Haysiyet cellatları yine iş başında!
Değerli okurlarım…
Türkiye’de değil sadece tüm dünyada medya büyük güçtür.
Eğer amacınız habercilik filan değil de bu gücü kullanarak haksız kazanç sağlamak ise…
Medya bunun için büyük bir nimettir.
Kişilikten yoksunsanız eğer…
Sahip olduğunuz mecrayı pekala bir dezenformasyon merkezi gibi kullanıp insanları özel veya genel hayatıyla ilgili tamamı asılsız, yalan, dolan iftiralarla itibarsızlaştırıp, diz çöktürüp istediğiniz menfaati elde edebilirsiniz.
Bu büyük ahlaksızlıktır ama maalesef sektörümüzde öteden beridir de bu ahlaksızlık vardır.
Ve işin acı tarafı şu ki; Bunu yapanlar gerçek gazeteciler, haberciler de değildir genellikle.
Bu gücün farkına varıp ve bir biçimde sektörün içerisine girip, yarattığı alan üzerinden şantajcılık yaparak diz çöktürmeye çalışanlar genellikle bu meslekle uzaktan yakından alakası olmayan geçmişi karanlık tiplerdir.
İnternetin hayatımıza girmesi ile birlikte büyük artış gösterdi bu karanlıklar!
Vaktinde FETÖ muktedirken de elinin altında böyle siteler vardı.
O dönemde de isimsiz, müstear adların imza attığı yazılarla FETÖ’ye karşı dik duranlara karşı yıldırana kadar iftira ve yalanlarla saldırılar yapılırdı.
Meslektaşlarım iyi bilir…
Mesela POST Medya denilen sitenin özel görevi buydu.
Kopyala/Yapıştır tarzı ile habercilik yaptığını sanan emek hırsızlarının asıl görevi itibar suikastıdır.
Alçakça yöntemler ile kah bazı gazetecilere kah bazı işadamlarına ve hatta siyasilere diz çöktürerek istedikleri şekilde yönetme, yönlendirme amacına ulaşanların vakti geldiğinde aba altından sopa göstererek kimleri kuklaya çevirdiklerini ve hangi gazeteciye, işadamına ya da siyasiye neleri dayatıp hangi imkanları elde ettiklerini de yazacağım.
Uzatmayayım…
Ben daha önceleri isim vermeden bu müptezellerin şahsıma karşı neler yaptığını anlatmaya çalışmıştım.
Birçok meslektaşıma, işadamına, siyasiye de aynı şekilde saldırılar düzenleyen bu sitenin bugüne değin adını anmamış olmamın sebebi ise bu iftira merkezinin isminin daha çok yayılmasına, bilinmesine hizmet etmeme gayretinden dolayıydı.
Bu sitelerden birinde korkak, namussuz, şerefsiz olduğu için gerçek adıyla yazamayıp müstear ismin arkasına saklanarak yazan ve sektörde çok kişinin tanıdığı "Keskin Kalem” adlı müptezelin yalanlarını, iftiralarını referans göstererek manşetinden haberleştiren Odatv'yi esefle kınadığımı söylemeden geçmeyeceğim.
Gelelim şimdi bu haysiyet cellatlarının son iftira furyasına!
Daha önce bu köşede Sezgin Baran Korkmaz ile nasıl tanıştığımı, aramızdaki hukukun ne derecede olduğunu anlatmıştım.
Anlayan anladı pek güzel ama işine gelmediği için anlamak istemeyen ve şahsımla ilgili hakaretlerine, iftirasına ısrarla devam eden korkak, alçak ve de şeref yoksunu “Keskin Kalem” adlı müstear, akıllara durgunluk veren iftiralarına Medya Grup Başkanımız Kenan Tekdağ’ın da adını karıştırarak devam ettirdi.
İftirasına göre; güya SBK’nın kurmayı düşündüğü haber kanalı işi varmış ve Grup Başkanımız Tekdağ da onun bu hedefi için birlikte hareket ettiği kişiymiş. Ve Sezgin Baran Korkmaz’la beni tanıştıran da Medya Grup Başkanımız Kenan Tekdağ’mış…Güya ben özel sohbetlerimizde diyormuşum ki; “SBK, yöneticilerimizi ziyaret ettiğinde bana geldi vs…”
Bakın değerli okurlarım...
Hani klişe olmuş bir söz vardır.
Denilir ki; “Bu iddiaları ispatlamazsınız şerefsiniz!”
Ben bu cümleyi asla kurmayacağım bu yazıda.
Çünkü ispatı mümkün değil zaten!
Çünkü bunların hepsi, hem beni hem Habertürk kurumsal kimliğini itibarsızlaştırmak için belli bir merkezden özellikle yazılması, yayılması istenen yazılar.
O yüzden de “İspatlamayan şerefsizdir” diye bir çağrıya gerek yok çünkü bu iftiraların yazılmasını isteyen de yazan da ve yayımlayan da şerefsizdir zaten benim nazarımda.
Her iftiranın hesabı mahkemede görüldüğü gibi yarından sonra yeni bir suç duyurusunda bulunacağım.
Hesaplaşacağız Allah'ın izniyle ama şunu bilsin herkes…
Özellikle de bu iftiracıları kumanda eden merkez…
Babam mezardan çıksa; “Dur kızım! Sus!” dese boyun eğmeyeceğim bu yapılan şantajlara, itibar suikastlarına, diz çöktürme çabalarına.
Son olarak…
Tamamı iftiradan ibaret olan Odatv’deki yazıya dair Kenan Tekdağ’ın cevabını dikkatlerinize sunuyorum.
Ve bir de video ekliyorum…
Sizden özellikle rica ediyorum bu videoyu izlemenizi…
Lütfen…
Zira SBK ile nasıl tanışmışım, nerede görüşmüşüm, aramızda nasıl bir hukuk var hepsini tek tek ve samimiyetle 3 ay önce anlattım Sevgili Şaban Sevinç’in Bizim TV’sinde katıldığım yayında.
Bu konuda bu yayında söylemiş olduklarımın dışında söyleyebilecek daha fazla bir sözüm yok artık.
Ama bu devam etmeyeceğim anlamına da gelmesin sakın!
İzin verdikleri ölçüde bu mecrada.
Vermedikleri noktada başka mecralarda…
Sonuna kadar mücadele edeceğim bu pisliklerle!
ABD'deki Yalçın Ayaslı'nın dosyasının detaylarını, orada kimlere hangi yazıları sebebiyle SBK'nın paralı ajanları suçlamasının yönetildiğini ileriki yazılarımda da yazacağım.
Gerekirse yurt dışına gidip SBK ile veya başka merkezlerle kirli ilişkisi olanları ilgilileriyle de konuşup delilleriyle, adıyla sanıyla ortaya koyacağımı herkes bilsin.
- Hoşçakalın…1 yıl önce
- Depremzede seçmenle ilgili tuhaf bir durum var1 yıl önce
- İnce'nin cevaplamasını istediğim soru şu!1 yıl önce
- Seccade…1 yıl önce
- Akşener ne yapsaydı?1 yıl önce
- Salgın tehdidi1 yıl önce
- Hatay ve gerçekler…1 yıl önce
- Hayat devam ediyor rezilliği!1 yıl önce
- Bu seçim ertelenmeliydi!!!1 yıl önce
- Size bir maliyet hesabı çıkardım1 yıl önce