Suzuki'nin sessiz ve derinden crossover'ı: SX4 S-Cross!
Küçük çocuklu ailelerin ergonomisine de uygun bir şehirli crossover'la karşımıza çıkması, Suzuki'ye geleceğin pazarına hızlı bir giriş imkanı sağladı
BARIŞ ERKAYA/Otomatik viTEST/HABERTURK.COM
Şu an caddeye çıksanız, yolda göreceğiniz her 5 otomobilden biri muhakkak, "bu da neymiş, yeni bir model mi çıkmış" diyebileceğiniz özelliklere sahip.
Sebebi çok açık: Özellikle Türkiye gibi pazarlarda daha ekonomik yakıt tüketimine ama aynı zamanda bir 4X4'e yakın konfora sahip otomobiller hızla yükseliyor ve bu yeni segment bir hastalık derecesinde neredeyse tüm otomobil markalarının bünyesini sarıyor.
Crossover yani ne otomobil ne 4X4 ama hem otomobil hem de 4X4 denebilecek bu çılgınlığın geçtiğimiz yıllarda uğramadığı markalar da 2013 ve 2014'te hızla bu segmente giriş yaptı.
Suzuki de bunlardan biri.
Crossover pazarına Sx4 S-Cross oldukça iddialı bir giriş yapan Suzuki, Japon üreticilerin sahip olduğu tüm dizayn ve bileşen özelliklerini SX4 S-Cross'a yansıtmış diyebiliriz. Yakıt ekonomisi, kabin konforu ve ergonomisi, gerektiğinde çılgınlık sağlayabilecek bir motor akustiği ama aynı zamanda sessizlik...
Suzuki SX4 S-Cross’un en avantajlı yanı çocuklu ailelerde kendini gösteriyor. Özellikle bebeğiyle çocuğuyla çıkmak isteyen bir kadın için S-Cross’un kabine giriş sağlayan alçak basamak özellikleri, büyük crossover’larda sıkıntı yaşayan aileler için çok önemli bir açığı kapatmış durumda.
Hem 4X4 özelliği taşıyan bir otomobil olması aynı zamanda sert süspansiyonlarına rağmen nispeten sessiz özelliği, Suzuki SX4 S-Cross’un bir anda belli bir kitleyi kendine çekmeyi başarabilir: Bebekli aileler. Fakat elbette sert kasislerin olduğu yollarda sarsıntı biraz daha artıyor. Çünkü Suzuki suspansiyon sertliğini emsallerine göre çok daha keskin tutmuş.
Marka bu konumlandırmayı ne kadar amaçlıyor bilinmez ama bu konumlandırma S-Cross’un çekici gövdesini de eklediğinizde aslında geri kalan kitle için de cazibe merkezi olabilir.
Özellikle iç konforu ve gövdenin arka bölümünün dıştan görünüşünün şehirli bir crossover çizgisini tam anlamıyla vermesi, genç kitleyi ve bekar otomobil tutkunlarını da etkileyecek kadar gösteriş sağlıyor.
Sunroof’un arkaya kadar uzaması da ekstralarından biri bu modelin.
Kullandığımız versiyondaki deri koltukların, anahtarsız giriş sisteminin, koltuk ısıtıcıların, geniş sunroff özelliğinin bu modeli kompakt bir hale getirdiğini söylemek gerek. Yani bu otomobilin bu opsiyonların tamamına sahip olması halinde bütünlüğe sahip olduğunu belirtmem gerek.
Sürüş açısındansa son yıllarda hemen hemen tüm markaların birbiri ardına piyasaya sürdüğü crossover’lardan daha yüksek bir performans bekleyen hayal kırıklığı yaşayabilir. Fakat rakiplerinden geri kaldığını da söylemek haksızlık olur.
7.2 litrelik ortalama yakıt tüketimi ise mini bir jeep için oldukça ekonomik olarak nitelendirilebilir.
Sonuçta 1.25 tonluk bir gövdeyi taşıyan 1586 cc’lik sıralı 4 silindirli motor için böyle bir yakıt performansı çok değil. Şehirlararası yolda ise bu rakam 5.7 litreye düşüyor, ki bu rakam bu segmentteki bir otomobil için hiç de hafife alınmayacak bir yakıt ekonomisi anlamına geliyor.
Fakat elbette bunun etkisi, hızlanma noktasında ortaya çıkıyor. 100 kilometre hıza sıfırdan 13.5 saniyede ulaşıyor Suzuki Sx4 S-Cross.
156 newtonmetre tork üreten SX4 S-Cross, 4x4 veya 4X2 olarak alınabiliyor. Bizim kullandığımız versiyon benzinli. Aynı modeli dizel olarak da almak mümkün. Ayrıca benzinli versiyonu otomatik şanzıman veya manuel şanzımanla da almak mümkün. Dizel versiyon ise sadece manuel şanzımanla satışa sunuluyor.
CVT şanzımanlı versiyonda ise manuel kullanmak isteyenler için 7 ileri bir şanzıman var.
Otomatik, spor veya snow yani kar, çamur veya özetle arazi modu olarak adlandırabileceğimiz sürüş modlarında otomatik mod ekonomik sürüşler için tercih edilmesi beklenen mod. Spor moda yakıt tüketimi yükselirken, snow modu bu crossover’ın rakiplerine göre öne çıktığı özelliklerden biri diyebiliriz. Karlı bir havada veya çamurlu asfalt bir yolda otomobilin tüm ekstra özellikleri ortaya çıkıyor. Fakat daha zorlu arazi şartlarında ince yanaklı lastiklerin kullanılmış olmasını da düşünerek hafif arazi şartlarının üzerine çıkmak temkinli olmayı gerektiriyor.
Direksiyonda eleştirilebilecek tek nokta ise direksiyon dönüşlerde tekrar toparlanmak için biraz sürücünün müdahalesine muhtaç. Bu yumuşak direksiyon sistemi, özellikle hızın arttığı uzun seyahatlerde sürücü açısından yorucu ve daha fazla dikkat gerektiren bir sürüşe neden olabiliyor.
Elbette bu da bir tercih aslında. Bazı otomobilseverlerin daha yumuşak direksiyon sistemine sempati duyduğu da bir gerçek.
