Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Araya bayram girince, “Bahçeli’nin derdi ne?” başlıklı yazıma gelen tepkileri değerlendiremedim maalesef. Bu gecikme için özür diliyorum ve hemen konuya giriyorum.

Bazılarına göre, -ki bunların birçoğu AK Parti taraftarı- efendim işim gücüm fitneymiş benim... Muhalefette olan MHP Lideri’nin, anamuhalefetin “Adalet Yürüyüşü” eylemine gösterdiği tepkiyi yorumlayış şeklim tam bir fesatlıkmış.

Hani dedim ya; Bahçeli’nin derdi ne CHP’lilerin dediği gibi Saray’a yağdanlık, ne de iktidar yanlılarının sandığı gibi referandum öncesi atılan dostluk ittifakını ilelebet devam ettirmek. Onun tek bir derdi var, o da siyaset! Referandumdaki birliktelik dolayısıyla AK Partili tabanda şahsına oluşan sempatiyi oya tahvil etmek... Yani MHP’yi güçlendirmek...

“Sen alenen Devlet Bahçeli’nin AK Parti’nin altını oyduğunu söyleyerek fitneye hizmet ediyorsun Sevilay! Yemeyiz biz bunları! Geç, geç!” şeklinde atarlandı bir kısım.

Onlara göre Devlet Bey’in CHP’ye sert muhalefetinin tek nedeni vatan ve millet sevgisiymiş efendim. Bahçeli’nin bu sevgisinden hiç şüphem yok. Gerçekten de tam bir vatan sevdalısıdır kendisi, ama bunun benim yaptığım yorumla ne alakası var? CHP yürüyerek vatana ihanet mi ediyor? Ya da CHP, “Bu ülkede adalet yok!” dediği için memleketin birliğine ve bütünlüğüne dinamit mi koyuyor?

Sonuçta kabul edilse de edilmese de, beğenilse de beğenilmese de CHP demokratik teamüllere uygun oldu- ğundan zerre-i miskal şüphe duymadığımız bir eylemi yerine getiriyor. Ha, bu eylem yarın bir gün şirazesinden çıkarılır, tıpkı Gezi olaylarında olduğu gibi halis niyetlerle başlayan ilk protestolar kötü niyetlilere malzeme olup yakıp yıkmaya ve vandallığa dönüştü- rülür, o ayrı konu...

Ancak şu anda böyle bir durumdan bahsetmemiz mümkün değil. Zira başını Kemal Kılıçdaroğlu’nun çektiği kitle sadece yürüyor. Yürürken de efendi efendi mesajlarını veriyor.

Hal buyken Bahçeli’nin bu kadar sert muhalefet yapmasının tek bir nedeni vardır bana göre; o da AK Partili tabandan oy kapmak! Peki yanlış mı böyle bir politika gütmesi? Önceki yazımda da dedim. Hayırrrr efendim, niçin yanlış olsun. Sonuçta siyaset yapan bir liderin hedefi, partisinin tabanını olabildiğince genişletmek. Mümkün oldu- ğunca seçim pusulasında kendi amblemine daha fazla insana mührü bastırtmak!

Ha tabii, bu benim tespitim. Doğru bulunur ya da bulunmaz, ama bunun için, “Sen fitne yapıyorsun” denilemez. Çünkü fitne ortakların, kankaların, karı-kocaların arasına fesat sokmak için yapılır. Benim bildiğim kadarıyla Bahçeli, AK Parti çatısı altında siyaset yapan bir kimse değil, farklı bir siyasi partinin lideri! Rakip bir lider yani.

Eee, bu durumda ben kimin kiminle arasını bozmuş ya da hangi ortakların arasına, ne için fitne sokmuş oluyorum pardon?

DOĞRU DUVAR EĞİLMEZ!

Rahmetli ninemden çok duymuştum, sonra da annemden, “Doğru duvar eğilmez!” sözünü. Gerçekten de öyle! Duvar doğru oldu mu 9 büyüklüğünde depremler bile yıkamıyor. Kısa süreli belki zarar görebilir, mesela boyasının yıpranması ya da üzerinde çiziklerin oluşması gibi. Ama yıkılmaz! Nihayetinde doğru örüldüğü için dimdik ayakta durmaya devam eder!

Bu tabii duvar için anlatılır ama esasında mesaj insanlarla ilgilidir. Ninem ile annem zaten dürüstlük ve erdemlilik söz konusu olunca ederdi bu lafı hep. Bugünlerde de ben ediyorum. Çünkü gerçekten de görüyorum ki son zamanlarda onca kötülüğe rağmen insan dürüstse vız geliyor bir şeyler, tırıs gidiyor!

BONZAİ TERÖRÜ

Herkes biliyordu bu terörü, ama üzerinde çok fazla durulmuyordu. Ta ki gazetemiz Habertürk, bonzai denilen zehirle ilgili haberleri birinci sayfasından üst üste kamuoyuyla paylaşana dek! Öncelikle Yayın Yönetmeni’miz Selçuk Tepeli’yi, sonra da haber merkezindeki tüm arkadaşlarımı toplumun dikkatini çeken ve gündemin ilk sıralarına yerleştiren bonzai haberlerinden dolayı tebrik ediyorum.

Gerçekten bu iş gitgide bela olmaya baş- ladı memleketin başına ve artık bu konuda sadece Habertürk Gazetesi değil, diğer tüm basın-yayın organları da ellerinden geleni yapmalı. Çok ucuza ve kolaylıkla bulunabilen bu maddenin kullanımını engellemek için tüm basın yayın organlarının Habertürk Gazetesi’nin izinden gitmesi vatani bir sorumluluktur cidden! Büyük sorumluluk hem de!

HALİDE'YE SAHİPLİK BAŞLADI

Nasıl mutlu oldum, nasıl sevindim anlatamam değerli okurlarım. Hakkârili futbolcu Halide’nin hikâyesini kaleme aldığım dünkü yazıma inanılmaz destek geldi. Spor Bakanı’mız Akif Çağatay Kılıç aradı. Hikâyesinden çok etkilendiği Halide’ye ne gerekiyorsa yapılması için talimat vermiş. YÖK Başkanı’mız Sayın Yekta Saraç’a da çok teşekkür ediyorum; zira yazdıklarımı okur okumaz ekibine talimat vermiş, “Biz bu kızımız için ne yapabiliriz?” diyerek..

Sonra sabahın erken saatlerinde yazımı paylaşınca sosyal medyada sahiplik edenler... Başta AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk ve takipçilerine minnettarım. Ve Sevgili Ahmet Güneştekin. Kendisi gibi belki bir gün yıldız olacak hemşerisi sayılan Halide için yazdıkları çok güzeldi. Ve iş dünyasından aldığım telefonlar. Meseleyle ilgileneceklerini söyleyenler. İlk gün olduğu için somut bir proje konulamadı önüme, ama biliyorum ki ilerleyen günlerde Halide için çok kıymetli öneriler gelecek. Çok şükür, bin şükür! Allah Halideciğimin yolunu açmaya başladı çünkü...

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar