Donanım ve iç mekânıyla üst sınıf S Class'a çok yaklaşmış
Fatih Altaylı, Mercedes CLS'yi test etti yazdı
Yıllar önce Mercedes CLS'yi ilk kez kullandığımda çok beğenmiştim. Coupeyi andıran ama bir yandan klasik çizgiler de taşıyan çok başarılı bir otomobildi. Yeni CLS'yi ise öncekinden daha da beğendim.
Tasarımına Mercedes'in yeni tasarım anlayışı hâkim olmuş. Yer yer SLS çizgileri de göze çarpıyor ön bölümde ve bu da otomobile görsel bir dinamizm katmış.
Ön far grubundaki led ışıklandırma kombinasyonları otomobile çok yakışmış. Arka bölümdeki far tasarım güncelleştirmesi de çok başarılı.
Ancak otomobilin genel hatlarında radikal bir değişiklik yok.
Otomobilin yolcu kabini birinci sınıf malzemeler ve tasarım anlayışıyla tasarlanmış.
Önceki versiyonda gördüğümüz gül ağacı görünümlü kaplama artık gelenekselleşmiş. Ama daha güzel ve daha kıvamında kullanılmış. Üç kollu direksiyon, kullanıcısına sportif bir his veriyor. Ve ergonomisi mükemmele yakın.
Üzerindeki düğmeleri kullanmayı öğrenmek sadece birkaç dakika sürüyor.
Göstergeler uzun zamandır gördüğüm en güzel ve kullanışlı tasarıma sahip. Hız göstergesinin ortasında yer alan LCD ekran, otomobilin tüm özelliklerine hâkim lduğunuz ana kumanda merkezi gibi çalışıyor.
Bu bölümdeki tek problem direksiyonun sol yanında, sinyal kolunun üzerinde kalan ve
Distronic fonksiyonuna kumanda eden kol. Bu kol, özellikle şehir içi kullanımda sürekli sinyal kolu ile karıştırılıyor ve kol aynı zamanda otomobilin hız limitörüne kumanda ettiği için otomobil topallıyor.
Yani sinyal vermek için dokunduğunuzda otomobili 30 km. maksimum hıza ayarlamış
oluyorsunuz ve azıcık hızlanınca otomobil otomatik olarak gazı kesiyor ve öylece yol ortasında kalakalıyorsunuz. Ama araçla geçirilen zaman artınca bu kollar karıştırılmıyor.
Orta konsolda yer alan eğlence merkezinde yok yok. DVD çalar, DTS Prologic gibi özellikler tabii ki müzik delileri için önemli özellikler.
Ama asıl önemlisi sistemi kullanmayı çözmek için ses mühendisi olmanın gerekmemesi. Bu sisteme entegre Bluetooth telefonu kullanması konforlu ancak cep telefonun numaralarını otomobile kopyalasanız bile arayanların isimlerinin görünmemesi işleri biraz zorlaştırıyor.
Ses sistemi mükemmele yakın bir performans sunuyor. Neredeyse Hi-Fi'a yakın bir ses kalitesi var.
Zaten insan bu kadar pahalı ve bu markayı taşıyan otomobilden tam da böyle bir multimedia performansı bekliyor. CLS, bu donanımı ve iç mekânıyla bir üst sınıf S Class'a çok yaklaşmış. Bu da olumlu bir özellik.
CLS için paranızın tam karşılığı diyebilirim
Otomobil gaza yüklendiğiniz ilk an, neredeyse bir saniye kadar düşünüyor. Ancak ardından öyle güzel bir patlama yaşıyor ki kendini hemen affettiriyor. Bunda suç tabii
ki yeni nesil yol tutuş sistemlerinin.
Bu sistemler otomobile artık bizden daha çok müdahale etmeye başladılar ve inisiyatifi sürücüden aldılar. Bu da sürüş keyfini etkiliyor.
Ama otomobilin genel performansı çok iyi. Arkadan itişli otomobil kullanmanın keyfini size sonuna kadar yaşatıyor. Genel olarak eğer bir otomobile 125 bin Euro harcamak istiyor ve limuzin tipi bir araç kullanmak istemiyorsanız CLS 350 CDI tam paranızın karşılığı derim.
Yol tutuşu gayet tatminkâr
Otomobilin koltuklarına özellikle değinmek gerek.
Mercedes CLS’nin koltukları hem çok şık tasarlanmış hem de çok konforlu. Ön koltuklarda hem ısıtma hem de serinletme fonksiyonu var. Ancak otomobil seyir halinde
beklemediğim kadar çok ses alıyor içeri. Bir Mercedes'ten hem de bu sınıf olunca doğrusu sessizlik beklentim daha yüksek.
V6 silindirli 3 litre hacmindeki motor 620 Nm. olarak ölçülen efsanevi bir tork üretiyor ki bu da sürüş keyfi getiriyor zaten.
0'dan 100'e ulaşma süresi de 6.2 saniye ki bu ağırlıkta bir otomobil için bence harika bir
değer bu. Neredeyse bir benzinli kadar sessiz çalışan dizel motor, yüksek torkuyla üst
devirlerde keyif veriyor.
7 ileri şanzıman, geçişleri hissettirmiyor.
Yol tutuşu ise gayet tatminkâr.