Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Dün herkesin bildiği ancak dile getirmekten her daim çekince duyduğu bir gerçeği yazdığım için epeyce bir sert tepki aldım. Ama bir o kadar hatta abartmıyorum ondan daha fazla da alkış aldım!

Samimiyetle söylüyorum; Hem mesajla, hem de bizzat telefonla arayarak Türkiye’nin kumar turizmi konusunda anlayışını değiştirmesi hususunda kaleme aldığım; “Turizmde yeni açılım için…” başlığı altında yazdıklarıma destek olan onlarca insan oldu.

Bilirsiniz, kitabın ortasından konuşmak her zaman risklidir. “Ey millet kral çıplak” demek netamelidir ama dün kah yurt dışında, kah Türkiye’de ki turizm sektörünün içerisinde bulunan insanlardan öyle enteresan yorumlar, mesajlar, bilgiler ve öneriler geldi ki, benim bu konuya devam etmem de bir elzem oldu.

Dün yazmıştım aslında, kumara ve onunla aynı ayarda gördüğüm bahis oyunlarına bakış açımı ama bu konudaki tavrım net anlaşılsın diye bir daha yazayım; “Dünyanın en popüler kumar merkezlerine gitmiş, görmüş bir insan olmama rağmen kumarın tehlikeli bir oyun, kötü alışkanlık ve aşırıya gidilmesi durumunda da illet olduğuna inananlardanımdır. Ve bu kötü alışkanlığın da göz göre insanlarda devam etmesine gönlüm razı değildir!”

Ancak benim kumar meselesine böyle bakıyor olmam, bazı gerçekleri de görmezden geleceğim anlamına gelmiyor.

Sadece bu ülkede değil, tüm dünyada kumar oyunlarına ilginç bir biçimde ilgi duyan ve bu ilgisini gidermek için de binlerce kilometre yol yapmayı göze alan insanlar topluluğu var.

Las Vegas’a yolu düşenler bilir. Milyar dolarların havada uçuştuğu Vegas’a en az gidenler Amerikalılardır. Vegas’ta ki oyun salonlarını ağzına kadar dolduranlar dünyanın dört bir yanından gelen yabancılardır.

Evet, ben dünkü yazımda, bizdeki kumara ilgi duyanların başka ülkelere gidip paralarını oralarda heba etmemeleri için kendi sınırlarımız içerisinde birşeyler yapmamız gerektiğini anlatmaya çalıştım ama bunu yaparken bir yandan da Türkiye’yi bu konuda yabancılar için de pekala bir cazibe merkezi haline getirebileceğimizi söyledim.

Kıbrıs bu konuda bir cazibe merkezi. Bilirsiniz; “Kıbrıs’ı Kıbrıs yapan kumar turizmi “ denilir. Türkiye’den çok insan gider ama son zamanlarda duyuyorum ki Katar başta olmak üzere Arap Ülkeleri’nden de kumar severler Kıbrıs’ı tercih etmeye başlamışlar.

Vatandaşlarımız için en gözde ikinci ülke ise Gürcistan… Dün internette gezinirken bir tabloya rast geldim. Bu tabloya lütfen iyi bakın değerli okurlarım. Aslında ne demek istediğimi en somut biçimde özetleyen bu tablodaki rakamlar çünkü.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına sahip olanların 2017 yılında gitmeyi en çok tercih ettikleri ülke sıralamasında Gürcistan 1 milyon rakamıyla birinci sırada geliyor.

Niye peki Gürcistan bu kadar cazip vatandaşları için?

Çünkü son 5 yılda lüks ve şatafatlı kumarhanelere yapılan yatırımlar karşılık buluyor. Bizim 30 yıl önceki halimizdi düne kadar Gürcistan. Şimdi bambaşka bir halde.

Düşünün geçen yıl 100 Türk Lirası 76 Gürcistan Parası ile Lari yapıyordu. Şimdi 40 Lari yapıyor.

Peki, Üç beş yıl evveline kadar liramızın yanında esamesi dahi okunmayan Gürcistan Lari’sini değerlendiren yer altı madenleri, şahane ekonomi yönetimi ya da ihracatı mı?

Elbette değil!

Lari’yi, Liramıza yaklaştıran tek şey, kumar turizmi!

Ve işin en acı tarafı bu turizmin en büyük alıcısı da biziz! Biz Türkler!

Şimdi dün bana yazdıklarımdan dolayı atarlanan ve meseleyi dindarlık boyutundan ele alıp saçma sapan karşılaştırmalarla saldıran arkadaşlara sormak istiyorum.

Bizim derdimiz liramızın güç kazanması değil mi?

Biz şimdi bunun için kafa patlatmıyor muyuz?

“Türk Lirası döviz karşısında nasıl dimdik ayakta durabilir?” in yollarını aramıyor muyuz?

İşte size bir yol!

“Elin Gürcistan’ı, Bulgaristan’ı, ya da Amerika’sı bu turizm ile cebine milyarlarca dolar vergi indiriyorsa bunu biz niye yapmıyoruz? “ diyorum.

Yanlış mı diyorum?

Not; “Aslında bu konuyu ve CHP ile ilgili konuları birkaç gün daha yazıp öyle izne çıkacaktım ama bugün farkettim ki ben çok yorulmuşum. Galiba biraz dinlensem iyi olacak. Eğer arada çok bomba bir kulis filan gelirse elbette ki sizlerle paylaşacağım ama şimdilik biraz izin. Bu arada büyüklerimin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpüyor ve herkesin Kurban Bayramı’nı kutluyorum… İnşallah bu bayram hayırlara vesile olur… En kısa zamanda görüşmek umuduyla, hoşçakalın...”

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar