Begüm Özbek: Aşk acısı canımı çok yaktı!

Begüm Özbek, 2000'lerin ilk yıllarında ışıltılı hayatını geri bıraktı ve hem aşkı hem de eğitimi için ABD'ye gitti. Aradığı işi buldu ama aşkı kaybetti. 2012'de de Türkiye'ye kesin dönüş yaptı. Şimdilerde ise bir işletmede misafir ilişkileri müdürlüğü yapan Özbek ile hem geçmişi hem de bugünleri konuştuk.

Begüm Özbek'in aslında en büyük hayali balerin olmakmış. Bu hayalini kısmen de olsa gerçekleştirmiş ama sonra kendisine uygun olmadığı anlamış ve spora yönelmiş. Özbek, "Hayalim balerin olmaktı. Bu hayalimi gerçekleştirmek için Ankara Devlet Konservatuvarı'nın sınavlarına girdim ve kazandım. Ancak bir yıl yatılı okuduktan sonra bana uygun olmadığına karar vererek ayrıldım. Bundan sonra eğitim - öğretim hayatıma devam ederken eş zamanlı olarak hentbol ve Galatasaray genç kadın takımında voleybol oynadım" dedi.

50 yaşındaki Özbek podyum serüveninin başlamasıyla ilgili ise şunları aktardı: Bir gün antrenman sonrası annemle eve dönderken yolda bir cast ajansı sahibi tarafından çevrildik. O zamanlar ince, uzun, atletik ve herkesin 'Aaa manken gibi kız' dediği biriydim ancak aklımda hiç mankenlik yoktu.

Gel zaman, git zaman cast ajansı sahipleriyle anlaştık ve aynı yıl reklam filmlerinde oynadım. 1989'da da Emel Kasapoğlu tarafından kurulan Marie France ajansına transfer olarak mankenliğe ilk adımımı attım.

"TÜRKİYE MANKENLER KRALİÇESİ SEÇİLDİM"

1989'da ilk kez düzenlenen Best Model of Turkey yarışmasına katılan manken, "Emel Kasapoğlu benim haberim olmadan resimlerimi The Best Model of Turkey yarışmasına göndermiş. 17 yaşında Türkiye Mankenler Kraliçesi oldum. İki hafta sonra da İstanbul'da yapılan The Best Model of the World yarışmasında 4’üncü seçildim. O dönemde dünyanın farklı ülkelerinden gelen yarışmacılar gerçekten çok kaliteli modellerdi. Dünyaca ünlü markaların modellerine karşında bir çaylak olarak kafa tutmak kolay değildi. (Gülüyor) Ancak çok sey öğrendiğimi söylemeliyim. Sonrası da malum çorap söküğü gibi geldi" ifadelerini kullandı.

"1990'LAR DEVRİM DÖNEMİYDİ"

Mankenliğin zirve yaptığı 1990'lı yıllar hakkında da konuşan Begüm Özbek, sözlerini şöyle sürdürdü: 1990’lar devrim dönemiydi. Her alanda büyük değişimler yaşandı. Harika yıllardı. Kaliteli insanlar, kaliteli ortamlar ve onun sonucunda da ortaya çıkan kaliteli işler vardı. Günde 3-4 defile yaptığımız zamanlar oluyordu. Merve İldeniz, Deniz Pulaş, Sema Simşek, Esin Moralıoğlu, Ebru Ürün'den oluşan bir grubumuz vardı ve neredeyse her defilede beraberdik.

Begüm Özbek, "Büyük 6’lı denilen Cindy Crawford, Naomi Campbell, Claudia Schiffer, Kate Moss, Linda Evangelista ve Christy Turlington'dan oluşan efsane grup da 1990'larda tanınmışlardır. Özeleştiri yapmak gerekirse, işimizi her zaman amatör ruhla yaptık. Ki bu aslında çok güzel ve önemli. Çünkü yaratıcılık, başarı, süreklilik ancak amatör ruhun heyecanı ile kazanılabilir ama maddi ve manevi olarak yabancı ajanslar ve modeller gibi daha profesyonel çalışabilirdik" dedi.

"TÜM YATIRIMIMI KENDİME YAPTIM"

Begüm Özbek, "Çok iyi paralar asla kazanmadık ama 17 yaşında bir bireyin kazabileceğinden çok fazlasini kazandım; açıkçası çok iyi değil ama iyi kazandığımı söyleyebilirim. Tüm yatırımımı kendime yaptım. ABD’de önce 2 yıl ardından da 4 yıl üniversite okudum. Sonrasında Hindistan’da yoga eğitimi aldım. En güzel yatırımım onca güzel insan tanıyıp birçok kişinin hayal bile edemeyeceği yerlere genç yaştan itibaren seyahat etme fırsatını bulmaktı" ifadelerini kullandı.

Podyumda başlayan bazı arkadaşlıklarının sürdüğünü de söyleyen emekli model, "Hayat şartlarından sürekli yüz yüze görüşemesek de sosyal medya üzerinden iletişimdeyiz. Bunun dışında dostumuz Sertaç Boztepe adına oluşturduğumuz bir whatsapp grubumuz var. Bu grup üzerinden de konuşuyoruz" dedi.

"KİTAP YAZSAM HERKES ALIR!"

Begüm Özbek, "Podyum dönemlerinizle ilgili unutamadığınız bir anınız var mı?" sorusuna ise iddialı bir yanıt verdi: Kitap yazsam herkes alır! O kadar çok anım var ki... Kim bilir belki bir gün yazarım. Yazarlık bizim ailede genetik de aslında. Hem annemin hem de babamın kitapları var.

Begüm Özbek son olarak ise geçtiğimiz yıl kasım ayında podyuma çıkmış: İzmir’de ve hemen ardından İstanbul’da podyuma çıktım. Modelliği seviyorum. Kaliteli ve güzel işler olduğu sürece yapmaya devam edeceğim.

ABD'DE OTELCİLİK EĞİTİMİ ALMIŞ

Begüm Özbek, podyumlara ara verdikten sonra ABD'ye gitmiş. Özbek, bu serüvenini ise şöyle anlatıyor: ABD’ye gittiğim için kariyerimi noktaladım. Kendimi geliştirmek istiyordum. 27 yaşındaydım ve 10 yıldır modellik yapıyordum ve biraz değişime ihtiyacim vardı. O dönemde sevgilim Mert (Çiller) ABD'de master yapıyordu. 'Haydi sen de gel' deyince hiç düşünmeden bavulumu toplayıp yola koyuldum. ABD'de otel ve restoran yönetimi üzerine eğitim aldım. Mezun olduktan sonra uzun yıllar önde gelen otellerde üst düzey yönetici ve farklı pozisyonlarında 15 yıl çalıştım ve sonra da İstanbul’a transfer oldum.

"AYRILIK DÖNEMİ YAŞADIĞIM EN ACILI YILLARDI"

Dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in oğlu Mert Çiller ile yaşadığı aşkla uzun süre gündemde kalan model, "ABD'deki eğitimim devam ettiği dönemde Mert mezun olmuştu. Bir nevi aramıza Atlas Okyanusu girdi. 4 yıl aşk yaşadık, gençtik. Ya ayrılacaktık ya da evlenecektik. Ki benim henüz yapmak istediğim çok şey vardı. Tüm bunlara Mert'in beni aldattığı haberleri gazetelere yansıyınca da ayrıldık. Hayatımda yaşadığım en acılı yıllardı. Çok sevdiğim, değer verdiğim ve uğruna fedakârlık yaptığım kişiden ayrılmak canımı çok yakmıştı. Sonuç olarak hayatlarımız farklı yönlere aktı" sözleriyle yaşadığı çalkantılı günlerini anlattı.

Bir dönem podyumlarda fırtınalar estiren Begüm Özbek, "Mankenliğin artık eski gibi olmadığı aşikar. Sizce bunun sebebi ne?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:

Küreselleşmenin ardından ünlü yerli markalar ve fasonların büyük bir kısmı piyasadan silindi. Çünkü tüm yabancı markalar iç piyasayı ele geçirdi. Bu markaların hali hazırda bilinirliliği olduğu için defile ve tanıtım yapma ihtiyaçları yoktu. Bu sebepten mankenlik mesleği neredeyse yok oldu. Arkadaşlarımız da ayda birkaç defileyle ekmek teknesini döndüremeyecekleri için mecburen televizyona ve farklı alanlara kaydı.

Begüm Özbek ayrıca günümüzde en beğendiği mankenin Didem Soydan olduğunu belirterek, "Bence dünya standartlarında bir model" dedi.

"YOGA HAYATA BAKIŞ AÇIMI DEĞİŞTİRDİ"

2013 yılında yogaya başladığını ifade eden model, eğitmen olmak için de 2017'de Hindistan'a gitmiş: Hâlâ aktif olarak yoga yapıyorum ve stüdyolarda ders veriyorum. Yoga hayata bakışımı değiştirdi. Sivri köşelerimi törpüledim, yaşamın sadece siyah ve beyaz değil çok farklı renklerden oluştuğunu görebiliyorum. Şükran duygularım her gün katlanarak artıyor. Bir hayvan hakları aktivisti olarak varoluşun birliğine ve tekliğine, insanlar kadar hayvanlarında bu dünyada özgürce, acı çekmeden, mutlu yaşamaya hakları olduğunu ve yaradanın gözünde eşit olduğumuzu yoga pratiği yaptıkça şeffaflaşan duvarlar sayesinde görüyorum. Yaşamın sadece beden ve zihinden ibaret olmadığını, merkezimizin ruhumuz olduğunu hissediyorum. Bilinçsiz tüketim, bencil düşünce ve hareketlerden mümkünce uzak durmaya çalışıyorum. Yoganın şifalandırıcı ve birleştirici gücüne inanıyorum.

MİSAFİR İLİŞKİLERİ MÜDÜRÜ

Begüm Özbek şimdilerde ise Beyoğlu'nda bulunan bir üye kulübü/otelde misafir ilişkileri müdürü olarak çalıştığını söyledi. Ünlü model, ayrıca "Bunun yanı sıra ülkemizde hayvanlara uygulanan zulmün sona ermesi için kurucu üyelerinden olduğum Yaşam Hakkına Saygı Derneği ile beraber çalışmalar yapıyorum" dedi.