Sen kendini ne sanıyorsun hoca efendi?
Sonunda kimin cenazesinin nereden kaldırılacağı hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı'na talimat veren din alimi de gördü güzel ülkem!
Kendisini nerede görüyor, pozisyonunu ne sanıyor bilmiyoruz artık...
Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi'nde öğretim görevlisi olan Ebubekir Sifil, sosyal medya hesabından açık açık gazeteci Yılmaz Özdil ile Cüneyt Akman'ın cenazelerinin camilere sokulmaması gerektiğini yazdı.
Peki niye?
Efendim bu gazeteciler yağmur duasıyla ilgili konuşurken alay etmişler.
Dün yazıyı yazmadan evvel girip arşivden bakındım Özdil ve Akman'ın yağmur duasıyla ilgili ne dediklerine.
Evet ti'ye almışlar.
"Ben şu an İzmir'deyim. Bize gavur İzmir diyorlar ama dua en çok burada tuttu. 3 günden beri burada yağmur var. Şimdi tabii önceki günkü yazımda da anlatmaya çalıştım. Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde astronom bile çalıştırılıyor. Dolayısıyla bilimden uzak bir kurum değil. Dolayısıyla astronomdan haberdar olan bir kurumun meteoroloji biliminden haberdar olamaması mümkün değil!" diyerek bayağı bir makara yapmış Özdil.
Ancak kullandığı bu ifadelerde namazla, İslami değerlerle veya yağmur duasıyla alay nerede var ben anlamadım.
Dalga geçtiği yağmur duası değil, meteorolojik verilere göre memlekette yağmur yağacağı zaten biliniyorken Diyanet İşleri Başkanlığı'nın halka yaptığı yağmur duası çağrısı!
Kaldı ki yağmur duasıyla alay etse n'olur?
Nihayetinde “Yağmur Duası” dediğiniz olay İslamiyet'e özel, İslami bir ritüel falan değil.
Daha semavi dinler yokken insanoğlunun kuraklıkla mücadele amacıyla bulduğu kökleri antik çağlara filan dayanan bir dua olayı.
Bu ritüelin tam tarihini öğrenmek isteyenler Sinan Meydan'ın geçen hafta Sözcü Gazetesi'nde kaleme aldığı yazıyı arşivden bulup okuyabilirler.
Esasa yani Ebubekir Sifil’in iki ismin cenazesinin camiye sokulmaması talimatına dönersek...
Dindar değilim ancak kim olursa olsun bir insanın öldükten sonra nasıl defnedileceğine, nereden son yolculuğuna uğurlanacağına değil bir ilahiyatçının...
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bile hakkı bulunmadığını bilecek kadar da Müslümanım!
Son yolculuğunun nereden, nasıl olacağına kişi kendisi karar verir.
Eğer bu konuda özel bir vasiyet bırakmadan göçüp gitmişse dünyadan...
Ailesi ne arzu ediyorsa o uygun görülür.
Bunun dışında kim ahkam kesiyorsa Allah’ın hükümlerine burnunu sokarak hadsizlik yapmış olur!
Çünkü semavi tüm dinlere göre camiiler, kiliseler, havralar Allah’ın evleridir.
Bu evlere kim girebilir giremez sadece O bilir!
Son olarak şu notu da düşeyim...
Ebubekir Sifil ya da onun bu skandal paylaşımına destek verenler bilmeli ki yaptıkları iş çok ama çok tehlikeli!
Büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede adı sanı verilerek insanların İslamiyetle, namazla, duayla alay ettiği yalanını uydurup bu insanların cenazelerinin camilere sokulmamasını istemek aleni kışkırtıcılıktır!
Bu insanları bağnazlara, yobazlara hedef gösterip aslında; ”Linç edin! Saldırın!” demektir!
Bu da hem insani olarak hem de hukuki olarak büyük suçtur!
- Hoşçakalın…1 yıl önce
- Depremzede seçmenle ilgili tuhaf bir durum var1 yıl önce
- İnce'nin cevaplamasını istediğim soru şu!1 yıl önce
- Seccade…1 yıl önce
- Akşener ne yapsaydı?1 yıl önce
- Salgın tehdidi1 yıl önce
- Bu seçim ertelenmeliydi!!!1 yıl önce
- Hatay ve gerçekler…1 yıl önce
- Hayat devam ediyor rezilliği!1 yıl önce
- Size bir maliyet hesabı çıkardım1 yıl önce