Bir pilotun gözünden Germanwings faciası
Havacılık dünyası bu felaketten ne gibi dersler almalı?
HABERTURK.COM / DIŞ HABERLER
Barcelona'dan Almanya'nın Düseldorf şehrine giden Lufthansa'ya bağlı Germanwings Havayolları'nın yolcu uçağı 24 Mart salı günü düşmüş, uçaktaki 150 kişinin de ölümüne sebep olmuştu. Daha sonra yardımcı pilot Andreas Lubitz'in uçağı kasten düşürdüğüne dair iddialar, kokpitin ses kayıtlarının dinlenmesiyle Marsilya Başsavcısı Brice Robin tarafından öne sürülmüştü. Bunun düşünülmesinin belki bir numaralı sebebi, Lubitz'in kokpitin dışındaki kaptan pilotu içeri almaması, pilotun da kapıyı tekmelemesiydi. "İntihar" iddialarının aslını keşfetmek üzere geçtiğimiz günlerde polis Lubitz'in evini aramaya başladı.
Pilotun uçağı düşürdüğü iddialarına istinaden Time dergisibaşka bir pilotun yazdığı yazıya yer verdi. Kazayı bir trajedi olarak niteleyen pilot Robert Goyer, bunun havacılık dünyasında bazı şeylerin değişmesi için önayak olmasını diliyor.
Öncelikle Goyer, pilotların en önemli görevlerine tutkuyla bağlı olduklarını söylüyor, yani yolcularını sağ salim gitmek istedikleri yere ulaştırmak. Fakat bir pilotun kendi kullandığı uçağı bir kitlesel imha silahı olarak kullanması da malesef tarihte ilk değil diye ekliyor. Goyer şöyle yazıyor:
"11 Eylül'ün terör saldırılarından sonra ABD yetkilileri hemen daha güvenli kokpitleri şart koştu. O zaman sadece bir sebepten ötürü bu önleme eleştirel yaklaştım: Pilotların uçuşlara daha kolay el koyup, uçağı bütün yolcu ve mürettebatı öldürmek için kullanmalarını kolaylaştıracağından korkmuştum, New York'tan Kahire'ye giden EgyptAir no. 990'da olduğu bilindiği üzere.
Geçtiğimiz yirmi yılda pilotların intiharının bir sonucu olduğu bilinen ya da bundan şüphelenilen birkaç havacılık kazası oldu. Daha geçen sene buna çok yaklaşan bir olay oldu. 17 Şubat 2014'te Etiyopya Havayolları'nın bir yardımcı pilotu, Hailemedhin Abera Tegegn, pilot tuvalete gittiğinde kokpiti kilitledi - aynı Germanwings 9525'te olduğu gibi, görünüşe göre. Fakat Etiyopya Havayolları'ndaki yardımcı pilot uçağı uçurmaya devam etti. Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'dan Roma'ya gidiyordu uçak. Yardımcı pilot eninde sonunda Cenevre'ye güvenli bir iniş yaptı (her ne kadar o noktada uçağın yakıtı çok azalmış olsa da) ve iltica hakkı talep etti. Uçaktaki 202 kişinin hepsi korkutucu olayı kazasız belasız atlattı. Daha geçen hafta Addis Ababa yüksek mahkemesi kendi uçağını kaçırmaktan Tegegn'in gıyabında tutuklama kararı verdi.
Güvenli kokpit kapıları değişecek bir düzenleme gibi görünmüyor. 11 Eylülden beri de hakikaten bir hava taşıtının kokpitine herhangi bir başarılı izinsiz giriş teşebbüsü olmadı. Şimdi terörizm kapımızda olduğuna göre, bunu değiştirmek yerine sahtekâr pilotların uçaklara el koymasını önlemenin yollarını bulmalıyız."
Pilot Robert Goyer'ın bu yöndeki önerileri şöyle: ABD'nin halihazırda uygulamakta olduğu, kokpitte en az iki kişi kuralı. Bu durumda bir pilot tuvalete gittiğinde bir kabin görevlisi kokpite girmek zorunda. Germanwings kazasının akabinde bu politikaya geçtiğini ilan eden havayolları olmuş.
İkinci bir önlem, sosyopatik eğilimleri olan pilotları psikolojik ön incelemelerle saptamaya çalışmak. Her zaman işe yaramayacak olsa da yarayacak zamanlar için uygulamaya geçirilmeli diyor Goyer.
Son bir öneri de yapay zekâya güveniyor: Uçuş bilgisayar sistemlerini öyle bir şekilde geliştiririz ki, uçağı dağlara doğru aniden pike yaptırmak gibi saçma hareketlere engel olurlar. Modern uçaklar şu anki teknolojiyle zaten bütün dünyanın yüzey haritalarına sahip, yani neresinin dağ olduğunu saptayabiliyor.
Bunları öneren Goyer, Etiyopya Havayolları no. 702'den ders almayan havacılık yetkililerinin, Germanwings 9525'ten sonra artık bir an evvel harekete geçmesini umuyor.