Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan açıklamalar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tokat ziyaretinde Tokat Belediyesi Hıdırlık Sosyal Tesisleri'nde çiftçilerle bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ayçiçek ve mısır ekimi yapılacak. Bakanlıklarımız gereken tedbirleri alıyor. Ülkede suni bir panik havası oluşturuldu. Ayçiçek yağında sorun yok" ifadelerini kullandı. Erdoğan, Türkiye'nin kırmızı ete ihtiyacı olduğunu ve Uruguay'dan et getireceklerini ifade ederek, "Ramazan ayında da istiyoruz ki ucuz fiyatla vatandaşımıza Et Süt Kurumunda eti, kıymayı, kuşbaşını verelim" dedi. Erdoğan konuşmasını şöyle tamamladı: Asrın en önemli zenginlik kaynağı unutmayın petrol falan değildir, tarımdır. Tarımı çok önemsiyorum. Bu tarımın sizler birer mihmandarısınız. Hayvancılıkta, tarımcılıkta atacağımız adımlarla bu topraklar Türkiye'yi ayağa kaldıracak
Yeni Tokat Havalimanı'na inişle başlayan, Cumhuriyet Meydanı'ndaki toplu açılış töreniyle devam eden Tokat programının son durağında çiftçilerle bir araya geldiğini belirten Erdoğan, şehir ziyaretlerinde gençlerle başlattıkları bu buluşmaları, kadınlarla devam ettirdiklerini, şimdi de çiftçilerle bir araya geldiklerini söyledi.
Erdoğan, her ne kadar hala kar yağışı ve soğuklar etkisini sürdürüyor olsa da baharın ilk ayının son günlerinde özellikle Tokat ziyaretinin gerçekten çok farklı olduğunu, çok büyük bir coşku gördüğünü dile getirdi.
"Biliyorsunuz ülkemizde birileri her ağızlarını açtıklarında, Türkiye'de tarımın öldüğünü, bittiğini, çiftçilerin perişan olduğunu söylüyor." diyen Erdoğan, ülkede tarıma ve hayvancılığa en büyük desteklerin kendi dönemlerinde verildiğini, her alanda çok önemli üretim artışlarının bu dönemde sağlandığını vurguladı.
Bu süreci başbakanlığı döneminde başlattıklarını dile getiren Erdoğan, çiftçilerin de bunun kıymetini bildiklerini ifade etti.
Erdoğan, bugünün rakamlarıyla 20 yılda yaklaşık 470 milyar lira destek ödemesi yaptıklarını, bu yıl için 25,8 milyar lira olarak planlanan tarımsal destekleme bütçesini de ilavelerle 29 milyar liraya yükselttiklerini, böylece bu yıl buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale üreticilerine mazot, gübre, sertifikalı tohum ve ek girdi desteğiyle dekar başına 116 lira ödeyeceklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarımsal hasılanın 337 milyar liraya ulaşmasının verilen bu desteklerin karşılığının alındığını gösterdiğini ifade etti.
Geçen yıl tarımsal ihracatın önceki yıla göre yaklaşık yüzde 21 artışla 25 milyar dolara, dış ticaret fazlasının ise yüzde 31 artışla 7,2 milyar dolara çıktığını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu rakamlar nerede olduğumuzu göstermesi bakımından çok çok önemli. Sizlerin gayretli çalışmaları sayesinde sebze ve meyve üretiminde Avrupa'da birinci sıradayız. Son 20 yılda oluşturduğumuz güçlü altyapı sayesinde gıda tedarikinde sorun yaşamayan, kendine yeterlilik oranı yüzde 140 olan bir ülke konumuna geldik. Topraklarımızın verimini artırmak için hükümetlerimiz döneminde yaklaşık 300 milyar liralık su yatırımı yapmak suretiyle 9 bin 989 tesisi hizmete aldık. Bütün bunlar, kiminle yapıyoruz bunu? Çiftçilerimizle yapıyoruz, çiftçilerimiz için yapıyoruz. Cumhuriyet tarihinde yapılan baraj sayısını 2'ye katladık, toplam 47 milyon metreküp su depolanan 654 yeni barajı ülkemize kazandırdık. Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey yok. Bu yatırımlar neticesinde 20 milyon dekar araziyi sulamaya açarak sulanan tarım alanımızı 68,5 milyon dekara yükselttik. Böylece çiftçilerimize yıllık 60 milyar lira ilave gelir artışı sağladık."
Ormancılık alanında da var güçleriyle çalışmaya devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 20 yılda yaklaşık 6 milyar fidanı toprakla buluşturduklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"ORMAN VARLIĞINI EN ÇOK ARTIRAN ÜLKELER İÇİNDE AVRUPA'DA LİDERİZ"
Ormancılık alanında da var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. 6 milyar fidanı toprakla buluşturduk. Orman varlığını en çok artıran ülkeler sırasında Avrupa'da 1, dünyada 6. sıradayız. Bunu laf olsun diye söylemiyoruz. Bütün belgeler, hepsi ortada. Bazıların işine gelmiyor. Kuraklık, yangın, savaş, bölgesel insani krizleri bahane ederek milleti paniğe sevk etmek için uğraşıyorlar. Herhalde bunları kimler olduğunu biliyorsunuz.
Rakam oyunlarıyla kamuoyunu yanıltmaya çalışıyorlar. Maalesef son zamanlarda ayçiçek yağı konusunda kayda değer herhangi bir sorun olmadığı halde böyle bir hava oluşturulmuştur. Ülkemizin geçtiğimiz yıl ihracata yönelik üretim yapan gıda sektörleri için dışarıdan ithal ettiği buğdayın 5.6 milyon tonu Rusya ve Ukrayna menşeilidir. Arpa, mısır, küspe, kepek ithalatında da benzer tablo vardır. Ukrayna Rusya savaşının yol açabileceği tedarik problemleri elbette bizi etkilemiştir, etkileyecektir. Ama bu etki soframızda etki değil, ihracat üzerinden olacaktır.
"AYÇİÇEK YAĞINDA GEREKEN TEDBİRLERİ ALIYORUZ"
Ülkemizin savaşan her iki tarafla da sürdürdüğü dengeli ilişkilerin bu bölgeden gelen ürün tedarikini tamamen kesmeyeceğini ümit ediyoruz. Tarım Kredi Kooperatiflerimiz ayçiçeği ve mısır ekimiyle ilgili gereken tedbirleri alıyor. Sadece Tokat özelinde 20 bin ton yağlık ayçiçeği ile sözleşmeli üretim yapılması planlandı. 18 ton yağlık ayçiçeği tohumunun yüzde 75'i hibeli olarak dağıtılacaktır.
Çiftçilerimizden ülkemizde ekilmedik tek karış yer bırakmayacak şekilde üretimlerini istiyoruz. Üretimimizi artırmamız hayati öneme sahiptir. Rusya Ukrayna savaşı esnasında burada gerek sayın Putin, gerek sayın Zelenskiy'le yaptığımız görüşmede 50'ye yakın gemimiz bölgedeydi ve bu gemilerimizin önlerini açtılar. Ayçiçek yağı ve hububat getiren gemileri ülkemize gönderdiler. Tamamına yakını ülkemize ulaştı.
"SÜRATLE KAPALI SİSTEME GEÇMEMİZ LAZIM"
Bu açık sistemde buharlaşma ile yaklaşık yüzde 60 su kaybı var. Vahit Bey'le de bunu konuştuk, süratle bizim kapalı sisteme geçmemiz lazım. Çünkü yüzde 60 gibi buharlaşma nedeniyle kaybımızı biz büyük oranda geri çevirmemiz lazım. Bunu geri çevirdiğimiz zaman, kapalı sistemden basınçlı sisteme geçmek suretiyle bu sulamayı yapmak, bizim için hem çok daha karlı, çiftçimiz için de çok çok daha karlı bir netice doğuracaktır. İnşallah bunun alt yapısını, her şeyini süratle yapıp bu adımları da atacağız.
"ASRIN EN ÖNEMLİ ZENGİNLİĞİ PETROL DEĞİL"
Ne varsa toprakta var. Topraktan geldik ve toprağa gideceğiz. Toprak kadar verimli bir varlık olamaz. Asrın en önemli zenginlik kaynağı unutmayın petrol falan değildir, tarımdır. Tarımı çok önemsiyorum. Bu tarımın sizler birer mihmandarısınız. Hayvancılıkta, tarımcılıkta atacağımız adımlarla bu topraklar Türkiye'yi ayağa kaldıracak. Hepinizi Allah'a emanet ediyorum, sağolun, varolun...