Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BU bir hazırlık maçı... Skorun önemi yok, bu yüzden oynanan futbola bakılacak.

        Herkesin beklentisi, bakış açısı niyeti bu...

        İlginçtir ama, bana göre oynanan futbolun da pek önemi yok.

        Nedeni, dünkü kadronun yarın da var olacağından, kaygım... Bunun için geçmiş birkaç maçta yapılan icraatlara – istikrara bakmak kafi!

        İki maçta bir milli takımın iskeletini alt üst edildiği bir ortamda, dün sahaya sürülen futbolcuların bundan sonraki ilk sınavda olacağı ne malum ?

        Bundan önce hiç olmamış ki, bundan sonra olsun...

        Kim bilir 29 Mart günü oynayacağımız kritik Avusturya maçı öncesi o hafta ligde kimlerin yıldızı parlayacakta, onlardan “ayın takımını” yaparak o maçın “milli takımını” oluşturacağız.

        Bu yüzden dünkü G.Kore karşısında oynanan futbolu ve oyuncuları analiz etmenin pek de yararlı olacağını düşünmüyorum. Tabii ki Emre’nin yaptıkları hariç !

        Her hazırlık maçında olduğu gibi dün de herkes “Bu milli takımdan gelecek adına ne kadar umutlu olabiliriz” gözüyle buradaydı.

        Adı üstünde hazırlık maçı. Ama ne yazık ki Türk Milli Takımı olarak hazırlık maçı kavramını karıştırmış durumdayız.

        Hazırlık maçı; resmi maçta düşündüğün takımı o maça hazırlamak değil midir? Varsa iskeletine kadrona birkaç yeni oyuncu serpiştirerek altarnetif aramak değil midir? O zaman milli takımdaki bu sirkülasyon niye?

        Eylül ayında çıktığımız bu yolda, 4’ü resmi oynadığımız 6 maçta her mevkii de dört beş alternatif denemek niye?

        Onun için dün, ne Servet’in Serdal Kesimal’la, ne Sabri’nin Serkan Balcı ile, ne de Hamit’in Umut’la uyumuna baktım. Nasıl bakayım ?

        Eylül ayında çıktığımız ilk resmi maçın onbirinden dünkü maçın onbirine değişen futbolcu sayısı “7” olursa, nasıl bakayım... Şurada iki ay önce oynadığımız, son resmi maçımız Azerbaycan karşılaşmasının on birinden tam 6 futbolcu yoksa, dünkü on birin ne önemi var!

        Bizim oyuncuları değiştirmeye değil önce zihniyeti değiştirmeye ihtiyacımız var!

        Bizim önce sisteme ihtiyacımız var!

        Eğer sokaktaki, tribündeki bir Türk vatandaşı hala bugün “Türk Milli Takımı’nın santrforu kim?” diye sorulduğunda, “Abi Fransa’nın, Almanya’nın, İspanya’nın değil santrforunu sana on birini ezbere sayabilirim. Ama Türk Milli Takımı’nın santrforu kim vallahi bilmiyorum” diyorsa, vah bize, vah Türk futboluna...

        Diğer Yazılar