tutuklanması şaşkınlığa neden olmuştu.

Ankara, Özdemir’in “olağan şüpheli” statüsünü muhafaza ediyorsa da; geçtiğimiz günlerde yapılan Kuzey Marmara Otoyolu ihalesinde, Asya yakası, Cengiz-Limak Ortak Girişim Grubu’na verildi.

25 yıllığına 22 milyar 152 milyon Euro kira, 10.2 milyar Euro yatırım bedeli karşılığında alınan İstanbul’un üçüncü havalimanının inşaatını da; bu üçlüye ilaveten Mehmet Nazif Günal’ın şirketi Mapa ve Cemal Kalyoncu’nun şirketi Kalyon’un da içinde yer aldığı konsorsiyum yürütüyor. FETÖ soruşturması döneminde Kalyoncu ile Özdemir arasındaki ipler de gerildi. CLK’daki kopuş köprüye de yansırsa yine şaşırmam!

AMERİKAN ŞİRKETLERİ KORKTU!

15 Temmuz darbe girişimi sonrası, ekonomide başlayan ayıklanma sürecinin başlama vuruşu, FETÖ’nün iş dünyası örgütü TUSKON operasyonuydu. Bu operasyonla gözaltına alınan ve tutuklanan 12 işadamı arasında en çok dikkati Aydınlı Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Kavurmacı çekmişti.

Bu süreçte İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı da olan Kavurmacı’nın Vadistanbul projesindeki ortaklığı krize dönüştü. İstanbul’daki merkez ofislerini Vadistanbul’a taşımak üzere olan Amerika’nın sektörlerinde lider iki şirketinin, grubun üzerine yapışan FETÖ suçlaması nedeniyle kira sözleşmelerini iptal yoluna gittiği dar bir çevrede biliniyor.

Ayazağa’da Evyap Holding’e ait arsa üzerinde geliştirilen Vadistanbul’un yüklenicileri; Avrupa Konutları’nı yapan Süleyman Çetinsaya’nın inşaat şirketi Artaş ve Bahattin Uçar’ın şirketi İnvest adına “Vadistanbul” imzalı açıklamanın gelmesi gecikmedi:

“İstanbul-Ayazağa’da, Evyap Holding’e ait arsa üzerinde geliştirilen Vadistanbul’un yüklenicilerinden Aydınlı Grup, gördüğü lüzum üzerine proje ortaklığından ayrılmıştır. Vadistanbul projesinin inşasına Artaş İnşaat ve İnvest İnşaat ortaklığı devam etmektedir. Kamuoyunun bilgisine arz ederiz.”

Aynı ortaklığın, Yeşilköy ve Güneşli’de de gayrimenkul projeleri bulunuyor. Evyap da neredeyse Aydınlı’nın pozisyonuna düşecekti. Onları FETÖ tsunamisinden 17-25 Aralık sürecinde aldıkları pozisyon kurtardı. Evyap’a bizzat Fethullah Gülen tarafından damat olarak yerleştirilen İlhan İşbilen’in, FETÖ’den tutuklanmasından bir yıl önce şirketle bağı kesilmişti.

BAYRAK ALTINDA YÜKSELMEK

Farkındayım; bir 29 Ekim sabahında elimden dökülen bu satırlar; Cumhuriyet’imize onurlandıran sayfalar eklemiyor. Ne var ki bizi daha kara günlerin beklediğini düşünmüyorum. 15 Temmuz sonrası iş dünyasının yüksek sesle “demokratik, laik, hukuk devleti” vurgusunu dillendirir olması, dönemin ruhuna uygun “moda” bir akım olarak algılanmamalı. Yükselen bir değer olarak bayrak dalgalandıranlar şunu da çok iyi biliyor ki, yakın tarihimizde Türkiye Cumhuriyeti; toplumsal barışı, rejimi, ekonomisi ve varlığı ile hiç bu kadar emperyal dünyanın hedef tahtasına oturtulmamıştı.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar