Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Belki de Sivas maçı sonrası F.Bahçe yönetimi Kocaman'a "Artık bir teknik direktör bul hoca" diyecek. Yani başka deyişle "Artık asli görevine (sportif direktör) dön" denecek. 'Evet' der mi, sanmıyorum

        F.Bahçe'deki geçen sezonki durum neydi ?

        Sportif Direktör Aykut Kocaman. Teknik Direktör Christoph Daum.

        Peki sonra ne oldu?

        Teknik direktör Daum gönderildi. Bu görev de sportif direktör Aykut Kocaman'a bağlandı!

        Yani, Kocaman sportif direktörlük görevinden alınarak, teknik direktörlük görevine getirilmedi. Bu tamamen, o gün Daum'u bir an evvel göndermek için bir formüldü.

        Kaldı ki F.Bahçe'nin resmi kayıtlarına göre, bugün takımın bir teknik direktörü yok...

        Çünkü F.Bahçe yönetimi ısrarla, Kocaman'ın titrini "Sportif direktörümüz ve teknik sorumlumuz Aykut Kocaman" olarak yazıyor ve ifade ediyor.

        O gün, Daum'u bir an evvel ve en ucuz yolla göndermenin formülüydü bu. Ve bu gerçekleşti.

        Şimdi sıra, kulübündeki aslı görevi "Sportif Direktör" olan Aykut Kocaman'ın "ilave" olarak yaptığı teknik sorumluluk!" görevine, yeni bir teknik direktör atamasına geldi.

        Belki de, Sivasspor maçı sonrası F.Bahçe yönetimi Kocaman'a, "Artık bir teknik direktör bul hoca" diyecek. Yani bir başka deyişle "Artık asli görevine dön" denecek.

        Kıcasa F.Bahçe yönetimi, iki yıl önce Aykut Kocaman ile başlatmış olduğu Sportif Direktörlük sisteminden "bir yılda" vazgeçme niyetinde değil.

        F.Bahçe kulübü ısrarla Kocaman için sportif direktör kavramını kullanıyorsa eğer, Aykut hoca bu "mesajı" çoktan almış olmalıydı. Belki de almıştır. Belki de teknik direktör arıyordur. Benim algıladığım bu... Yönetimin ilk yarı bitiminde Kocaman'a "Senden sadece sportif direktörlük görevini yapmanı istiyoruz. Bu 2 görev sana ağır geliyor" diyeceği ve idareten (!) yaptığı teknik direktörlük görevine de bir teknik adamı atamasını isteyeceğidir.

        Zaten kamuoyunun ortak kanaati de böyle.

        F.Bahçe'ye yeni bir teknik direktör lazım.

        Artık bir teknik direktör bulma vakti geldi, F.Bahçe Sportif Direktörü Sayın Aykut Kocaman!

        Haaa, Aykut hoca bunu "evet" der mi bilemem.

        Pek sanmıyorum. Peki o zaman ne olur? F.Bahçe Sportif Direktörü Aykut Kocaman, gelişen olaylar üzerine istifa eder!

        Değişimin nedeni; "Yabancılaşan büyükler"

        ÜÇ büyüklerin geldiği nokta bir hayli şaşırtıcı...

        Çünkü futbol tarihinde "ilk kez" böyle bir şey oluyor. Düşünebiliyor musunuz; geçmişte ligin bu periyodunda ortalama 35-40 puan kaybına uğrayan üç büyüklerin, bu sezonki kayıpları 67 puana kadar çıkmış durumda. Geçen sezon bu kayıp, 45'ken bu sezon 67... Yani son birkaç sezondur üç büyüklerde gözle görünür "istikrarlı" ve ciddi bir düşüş var.

        Bu yıl, adeta dip yapmış vaziyetteler...

        Biri değil, ikisi değil, üçü birden aynı durumda... Şaşırtıcı olan da bu

        Peki neden?

        Acaba bu, bir tesadüf mü ?

        Yoksa bu, "bir kısmın" buyurduğu gibi "Anadolu ihtilâli" mi?

        Yani, yayın gelirlerinin artmasıyla, Anadolu kulüplerinin ekonomik huzura kavuşup ayaklanması mı?

        "Bunun asıl ve önemli nedeni budur" demek mümkün değil. Çünkü, yayın gelirlerindeki o artış sadece Anadolu kulüplerine olmadı. Belki de bu artış daha çok büyüklere yaradı.

        Peki o zaman tesadüf olabilir mi?

        Gerekçe olarak buna da, "galiba öyle" demek mümkün değil. Çünkü bu durum sadece bu sezona has bir şey değil. Bu kadar olmasa bile, geçen sezon da, bir önceki sezonda, "üç büyüklerin" durumu pek iç açıcı değildi. Yani büyüklerde sadece bu yıl değil, son üç- dört sezondur yaşanan bir düşüş var.

        Futbol kamuoyu da hâlâ bunun nerden kaynaklandığını "somut gerekçesini" bulmuş değil.

        Ancak bu konuda biraz analiz yaptığınızda bunun "Anadolu'dan mı yoksa büyüklerden mi?" kaynaklandığının cevabını bulmak mümkün.

        Değişen "büyükler" oldu.

        Peki onlarda ne değişti?

        Baktığınızda üç büyüklerin başkanları, yönetimleri, yönetim biçimleri, transfer politikaları her şeyi aynı... Ekonomik güçleri de... Transfere ayırdıkları bütçelerde de.. . Beş yıl önce neyse bugün de ayrı. Yani bu konuda değişen bir şey yok.

        Aslında bir şey var...

        O da; yabancı futbolcu sayısının artışı ve bunun ligde "sadece" bir tek üç büyükler

        tarafından kullanılışı.

        Evet, bu değişimin nedeni de bu...

        Çünkü son 3-4 sezonun analizini yaptığınızda, Süper Lig'de yabancı sayısı arttıkça, üç büyüklerde düşüş de aynı paralellikte artmış...

        Üç dört sezon öncesi 5 olan yabancı kontenjanı bugün 6+2+2 sistemiyle birlikte 10'a çıkarılmış.

        Peki sonra ne olmuş ?

        Trabzonspor dahil hiçbir Anadolu kulübü bu yabancı kontenjanından tam anlamıyla "yararlanma gereği" duymazken, büyükler ekonomik durumlarının kendilerine verdiği güçlü bu kontenjanın tamamını kullanmış Tabii devşirdikleri ve sözleşmelerini dondurdukları yabancılar hariç! Kısaca, o kontenjan da aşılmış bu kulüplerde.

        Gelinen noktada üç büyüklerin ortalama 22 kişilik kadrolarının yarısı "yabancılaşmış". Takımın omurgası da iskeleti de "yabancıların" elinde... Yani onlara bel bağlamışlar

        Bugün üç büyüklerinde, ligin zirvesindekilerin de, hangi oyuncuların performanslarına endeksli olduklarına bakmakla da, bu sorunun cevabını k bulmak mümkün.

        Örneğin geçen sezon Bursa'yı, bu sezon Trabzonspor'u sırtlayıp götürenlere... Ve buna karşılık i Beşiktaş, F.Bahçe ve G.Saray'ın hangi futbolcularına bel bağladığına bakmak olayın "nedenini" kestirmek için yeterli.

        Yabancı oyuncunun para, yerli oyuncunun ise forması için oynadığı gerçeğini de göz önüne alarak, bugün Süper Lig'deki bu değişimin nedenini özetlemek mümkün.

        Neden; Anadolu ihtilali değil, "Büyüklerin tamamen yabancılaşmasıdır"...

        Diğer Yazılar