Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Geçen gün yazdığım; “CHP’nin adaylığında neden bu iki isim düşünülmüyor?” başlıklı yazıma epeyce bir geri dönüş aldım.

Bir kısım hak veriyordu yazdıklarıma.

Bir kısım ise vermiyordu -ki bunların büyük çoğunluğu adayın Kılıçdaroğlu olmasına yüzde 100 inanmış CHP’lilerdi- çünkü onlara göre 6’lı masada adayı belirlemesi gereken parti muhalefetin en güçlü partisi CHP’ydi ve adayı da Genel Başkan Kılıçdaroğlu olmalıydı.

Birinci kısımdakiler ise İlhan Kesici ya da Hurşit Güneş önerimi şahane bulmuşlardı ama onlara göre de bu iki isimden birinin aday gösterilme ihtimali sıfırdı.

Çünkü 6’lı masaya gidecek ismin Kemal Kılıçdaroğlu olacağı CHP içerisinde netleşmiş durumdaydı.

Bu konuda hemfikiriz zaten.

Ben de eminim Kılıçdaroğlu’nun aday olmayı çok çok arzu ettiğine ve kararlı olduğuna ama…

Sorun şu ki; bu teklif 6’lı masada karşılık bulur mu?

Yaptığım görüşmeler, aldığım yorumlardan hareketle söylüyorum…

Çok zor!

Başta en eski ortak olan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener olmak üzere masadaki diğer tüm siyasi liderlerin Kılıçdaroğlu’nun muhalefetin ortak adayı olmasına yaklaşımları pek sıcak değil.

Neden?

Çünkü masadaki hemen tüm liderlerde özellikle muhafazakar tabanlarını Kılıçdaroğlu’na oy verme hususunda ikna edememe kaygısı var.

CHP’lilere göre çok yersiz bir kaygı bu!

Çünkü Kılıçdaroğlu sadece CHP’nin adayı olarak çıkarsa ilk turda olmaz ama ikinci turda kesin kazanıyor.

Peki bu nasıl olacak diye sorduğunuzda da tamamının ortak argümanı; “6’lı masadaki partilerin liderlerinin tamamı aday olsa bile birinci gelecek lider Kılıçdaroğlu olacak. İkinci turda da elmahkum bütün muhalifler Kılıçdaroğlu’na oy verecek!”

Ben katılmıyorum bu teze.

Birinci turda birinci gelecek iddiası doğru olabilir.

Ki, o bile riskli.

(Bir bakmışsınız ki Akşener birinci çıkmış mesela…)

Ya da kararsız seçmen; “Ortak bir aday dahi gösterecek birlik, bütünlük yok bu muhalefette! Bunlardan hiçbir şey olmaz!” kızgınlığı ile Erdoğan’dan yana tavır alıp daha birinci turda da olayı bitirebilirler.

Ama hadi diyelim onların dediği doğru.

Kılıçdaroğlu birinci turun kazanan muhalif lideri olsun.

Peki ikinci turda Saadet, DEVA, Gelecek ve benzer tabanları olan diğer partilerin seçmenlerinin Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu seçeneklerinde Kılıçdaroğlu’ndan yana tavır alacaklarının garantisi mi var?

Bence yok!

Hatta büyük risk var ve ben bunun nedenini daha önceki zamanlarda da birkaç kez dile getirmiştim.

Ki, “Kılıçdaroğlu kesin kazanır” tezini ileri sürenlere linkini verdiğim şu yazıdaki tespitlerimi hatırlattığımda onların bile çoğu kabul ediyor bunu.

Diyorlar ki; “Olabilir evet. Muhafazakar seçmenin bir kısmı arafta kalabilir ve Erdoğan’dan yana tercih kullanabilir!”

Hemen sonra da şunu ekliyorlar; “Ama bu abartılı bir oran olmaz! Olsa olsa en fazla yüzde 5 olur!”

Yani Saadet, DEVA, Gelecek partilerinin toplam oyundan biraz eksik oran!

O halde denilmez mi; “Ee madem bu riski göze alıyorsunuz. Neden bu partilerle aynı masaya oturup kalkıp, çözüm arıyorsunuz? Niye muhalif seçmeni boşu boşuna uğraştırıyorsunuz?”

Çıkın o zaman kamuoyunun önüne; “CHP tek başına girecek seçime ve adayı da Kemal Kılıçdaroğlu olacak!” deyin, siz de kurtulun terlemekten, milleti de kurtarın artık!

Haksız mıyım?

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar