Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Deprem Bölgesinden döndüğümün ertesi günüydü…

Gece yarısı arkadaşım Neyzen Burcu Karadağ Whatsapp üzerinden paylaşmış olduğu tweeti iletip destek olmamı istedi.

Diyordu ki: “Üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesine gençlerden inanılmaz tepki var! Oğlum ve arkadaşları isyanlarda! Pandemiden sonra zaten bozulmuş olan gençlerin morali yeniden sarılmaya çalışılırken alınan bu karar, çocuklarda geri dönülmez yaralar açar! Başka çözümler bulsunlar! Polisevleri, öğretmenevleri, oteller ne güne duruyor?”

Çok yorgundum ve tam uyumak üzereydim.

Muhakeme yeteneğimi kaybetmiş olmalıyım ki oğlu üniversite birinci sınıfta olan anne olma dürtüsü ile hareket eden Burcu’nun ricasının doğru olup olmadığını sorgulamadan anında destek verdim.

Hemen akabinde de vurdum kafayı yattım.

Sabah uyandığımda ise ilk işim verdiğim desteği çekmek oldu çünkü yanlıştı bu bakış açısı.

Burcu, bir konuda yerden göğe kadar haklıydı.

Çok çok iyi anlıyorum onun hislerini de ve ne demek istediğini de!

Nihayetinde ben de üniversitede eğitim gören bir gencin annesiyim.

Evet, bu karar gençleri çok üzdü. Evet, 2 yıl pandemi nedeniyle gidemedikleri okullarına henüz kavuşmuşlardı. Evet, o 2 yılda bozulan düzenlerini daha yeni yeni kurmaya çalışıyorlardı ve bu nedenle itiraz edemiyorum onlara da ama!

Bu kararı alan idare de haklı!

Çünkü başka çaresi yok.

Depremzedeleri acilen istihdam edecek en uygun mekanlar maalesef KYK yurtları.

Polisevleri, öğretmen ya da diğer kurumlara ait dinlenme tesisleri asla o ihtiyaca cevap verecek sayıda da değil, nitelikte de!

Bakın…

Toplamda 13 milyon nüfusu barındıran bölgede oldu bu felaket.

Tamamı değil ama kabaca bir hesapla en az %30’u etkilendi.

Sayayım size rakamları…

Depremde yıkılan bina sayısının 20 binden fazla olduğu söyleniyor (Bağımsız birim yani hane/daire sayısı bilinmiyor henüz)

Bunların çoğu yüksek katlı, çok daireli binalar.

Bu bir yana.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı depremden etkilenen aralarında Kayseri, Niğde ve Kilis’in de yer aldığı 13 ilde hasar tespitine başladı.

Yazıyı yazmadan önce baktım son rakamlara…

Şöyle: 236 bin 410 binada yer alan 1 milyon 279 bin 576 bağımsız birimde yaptığı hasar tespit çalışmasına göre; 153 bin 506 bağımsız birimin acil yıkılması gerektiğine karar verilmiş.

46 bin 640 bağımsız birim ise orta hasarlı, 439 bin 647 bağımsız birim ise az hasarlı!

Koyun üst üste toplayın!

Şu anda yapılan tespitlere göre en az 1 milyon 600 bin ev girilemez durumda.

Ama bu şu anki rakam çünkü halen hasar tespiti devam ediyor ve bittiğinde sayı ne olacak daha belli değil.

Eldeki bu rakamlara bakarak en iyimser hesaplama ile yaklaşık 5 milyon insanın evsiz olduğunu söyleyebiliriz.

Dikkatinizi çekerim ama 5 Milyon!

Bunların bir kısmı yakınlarının yanına gitti.

Bir kısmı çadırlarda!

Bir kısmı trenlerde!

Bir kısmı bölgedeki okul ya da fabrikalarda!

Bir kısmı ise otellerde evet.

Ama sezon açılıncaya kadar…

Başlayınca- ki 2 ay sonra- tahliye etmek zorundalar çünkü bu ülkede ekonomi çarkının da bir şekilde dönmesi lazım.

Dönmezse felaketin yarattığı tahribat hiç onarılamaz!

Çünkü turizm en büyük gelir kaynağımız.

Hakeza fabrikalar…

Malatya’da bütün fabrikalar depremzede ağırlıyor şu anda.

Bizzat gittim ziyaret ettim.

Türkiye’nin en büyük denim ihracatı yapan Çalık Holding’e ait fabrikalar, üretimi tamamen durdurmuş durumda.

Sırf o fabrikada toplam 3000 depremzedeye 7/24 ev sahipliği yapılıyor.

Read more!

Organize sanayideki irili, ufaklı diğer tüm fabrikalar da öyle…

Read more!

Tamam da nereye kadar?

Bu fabrikalar, işletmeler asıl işine dönmesin mi?

Depremzedeye evi tahsis olana kadar üretimlerini durdursunlar mı?

Olacak iş mi kardeşim bu?

Olamaz tabii ki!

En kısa zamanda üretime geçmek zorundalar.

O zaman ne olacak bu depremzedeler?

Çadırlara mı geçsinler?

Ya da tren vagonlarında sürünmeye devam mı etsinler?

Sokaklarda mı kalsınlar?

Eğer içinizde: “Kalsın canım ne var!” diyebileniniz varsa yazıklar olsun!

O zaman gerçekten yaşanan felaketi de yarattığı tahribatı da onarımında yaşanan zorlukları da anlamamışlar derim!

Hadi onlar anlayamıyor.

Ya da felaketi sadece ekranlardan izleyen, aktarıldığı kadar yorumlayan gençler ya da onların ebeveynleri de meseleyi kendi açılarından değerlendirip duygusal tepki gösteriyor.

Peki, bölgeye gidip de kıyameti gören ve etki ettiği insan sayısının farkında olan gazeteciler, siyasiler, STK’lar neden saçma sapan tepkiler gösteriyor?

Akıl tutulması mı yaşıyorlar topluca yoksa sırf iktidara, yönetenlere muhalefet olsun diye bile/isteye mi zırvalıyorlar, bilmiyorum ama herkes aklına şunu soksun!

Mevcut şartlara göre, Kredi Yurtlar Kurumu’na ait yurtlar en akıllı çözüm ve kim bu çözümü düşündüyse de Allah razı olsun!

En azından evini kaybeden ve kendi imkanları ile kalacak bir yer bulamayan depremzedeye temiz bir yatak, sıcak bir kap yemek, sıcak bir duş ve de hijyenik tuvalet imkanı sağlayacak tek mekanlar bu yurtlar.

Bu arada bütün gün aramızda da bu tartışmayı yaşadık.

Bazı arkadaşlar: “Konteyner ya da prefabrik evlerle halledilebilir bu iş.” diyorlar.

Ama en az 5 milyon insanı evleri yapılıncaya kadar konteynera sokmaya çalışan kafa, bir konteynerın maliyetinin ne kadar olduğundan maalesef haberi yok!

Ve 20 metrekarelik konteynerda ancak kaç kişinin istihdam edileceğinden de!

Söyleyeyim: En iyi ihtimalle bir konteynerın depremzedeye tahsisi yaklaşık 100 bin TL’ye mal oluyor ve içinde de ancak ve ancak ikisi çocuk 4 kişi yaşayabiliyor!

Bu arada haberleri olsun üniversiteler kapatılmasın diye bu öneriyi ballandıra ballandıra anlatan arkadaşların...

Konteynera harcanan bütçe 50 metrekarelik betonarme bir evin neredeyse yarısının maliyetine denk geliyor.

Konteyner yarın çöp olacak, atıl olacak.

Peki, değer mi geçici olarak böyle bir maliyeti yüklenmeye?

Tabii ki değmez!

Ama işte nasıl olsa bedava ya!

Oturduğu yerden sallıyor bazıları…

Sallamayın lütfen kardeşim…

Sallayacaksanız da destekli sallayın!

Mesela diyorsunuz ki: “KYK yurtlarının depremzedeye tahsisi nedeniyle üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesi kabul edilemez!”

Tamam diyelim öyle...

Peki, 5 milyon insanı 6 Şubat 2023 saat 04.17'inin bir dakika öncesine döndürebilmek için sizin çözüm önerileriniz ne?

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar