Truva Bakır 20 yılda cari açığın kapanmasına da 2.5 milyar dolarlık katkı sağlayacak
Çanakkale'deki yatırımını yürüten Truva Bakır, bu ilde yakında üretime başlayacağı bakır madeni ile 20 yılda 2.5 milyar dolarlık üretim yapacak böylece ithalatı önleyerek cari açığı bu miktarda azaltacak. İnşaat döneminde 2 bin kişinin çalışacağı tesiste işletme sürecinde bin 200 kişi istihdam edilecek. Şirket, ekonomi ve istihdama sunduğu katma değerin yanı sıra bölgenin en önemli arkeolojik çalışmalarından İnkaya Mağarası kazılarına verdiği destekle, Türkiye'nin ve Çanakkale'nin kültür mirasına da katkı sağlıyor.
Çanakkale’de doğal kaynakları ekonomiye kazandırmak için yatırımını sürdüren Truva Bakır, bölgenin en önemli tarihi çalışmalarından biri olan İnkaya Mağarası kazılarına sponsor oldu. Geçmişi 86 bin yıl öncesine uzanan buluntularıyla, Anadolu’nun bugüne kadar keşfedilen en eski Paleolitik buluntu alanlarından biri olma özelliğini taşıyan Çanakkale’nin Çan ilçesindeki tarihi İnkaya Mağarası, sadece bölge ve Türkiye değil, tüm insanlık tarihine ışık tutacak.
TROYA MÜZESİ’NDE SERGİLENECEK
İnkaya Mağarası’nın kayalık sisteminde 86 bin yıl öncesinden beri yaşamış olan insanlara ait kültür kalıntıları barındırdığını dile getiren İnkaya Mağarası Kazı Başkanı ve Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Özer şunları söyledi: “İnkaya, Orta Paleolitik Çağ’da kuzey yarımkürede hüküm süren buzul dönemlerinde yaşayan insanların, Orta Doğu’daki Tabun, Amud, Kebara, Shanidar ile Avrupa’daki Krapina, Vindija, Saccopastore, Le Moustier ve Rodafnidia gibi buluntu yerleri arasındaki olası göçleri ve genetik/kültürel bağlantıları ortaya çıkarması açısından kilit bir konum özelliği taşıyor. Bugüne kadar yapılan kazılarda 20 binin üzerinde çakmaktaşı ve bazalt yontma taş aletleri ile bu aletlerin parçalarına ulaştık. İnkaya Mağarası dolgularında şimdilik 7 farklı alanda kazı yapıldı. Buluntuların ışığında, İnkaya Mağarası’nı farklılaştıran bir diğer yön, Türkiye’de devam eden mağara kazılarından elde edilen buluntularla benzerlik göstermemesi ve daha çok Balkan Paleolitiği ile ilişkilendirilebilecek olması. Genel beklenti, İnkaya kazılarıyla hem Batı Anadolu’daki fosil insan varlığının ortaya konulması hem de Anadolu ile Balkanlar arasındaki Paleolitik Çağ insanlarının karşılıklı göçlerini aydınlatması. Böylesine köklü bir geçmişe sahip olan İnkaya Mağarası’nın kazı çalışmalarına sponsoru Truva Bakır’a teşekkür ediyorum. Tarihin ortaya çıkarılmasında büyük öneme sahip bu kazılara sunulacak her katkı, gelecek kuşaklara aktarılacak en güzel mirastır” diye konuştu.
BAKIR DÜNYA İÇİN VAZGEÇİLMEZ
Çanakkale’nin tarihten turizme, tarımdan sanayiye pek çok zenginliğe sahip olduğunu belirten Truva Bakır İşletme Müdürü Ünsal Arkadaş, “Ülkemizin gelişmesinde lokomotif iller arasında yer alan Çanakkale hem tarihi hem de ekonomik açıdan büyük önem taşıyor. Cengiz Holding’in ‘Yerin altındaki bütün cevherleri çıkarıyoruz’ fikriyle başlattığı ve tarihe destek vermeyi amaçladığı projeyi biz de Çanakkale’de devam ettirmekten mutluluk duyuyoruz” dedi. ‘Stratejik hammadde’ olan bakırın modern dünya için vazgeçilmez maden olduğuna dikkat çeken Arkadaş, Halilağa Bakır Madeni Tesislerinde Çanakkale’nin bakır zenginliğini uluslararası standartlarda ekonomiye kazandıracaklarını belirtti. Arkadaş, şunları söyledi: “Türkiye’nin yıllık bakır ihtiyacı 500 bin ton civarında. Bunun yüzde 20’sini Türkiye’deki tek bakır izabe tesisine sahip; bizim de kardeş şirketimiz olan Eti Bakır karşılıyor. Halilağa Bakır Madeni sayesinde hem bölgenin ekonomik kalkınmasını desteklemeyi hem de Türkiye’nin bakır ihtiyacının karşılanmasına katkı sunmayı hedefliyoruz. Şu anda yatırım aşamasında olan tesisimizle 15 yıllık işletme dönemimiz boyunca toplam 90 milyon ton cevheri ekonomiye kazandırarak, ithal edilmekte olan 2,5 milyar dolarlık katot bakırın Türkiye’de üretilmesini sağlayacağız.”
Maden sahasının aynı zamanda önemli bir istihdam merkezi olmaya hazırlandığının altını çizen Arkadaş, şöyle devam etti: “İnşaat döneminde 2.000 kişinin çalışacağı tesisimizde işletme sürecinde 1.200 kişi çalışacak. Bunun en büyük kısmını yerel istihdam oluşturacak. Önceliğimiz bölge insanına, topluma ve çevreye faydayı gözetmek, ekolojik dengeyi ve ekosistemi korumak olacak. Sürdürülebilir madencilik odağındaki üretim anlayışımızla bölgede yeraltı suyu kullanmayan belki de tek sanayi şirketi biz olacağız.”
