Asıl sorun, o ByLock ile bugüne nasıl geldiğidir!
ATİKER Konyaspor Başkanı Ahmet Şan, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alındı. Ve örgütün şifreli haberleşme programı ByLock kullandığı iddiasıyla Cumhuriyet Savcılığı’nda ifade verdikten sonra da serbest bırakıldı. Tabii bu durum üzerine bazı AK Parti milletvekilleri dahil herkes, “Madem adam ByLock kullanmış ve bunun için de savcılığa çağrılmış ifadesi alınmak üzere, o halde nasıl serbest bırakılır!” diyerek isyan etti.
AK Parti’nin en popüler milletvekillerinden Metin Külünk bile dayanamayıp Twitter hesabından, “Kim koruyor bu adamı, kim var arkasında!” sorularıyla kazan kaldırdı. Ben de ilk başta biri ya da birileri tarafından korunduğunu düşündüğüm için eşlik ettim o kazan kaldırıcılara, ancak sonradan işin özünü öğrenince bir adım geri çekildim.
Meğer ByLock kullandığı tespit edilen kişi, emniyette ya da savcılıkta itirafçı olup o programın ne zaman ve kim tarafından yüklendiğini açıklarsa “adli kontrol şartı” ile serbest bırakılıyormuş. Kısa bir süre önce aynı sebepten gözaltına alınıp sonra serbest bırakılan Bekir İrtegün adlı futbolcu için de aynı durum söz konusuymuş. Özetle... Konyaspor Başkanı Ahmet Şan, ByLock kullanıcısı ama devletle işbirliği yapan bir itirafçı olduğu için şu an serbest!
Ahmet Şan
Kanun böyle emrediyorsa benim buna itiraz edecek halim yok, ama FETÖ’nün bir mensubu değilse bile sıkı fıkı olduğu aşikâr olan bu vatandaşın bu noktaya kadar nasıl geldiği konusunun sorgulanması gerektiğine inanıyorum. Dün görüştüğüm üst düzey emniyet mensubu bir haber kaynağım diyor ki: “Bu yasadan faydalanan yüzlerce insan var...”
“Nasıl tipler bu insanlar?” diye sordum kendisine... Çoğunluğunun polis ya da başka bir kurumda sıradan memur, sıradan tipler olduğunu söyledi. ByLock kullandığı bilinen ancak itirafçı olup bu işten yırtan Konyaspor Başkanı çapında başka biri yok yani! En azından o bilmiyor.
Uzatmayayım... Eyvallah yasadan faydalandı ve ByLock’çuluktan yırttı Ahmet Şan... Peki ama ByLock kullanacak kadar FETÖ’nün dibinde, içerisinde olan bir adam, Süper Lig’de oynayan Konyaspor gibi mühim bir takımın başına nasıl geçer? Hadi geçer anladık... Ya sonrasında? Hiç mi bakılmaz, sorgulanmaz, bu vatandaş kimdir, nedir falan diye?
************
CHP 'FOSSS' AKILLARA KALDI
TWITTER’da gördüm Kemal Kılıçdaroğlu’nun fotoğraflarını ilk. Ve sandım ki gizlice, haberi olmadan falan çekilmiş. Ve Allah biliyor bunu yapanların iktidar taraftarları falan olduğunu düşünüp, “Ayıp ya! Bu kadar da insanın özeline girilmez ki!” dedim kendi kendime... Değilmiş meğer... Meğer atletiyle masada yemek yerken çekilen o poz dahil, tamamından haberi varmış Kemal Bey’in.
Kemal Kılıçdaroğlu
Hürriyet muhabiri Selahattin Sönmez çekmiş ve “Adaleti Yolda Arayanlar” adlı kitabında da hepsini sergilemiş. Şahsen ben muhabir arkadaşımı tebrik ediyorum. İyi iş çıkarmış eline sağlık da ancak bilmeli ki yaptığı iş ne CHP’ye, ne de Genel Başkan’ına kazanç sağladı. Aksine karnesine eksi puan yazdırdı. Yok yere üstelik.
Sırf halktan biri, halk adamı gibi bir algı yaratmak amacıyla anamuhalefetin liderini atletle masanın başına oturtup o pozu verdirtmek hangi danışmanının aklıydı bilmiyorum ama Kemal Bey bilmeli ki bu fotoğraflar da tıpkı 15 Temmuz gecesi Bakırköy Belediye Başkanı’nın evinde çekilen fotoğraflar gibi “fosss” bir aklın ürünü!
************
NASIL BAYRAM İZNİ BU?
DENİLİYOR ki: “Hükümet bayram tatilini 10 güne uzatarak can çekişen turizm sektörüne adeta can simidi verdi!” Keşke öyle olsaydı ama gerçek o değil. Can simidi turizmcilere değil, devlet memurlarına verildi. Bu uzun tatilden sadece onlar faydalanabilecek. Özel sektörün faydalanmasının imkânı yok, zira bankaların tamamı açık! Bir ülkede bankaları açık tutup bankacıları çalıştırıyorsan özel sektörün de işletmesini açık tutması için şart koşuyorsun demektir.
Umuyorum ki bu çifte standart, ani bir kararla ortadan kalkar. Özel sektörün tamamı değilse bile bankalar kapalı olunca en azından büyük bir kısmı riayet etmek durumunda kalır. Böylece hem turizm sektörü, hem de vatandaşın büyük çoğunluğu uzun ve rahat bir dinlenceyi yapmış olur...
Haksız mıyım?
************
RACON KESMEKTE HAKSIZLAR MI?
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, dün sabah Habertürk TV’deydi. Ankara Haber Müdürü Aysun Torun’un karşısında. Aysun çok güzel sualler yöneltti program boyunca, ama benim en ilgimi çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “racon” açıklamalarının hedefinde kimlerin olduğuna dair yaptığı keskin açıklamaydı.
“Kim bunlar?” falan diye dövünüldüğü bir ortamda Ünal’ın bunlarla ilgili, “Sosyal medyada, gazetelerde, televizyonlarda öyle televizyon yorumcuları, öyle sosyal medya fenomenleri ortaya çıktı ki, AK Parti sözcüsü gibi konuşuyor” demesi çok güzeldi. Güzeldi de sonuçta neye yarar! Çünkü racon kesenin kim oldukları bilinenlerin bu açıklamalara da pek aldırış edeceğini sanmıyorum. Etselerdi zaten Cumhurbaşkanı’nın gayet sert ve son derece açık o açıklamalarından sonra etmişlerdi!
Mahir Ünal
Sanki raconu kendileri kesmiyormuş gibi bir de garip havalara girdiler. Ve o sözlerin kendilerini hedeflemediğini falan zırvalayıp bunun ispatı için de daha okkalı, iddialı laflarla yine racon kestiler.
Ama kızmıyorum ben bu tiplere! Valla ben de onların yerinde olsaydım hiiiç üzerime alınmadan devam ederdim aynı yolda... Yerden göğe kadar haklılar; çünkü sonuçta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına rağmen birileri hâlâ onları yanında, omzunda, orasında burasında tutmaya devam ediyor...
Öyle değil mi?
- Hoşçakalın…1 yıl önce
- Depremzede seçmenle ilgili tuhaf bir durum var1 yıl önce
- İnce'nin cevaplamasını istediğim soru şu!1 yıl önce
- Seccade…1 yıl önce
- Akşener ne yapsaydı?1 yıl önce
- Bu seçim ertelenmeliydi!!!1 yıl önce
- Hayat devam ediyor rezilliği!1 yıl önce
- Salgın tehdidi1 yıl önce
- Hatay ve gerçekler…1 yıl önce
- Size bir maliyet hesabı çıkardım1 yıl önce