Emre Kınay: Tiyatro benim borcum
'Fatih Altaylı ile Bire Bir', renkli konuklar ve keyifli sohbetlerle Bloomberg HT'de ekran yolculuğuna devam ediyor. Altaylı'nın, dün akşamki konukları biri de usta oyuncu Emre Kınay oldu. Tiyatrodan para kazanmadığını belirten Kınay, "Bu işi, benim borcum gibi düşünüyorum. Televizyondan belirli bir para kazanıyorum. Bunu tiyatroya harcıyorum. Çünkü oradan geldim." dedi.
Bloomberg HT'de çarşamba akşamları ekrana gelen "Fatih Altaylı ile Bire Bir" bu hafta da renkli konuklarıyla izleyicileri ekran başına topladı. Altaylı, dün akşamki programında; Oyuncu Emre Kınay, müzisyen Derya Köroğlu, orkestra şefi Nisan Ak ve şef Pınar İshakoğlu'nu ağırladı.
Fatih Altaylı, Emre Kınay, Pınar İshakoğlu, Nisan Ak, Derya Köroğlu"ŞANSLIYDIM, BÜYÜK USTALARLA ÇALIŞTIM"
Anne ve babasının da tiyatro sanatçısı olduğunu söyleyen Emre Kınay, "Bir ağabeyim, üç ablam var sadece ben tiyatro ile ilgilendim." ifadelerini kullandı.
Tiyatro yolculuğundan da bahseden ünlü oyuncu, "Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nden mezun oldum. Zeliha Berksoy hocamdır. Kariyerimin önemli bir kısmını Bakırköy Belediye Tiyatrosu'nda tamamladım. Çok şanslıydım büyük ustalarla çalıştım. Deneyimlerim bana Duru Tiyatro'yu kazandırdı. Kızımın adını verdim. Hem kızım hem de tiyatro 17 yaşında." diye konuştu.
Kınay kızını anlatırken, "Yarın anne gibiyimdir. Anne kıvamlı babayım. Moda'da oturuyoruz, kızım ise Saint Michel Fransız Lisesi'nde okuyor. Bazen sabahlar 1 saat daha uyusun diye trene arabayla bıraktığım oluyor." şeklinde sözlerini sürdürdü.
"TİYATRO BENİM BORCUM"
Tiyatrodan para kazanmadığını belirten Kınay, "Pandemi döneminde 18 ay her yer açıktı, biz kapalıydık. Tiyatro biraz daha 'rağmen' yapılan bir iş. Müslüman mahallesinde salyangoz satmanın karşılığı. Diyarbakır'dan turne teklifi geldi. Gidelim dedik dekor kamyonunun gidişi 9 bin TL. İzmir'e 6 bin TL mazot tuttu. Oyuncuların masrafları, konaklaması... Bu işi benim borcum gibi düşünüyorum. Televizyondan belirli bir para kazanıyorum. Bunu sanata harcamalıyım. Çünkü oradan geldim." dedi.
Bir dönem kendisi gibi oyuncu olan Emine Ün ile evli olan Emre Kınay, ünlülerin ünlüler ile evlenmesiyle ilgili olarak, "İlk evliliğim ünsüz biriyleydi. İkincisi de ünlüydü. Sıkıntı benden yanaydı. (Gülüyor)" şeklinde konuştu.
"HOBİMİ MESLEĞE DÖNÜŞTÜRDÜM"
'Yeni Türkü' grubunun solisti Derya Köroğlu, hobi olarak müziğe başladığını, hobisini mesleğe dönüştürdüğünü söyledi. Usta sanatçı, "Fen Lisesi'nde eğitim gördükten sonra üniversite eğitimimi Mimarlık üzerine tamamladım. Sonra ekonomi alanında yüksek lisans yaptım." açıklamasında bulundu.
Derya KöroğluDerya Köroğlu, "68 kuşağının rüzgarlarını alarak yelken açtık. Kendi paramızla, ailemizden borç alıp stüdyoya giriyorduk. İçimizde şevk olduğu için şartlarımızı zorladık. Sonra 12 Eylül 1980 darbesi oldu." diye konuştu.
İlk albüm hikayesini anlatan müzisyen, "79 yılındayız, sokak çatışmaları var. Zor günler. Bizim de duruşumuz belli. Can Yücel ve Nazım Hikmet gibi isimler var albümde. Şiirler üzerine yapılmış bir albüm. Harçlıklarımızda kayıtlarımızı yaptık. Bunu basmak lazım. İstanbul'a gittik. Sonra plakçıya gidiyoruz reddediliyoruz. Mine Vargı'nın 'Haftaya buluşalım haftaya' diye bir şarkısı vardı. Onun plakçısına gittik. Orada 'biz sadece dağıtımını yaparız' dedi. Otosansür vardı. Sonra mecburen şirket kurduk. Öyle çıkarabildik albümü." ifadelerini kullandı.
"ŞEFLİK İÇİN OTORİTER OLMAYA GEREK YOK"
Orkestra şefi Nisan Ak, "Müziğe Gitar ile başladım. Sonra müziğe çok tutkulu yaklaştığım için Güzel Sanatlar Lisesi'ne girdim. Piyano bölümünde eğitim gördüm. Üniversitede bestecilik üzerine eğitim aldım. Yeni bir şeyler üretmek istedim. Şeflik için otoriter olmaya gerek yok. Kadın şef oranı yüzde 1'den 8'e geldi. Şu an orkestram Güney Karolina'da. Sadece benim olduğum eyalette Türkiye'den daha fazla orkestra var. Bizim en önemli işimiz orkestrayı hazırlamak. Çok kısa bir zamanda çok büyük repertuarlar hazırlamamız gerekiyor. 7.5 saatte, 1.5 saatlik müzik çıkarıyoruz. Provanın akıcı bir şekilde ilerlemesini sağlamak. İlk prova ile son prova arasında kalite farklı olmalı." şeklinde konuştu.
"YEMEK ÇOCUKLUKTAN GELEN TUTKUM"
Private (Özel) şef olan Pınar İshakoğlu, "Çocukluğumdan beri yemeğe meraklıydım. Annem Trabzonlu, babam da Rizeli. Benim yaşıtlarım oynarken ben yemek yapanları izlerdim. 8-10 yaşındayken kek yapmaya başladım. İtalyan mantısı konusunda iddialıyımdır." dedi.
Pınar İshakoğluİshakoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: Liseyi bitirdiğimde 'ben aşçı olmak istiyorum' dedim. Annem ile babam karşı çıkınca sanat okumak istedim. Üniversitede sinema-televizyon bölümünü bitirdim. Sonra İngiltere'de işletme okudum. 2001-2009 arası tekstil sektöründe çalıştım. 2005'te aşçılık okumaya başladım. Hem işletme hem de sinema-televizyon üzerine eğitim görmemin aşçılık hayatımda çok etkili oldu. Sosyal medyada paylaştığım fotoğrafları kendim çekiyorum. İşletme eğitimimin de insani ilişkiler konusunda çok artılar kattı.