Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SADECE futbol camiası değil, tüm ülke bugünlerde başbakanın TT Arena’da ıslıklanmasını konuşuyor... Tartışma farklı boyutlara çekilse de, ortak kanaat; Başbakan’a yapılanın büyük saygısızlık olduğu…

        Bu ayıbın gerekçesi; bir başbakan ıslıklandığı için değil… O Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının, başkalarına yapmadığını G.Saray için yaptığı bir ortamda, G.Saraylılar tarafından ayakta alkışlanması gerekirken ıslıklandığı için… Onurlandırılmayı beklediği bir günde, hayal kırıklığına uğradığı için… Türk sporuna, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir başbakanın vermediği desteği, ilgiyi, fazlasıyla veren bir başbakan olduğu için… Rakiplerinin tepkisini göze alma pahasına, G.Saray camiasına ayrıcalık tanıyarak kıyak geçtiği için… Bu yüzden, G.Saray’lıların yaptığı, ayıptı, saygısızlıktı, rezillikti…

        Yoksa, sadece bu ülkede değil, hemen hemen her ülkede, her siyaset adamı bu şekilde yuhalanmış veya ıslıklanmaya maruz kalmıştır. Yumurtaya da… Kaldı ki, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın o yuhalanışı bir ilk değildi. Hatırlayın 2009 Mart ayında Ali Sami Yen Stadı’nda oynanan G.Saray–Hamburg UEFA Kupası karşılaşmasını. Sayın Erdoğan o gün de stada teşrif ettiğinde aynı şekilde ıslıklanmıştı. Ama o gün, ne ona, ne etrafındakilere, ne de bize, o ıslıklama bu kadar koymadı. Yapılan yine de ayıptı. Ama gerekçesi belliydi. Çünkü sayın başbakan sıkı bir F.Bahçe’liydi…

        Dediğimiz gibi TT Arena’da yapılan o protesto siyasilere karşı yapılan geleneksel tepkilerle aynı kefeye konmamalı. Gerekçesi ne olursa olsun bu kabul edilemez çirkin ve yakışıksız bir protestoydu. Sanırım bunun gerekçesi, aylardır Polat’ı devirme planları yapan muhaliflerin hem tarihi güne gölge düşürme, hem de hükümetle Polat arasındaki o güzel ilişkiyi yıpratma planıydı.

        Peki ya, bunun karşılığında Polat ne yapmalıydı. Muhalefetin bu kadar çirkinleşebildiği bir ortamda hem kendine, hem de kulübüne gelecekte daha fazla zarar vermeme adına görevini bırakmalıydı. İnanın Polat bıraksaydı, bugün kahramandı… Belki sayın başbakanın çektiği o acı biraz olsun azalırdı. Tribünlere ve camialara iyi bir ders olurdu. Ne yazık ki Polat tarihi bir fırsatı kaçırdı. Hele hele yaptığı o basın toplantısındaki sözlerinden dolayı, artık Polat’ın geleceğinin daha da karanlık olacağı kaçınılmazdır.ü Peki ya, Polat’ın protestoculara yönelik, “Kameraları tek tek inceleyeceğiz ve o kişileri tespit edip bundan sonra bu stada sokmayacağız” sözüne ne demeli. Sanırım ne Polat’ın ne de bir başkasının böyle bir yasal hakkı olamaz. Çünkü yapılan bir suç değil.

        Tabii TT Arena’nın açılışından bu yana o bir kısım G.Saray taraftarı olsun, TOKİ başkanı olsun, Polat ve yönetimi olsun birçok yanlışa imza attı. Başbakanımıza karşı yapılan o çirkin tepki kadar o gün adına benim vicdanımı rahatsız eden bir başka konu da, G.Saray tarihine adına altın harflerle yazdırmış Fatih Terim’e layık görülen mekandı. Fatih hocanın o gün oturacağı koltuk, stadın ücra bir köşesi değil, şeref tribünün baş köşesi olmalıydı. Ama o büyük bir olgunluk göstererek, tek devre de olsa yine de o alakasız koltuğa oturdu. Umarım Terim’in gördüğü o muamele yanlış değil, bir hatadır.

        Berlin Ankaraspor!

        Hatırlayacaksınız, yine birkaç hafta önce bu köşede Gökçekler’in futbol icraatlarına yer vermiştim. O gün yazımda, Gökçekler’in Ankaraspor’u ve A.Gücü’nü mahvedişlerine değinmiştim, meğer eksik kalmış… Gökçekler el attıkları bir başka takım Berlin Ankaraspor’u da batırmışlar!

        Sayın Melih başkan, diyorlar ki; 2006’da satın aldığınız ve adını Berlin Ankaraspor yaptığınız o kulübün, borçlar yüzünden bugün iflası isteniyormuş… Kulübün adı Berlin Athletik’miş. 1907 yılında kurulmuş. Ve 100 yıllık o kulüp, oğlunuz Ahmet Gökçek’in başına gelmesiyle adı Berlin Ankaraspor olmuş. Vaatler ve Euro’lar havada uçuşmuş. Logosundan, futbol takımına, kulüp tümüyle yenilenmiş. Sonuçta tüm bunları yaparken kulüp yüklü bir borcun içine sokulmuş. Ama ne var ki bir yıl sonra oğlunuz Ahmet Gökçek bu işten sıkılarak kulübü bırakmış. Sonrasında kulübe haciz üstüne haciz gelmeye başlamış. Sonuçta, sizin o bir yıllık dönemde yaptığınız yüksek borçlar yüzünden dönemin yöneticileri hakkında tek tek tutuklama kararları çıkmaya başlamış!..

        İlginç ve şaşırtıcı bir iddia. Acaba doğru mu yoksa iftira mı? Bizleri bu konuda aydınlatırsanız seviniriz, başkan.

        Diğer Yazılar