Futbol ihalesinde rakam artarsa kalite düşecek!
Yavuz Semerci, önümüzdeki yıl Haziran ayında yapılacak olan futbol yayın ihalesini değerlendirdi
Haziranda büyük ihale var. Futbol naklen yayın ihalesi. Türk futbol endüstrisinin tüm aktörleri deyim yerindeyse aç kurtlar gibi bu ihalede rakamların, önceki ihaleye göre yükselmesini ve büyüyen pastadan daha fazla pay almayı bekliyor.
Hatırlatma yapalım.
2010 yılında yapılan ihalede Türk Telekom (TT) ile Digiturk kıyasıya yarışmış, (TT’nin hükümetin telkiniyle ihalede agresif yaklaşım sergileyerek rakamları yükselttiğine dair şaşmaz bir görüşüm var, yalanlansa da) ihaleyi yıllık (net) 321 milyon dolar ödemeyi taahhüt eden Digiturk kazanmıştı. İnternet ve özet görüntüleri yayınlama hakkını da TRT ve TT almıştı. Onların da ödemeyi kabul ettiği rakam (40’ı TRT olmak üzere) 53 milyon dolardı.
Bu rakamların üzerine yüzde 10 federasyon payı, yüzde 2 organizasyon ve yüzde 18 KDV eklediğinizde yayıncı kuruluşların futbol adına ödedikleri rakam yıllık 495 milyon doları bulmuştu. Bir önceki ihalede ise bu rakam 170 milyon dolar civarındaydı ve inanılmaz bir artış sağlanmıştı.
Elbette bu rakamı tüketiciler olarak biz ödüyoruz. Ya da bizden çıkarmaya çalışıyorlar.
Avrupa’nın 5’inci en yüksek yayın ihalesi bizde olmuştu ama uluslararası arenada kalite sıralamasında neredeyse Avrupa sonuncusuyduk. Üstelik kişi başına düşen milli gelirle kıyaslandığında sanırım dünyanın en yüksek canlı yayın ihalesi bizde gerçekleşmişti.
O gün ne demişlerdi hatırlatayım mı?
“Bu rakam Türk futbolunun geleceğine yapılan bir yatırımdır. Kulüplerimiz finansal olarak rahatlayacak, kalite çıtasını artıracak, uluslararası rekabette sınıf atlayacak...’’
Şimdi bu rakamların ikiye katlaması gerektiğini söyleyenlere basit bir soru sormak istiyorum:
Aldığınız paralar ikiye katlandı da ne oldu? Hani çıta atlamak, hani rekabet, nerede futbola ilgi? Paranız artmasına rağmen kaliteniz yerlerde sürünmüyor mu?
Benim iddiam şu:
Digiturk bugün bir başka gruba satıldıysa bunun en önemli nedeni futbola ödedikleri para ile kazandıkları arasındaki uçurumdur. Üstelik abone bazları ikiye filan da katlanmadı. Futbol kulüpleri kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez anlayışıyla öyle sorumsuz harcamalar yaptılar ki ipin ucu kaçtı. Bu kez Passolig diye bir şey uydurup oradan para kazanma derdine düştüler, stat girişleri anormal zorlaştı ve fiyatlar arttı. Bir de Lig TV zarar etmesin diye gece maçlarına ağırlık verdiler. Yani ihalede fiyatlar arttığı için göbek atarlarken, bindikleri dalı yavaş yavaş kestiklerinin farkına bile varmadılar...
Özete geliyorum:
Eğer bu işe hükümet karışmaz, naklen yayın ihalesine girecek yayıncılar kâr mantığından uzaklaşmaz ise mevcut yıllık bedel bile zor bulunur. Eğer rakamlar yeniden yükselirse bu futbol endüstrisini şahlandıracağını sananlar aldanır. Bu tabuta çakılan son çivi olacaktır...
TEBRİKLER KAAN BEY
Futbol naklen yayın ihalesiyle (Superonline kanalıyla) ilgilenen kurumlardan biri de hiç şüphesiz Turkcell. Bu şirketin genel müdürü Kaan Terzioğlu aylar önce Türkiye Futbol Federasyonu’nun yönetimine seçilmişti. (Yıldırım Demirören’in listesinden.) O gün kendisini “Naklen yayın ihalesi şartnamesini hazırlayacak bir kurumun hem yönetiminde olmak, hem de ihaleye katılacak kurumun yöneticisi olmak doğru değil. O gün geldiğinde gereksiz tartışmalar olacaktır’’ diyerek uyarmıştım. O gün yaklaştı ve Kaan Terzioğlu bir kaç gün önce kamuoyuna bir açıklama yaparak üyeliğini ihale bitene kadar askıya aldığını açıkladı. Etik değerlerin tükenmediğini gösterdiği için kendisini tebrik ediyorum.
YAVUZ SEMERCİ/GAZETE HABERTÜRK