Vicdanımıza yapılan bu tecavüzü asla unutmayız!

Koronavirüs salgını nedeniyle olağanüstü bir durum yaşandığı ve buna mukabil hemen her alanda çeşitli tedbirler alınmasının bir gereklilik olduğu net!

Tabii, kamu sağlığının korunması amacıyla insanların toplu şekilde bulundukları mekanlarla ilgili önlemlerin alınmasını da bu netlik çerçevesinde değerlendirmek zamanın ruhu bakımından bir zorunluluk.

Nihayetinde salgınla mücadelede okullar, üniversiteler, ibadet mekanları, alışveriş merkezleri (AVM), sokak pazarları ve benzer yerler gibi cezaevlerinin de bir süreliğine boş tutulma gayreti anlayışla karşılanacak bir hamledir...

Ancak bu gayretle hazırlandığı iddia edilen ve adı; “İnfaz Paketi” olan tasarının içerisine ne bakımdan olursa olsun toplumun vicdanını yaralayan, kanatan değişikliklerin dahil edilmesi de kabul edilemez!

Derdimiz büyük tamam!

Tüm dünya halkları gibi biz de Korona denilen belayla başa çıkmak için 7/24 mücadele veriyoruz eyvallah!

Ama hiç kimse; “Millet nasıl olsa topyekun canının derdine düşmüş... Dilediğimizi istediğimizzzz gibi yuttururuzzzzz” rehavetine falan kapılmasın!

Tasarı dün muhalif partilerin milletvekillerine sunuldu…

Onların bu akılalmaz değişikliğe, talebe itiraz edeceklerine yüzde 100 eminim ama buradan şu an o mecliste görev yapan tüm partilerin milletvekillerine sesleniyorum…

Bakın bu salgın bahane edilerek meclise sunulacak olan tasarıda yer alan değişikliğe...

Yani uyuşturucu ticareti yapanlar ile cinsel saldırı, çocuğun cinsel istismarında bulunan tecavüzcüler ve kadına yönelik şiddet suçlarını işleyen canilere erken tahliye yolunu açan değişikliğe...

Hangi partiden, görüşten olduğu mühim değil... "Kim olursa olsun", mutlaka ama mutlaka kamu vicdanını hesaba alarak yaklaşmalıdır!

Çünkü unutulmamalı ki...

Elbette bu salgın, virüs, kriz, kaos geçer gider bir gün ama…

Toplumun hassasiyetlerini yok sayarak hazırlanmış bu saçma sapan değişikliğe onay veren her vekil de, sessiz kalan her medya mensubu da, her yurttaş da böyle zor bir dönemde alınmış bu karar neticesinde toplum vicdanına alenen tecavüz edildiğini de kabul etmiş olur!

Yanlış mıyım?