Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Bir siyasetçi için en büyük konfor budur!

Siyasette uzun zaman hiçbir makam, mevkiiye, pozisyona sahip olunmamasına rağmen konuşulmak, tartışılmak…

Bence 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için şu son günler onun açısından en keyifli günler.

Bazıları sanabilir ki Sayın Gül bütün bu olup biten tartışmalardan falan rahatsız.

Kesinlikle değil!

Dün ona çok yakın olduğu bilinen isimleri yokladım biraz.

“Tam aksine büyük bir memnuniyet duyuyor ismi üzerinden yapılan bu tartışmalardan” diyorlar ve hatta etrafındakilerin; "Bir şeyler diyecek misiniz kamuoyuna?” sorusuna; “Hiçbir şey demeye gerek yok! Bırakın millet tartışsın, konuşsun…” yanıtını verdiğini söylüyorlar.

Doğruya doğru... Çok da haklı bu tutumunda Sayın Gül.

Kim olsa onun yerinde aynı duyguda olurdu.

Hangi siyasetçi istemez ki...

Tek bir laf etmeden...Tek bir somut adım atmadan ya da davranış sergilemeden gelecek kariyerinin toplumda hararetle tartışılmasını.

Hiçbir şey yapmıyor. Çekildiği köşesinde oturuyor sessiz sedasız ama bir biçimde adı gündeme geliyor ve toplumun hafızası da bu sayede sürekli yenileniyor...

Gazeteciler arıyor heyecanla...

Eş, dost merakla gidiyor yanına...

Ve Türkiye siyasetinin gelecek dizaynını merak eden ülkelerin kulakları açılıyor, gözleri dört dönüyor; ”Acaba doğru mu bu söylentiler? Abdullah Gül aday olur mu?” sualler ekseninde bir telaş başlıyor...

Şahsıyla ilgili bazı olumsuz analizler, yorumlar yapılıyor olsa bile sonuçta konuşulan onun ismi ve gündemde ilk sıralarda.

Ve ismi üzerinde yapılan tartışmaların tamamı da bir kez daha bu ülkeye Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı ile ilgili.

Velhasıl gündem olmak için en ufacık bir çaba sarfetmeden gündeme “güm” diye oturmanın tadını çıkarıyor Sayın Gül.

Bu arada hem Erdoğan hem de Gül’ü yakından takip eden, en dibindekilerle temasta olan bir gazeteci olarak kendi yorumumu da paylaşayım müsaadenizle.

Esasında yapılan bu tartışmaların tamamı çok yersiz, gereksiz ve boş!

Çünkü Recep Tayyip Erdoğan’ın bu ülkede Cumhurbaşkanlığına aday olduğu bir durumda onun karşısına resmen aday olarak asla çıkmaz Abdullah Gül.

Ha… Perde arkasından başka birilerini, grupları, ittifakları destekleyebilir ama Erdoğan siyaset sahnesinde varlığını devam ettirdiği sürece Abdullah Gül’ü onun karşısında bir rakip olarak düşünmek, tasavvur etmek falan sadece hayalperestliktir.

Çünkü o acemi bir siyasetçi değildir.

Tam aksine öngörüsü yüksek, vizyonel bir bakış açısına sahiptir.

Ne etrafındakilerinin gazına gelir ne de egosunun…

Kim ne derse desin... Dinler, tartışır ve hatta istişareler yapılması için ortam yaratır ama!

Erdoğan gibi güçlü bir siyasi figür karşısında kazanabilmek gibi kaybedebileceğinin de bir olasılık olduğunu bilir ve adının tarihe Erdoğan’ın karşısında yenik düşen olarak yazılmasını istemez...

Siyasi kariyerinin finalinde böyle bir çizikle anılmayı göze almaz Abdullah Bey...

NOKTA!

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar