Avrupa’nın iki katını bulan orijinal, coğrafi işaretli ürüne sahibiz
Yurtdışında baklava ve dönerle tanınmaya başlayan Türk mutfağı, ustalarıyla tedarikçileriyle sektör olarak Sirha İstanbul'da buluşacak ve uluslararası görücüye çıkacak. Düzenleyen kuruluş, alanında dünyanın en büyüklerinden biri. Fransa - Lyon, Brezilya - Sao Paulo ve Macaristan - Budapeşte'de aynı etkinliği yıllarca yapıyor. Abdurrahman Yıldırım yazdı
Gastronomiyle ekonomik çıkış yakalayan ülkelere İtalya iyi bir örnektir.10 binlerce İtalyan ülke dışında İtalyan restoranlarında şeflik yapıyor. Fransa, Almanya da kısmen buna dahildir. Pizza, makarna, peynir, şarapla ülke bazında 10 milyarlarca dolar gelir elde edebiliyor. Peru iyi bir strateji ve tanıtımla kinoayı öne sürdü ve turizmde iyi bir çıkış yakaladı.
-Gastronomi yani yemek işi turizm gelirlerinin yaklaşık üçte biri. Harcamaların yaklaşık üçte biri konaklamaya, üçte biri de ulaştırmaya gidiyor. Yemek işinin her şeyden önce böyle duygusal bir tarafı var.
-Türkiye’den ise gastronomi harcamalarına örnek gösterilebilecek kayda değer bir gelişme yok. Her şey dahil sistemi de buna pek geçit vermiyor. En azından istikrarlı, devamlılığı olan, kendini dünyada kabul ettirmiş, tek başına kayda değer turist çekecek ve ekonomik büyüklük yaratacak düzeyde bir örnek göstermek mümkün değil.
BAKLAVA KEBAP ATAĞI
-Gaziantep kebap, baklava, fıstık ve bulgur ile belli bir yol aldı. Kente gelen turistlerin yarıdan fazlasının gastronomi amaçlı geldiği tahmin ediliyor. Baklava yanında kebabı ile Gaziantep girişimcilerinin çabası sonucu önce Türkiye’ye yayıldı, şimdi de yurtdışına çıkıyor. Ortadoğu, Avrupa ve Amerika’da artık Antep’in tanınmış baklavaları satılıyor. Bu nedenle son yıllarda Türkiye, yurtdışında biraz olsun baklava ve Almanya’daki Türklerin çalışması ile dönerle tanınmaya başladı.
TEPTİĞİMİZ FIRSATLAR: LOKUM, KAHVE VE TÜTÜN
-Geçmişte marka olmuş ve adı Anadolu’yla özdeşleşmiş ürünler ise geri planda kaldı. Mesela bunların ilki olan lokum, ki dünyada Türk lokumu diye bir deyim varlığını hala sürdürüyor. Ama ürün ve ürünün pazarlanması geri planda. Arkada planlı ve kararlı bir pazarlama faaliyeti yok.
-Türk kahvesi benzer bir üne sahip ama üzerine şimdiye kadar bir senaryo kurulabilmiş değil.
-Türk tütününü ise özelleştirmelerle birlikte kalıcı olarak tarihe gömdük. Tekel’in özelleştirilmesi sırasında dünyaca tanınan Türk tütününü yaşatmak ve pazarını devam ettirmek için herhangi bir politika geliştirilmedi. Aklımıza da gelmedi. Halbuki Türk tütününü dünyaya Duyunu Umumiye tanıtmış ve pazarlamıştı. Batılıların Osmanlı’dan alacaklarında Türk tütününün ihracı önemli bir rol oynamıştı. Dünyada yaratılan böyle bir alışkanlığa hazır mal satmayı beceremedik.
PLANSIZ VE HEDEFSİZ BAŞARI
-Peki bunca fırsatı teptikten sonra şimdi gastronomi üzerinden başarı yakalayabilir miyiz? Pekala mümkün. Bunun için yeterli ürün çeşitliliğine ve mutfak zenginliğine sahibiz. Eksik olan yanımız ise pazarlama, ustaların veya şeflerin yetiştirilmesi, girişimcilerin azlığıdır. Belki de hepsinden önemlisi ortak akılla hareket, bir hedef ortaya koymak, bu hedefe varma stratejisi geliştirmek, sonra da harekete geçmektir.
-Dönerle baklavayla kebapla yakalanan başarılar ortadadır. Üstelik bir senaryo yazmadan ve organize olmadan yakalanmış başarılardır .
ULUSLARARASI GÖRÜCÜYE ÇIKIYOR
-Bütün bunları yazmamın nedeni ise Türk mutfağının, ustalarıyla tedarikçileriyle sektör olarak Sirha İstanbul’da buluşacak ve uluslararası görücüye çıkacak olmasıdır. Düzenleyen kuruluş, alanında dünyanın en büyüklerinden biri. Fransa - Lyon, Brezilya - Sao Paulo ve Macaristan - Budapeşte'de aynı etkinliği yıllarca yapıyor. Yani Sirha İstanbul ile Türkiye gastronomisi, Türk mutfağının zenginliği ve yerelliği, Türkiye şefleri (bence usta deyimi daha uygun)Anadolu lezzetleri ve yerel ürünleri uluslararası görücüye çıkıyor.Yine gastronomi sektörü dünya gelişmelerini, yenilikleri ve trendlerini öğrenme ve izleme fırsatını yakalıyor.
AVRUPA’NIN İKİ KATI COĞRAFİ İŞARETLİ ÜRÜNE SAHİBİZ
Türk mutfağının zenginliği ve potansiyeli nedir denirse onun da yanıtını Sirha İstanbul’u 6. kez düzenleyenler olarak Gülperi Erkanlı ile Abel Michel Villemin versin:“AB bölgesinde toplam 1.250 civarında coğrafi işaretli ürün var. Türkiye’de ise tek başına coğrafi işaretli ürün sayısının 2.500 olduğu belirtiliyor. Bunun resmileşen alınmış coğrafi ürün işareti sayısı ise 400’ü geçti. Çok enteresan bir durum.”