Tolga Çevik: Gelecek için umudum var
'Fatih Altaylı ile Bire Bir', renkli konuklar ve keyifli sohbetlerle Bloomberg HT'de ekran yolculuğuna devam ediyor. Altaylı'nın, dün akşamki konuklarından biri de Tolga Çevik oldu. Yaklaşık 3 yıl önce gösterisine eşofmanla gelen bir seyirciyi sahneden indiren ünlü oyuncu, yaşananlarla ilgili konuştu. Çevik, "Ses Tiyatrosu'nda smokin ile sizi karşılıyorum. 'Biri sahneye gelebilir mi?' diyorum. Sen eşofmanla çıkıyorsun. Bana 'Sahneye gelirim diyorsan', sahneye uygun gel. Hiçbirimize saygın yoksa 1885'te yılında yapılan Ses Tiyatrosu'na saygılı olmalısın." dedi. Eski ahlaki değerleri ve kıymetleri özlediğini açıklayan sanatçı, "Acayip bir yerlere geldik ama gelecek için çok ciddi bir umudum var." ifadelerini kullandı
Bloomberg HT'de çarşamba akşamları ekrana gelen "Fatih Altaylı ile Bire Bir" bu hafta da renkli konuklarıyla izleyicileri ekran başına topladı. Altaylı, son programında, oyuncu Tolga Çevik, Türkiye'nin en genç kadın ralli şampiyonu Burcu Erenkul, müzisyen Zeynep Bakşi Karatağ ve şef Maksut Aşkar'ı ağırladı.
"ABD'LİLERİN ALIŞIK OLMADIĞI İNSANLARIZ"
30 yıldır sahnede olduğunu söyleyen Tolga Çevik, "ABD'de tiyatro eğitimi gördüm. Yanlış anlaşılmasın ama burada daha imkan yoksunuyuz. 'Oradan buraya bir şey getirdiniz mi?' derseniz hediyelik eşya dışında bir şey getirmedim. Güzel tavsiyeler aldım tabi ama buradan oraya giderken avantajlı oldum. Akdeniz kanı taşıyan insanlar daha avantajlı. Biz onların pek onların alışık olmadığı insanlarız." dedi.
Türkiye'de konservatuarı kazanamadığını dile getiren Çevik, "ABD'ye gitmeden önce Yeditepe Oyuncuları'nda kursiyer olarak başladım. Göksel Kortay benim bu aşkımı görünce 'Ben oyunculuğuna kefilim, siz İngilizcesine bakın mektubuyla' ABD'ye gittim. Orada imtihanı kazandım. Dönünce 'Küheylan' oyunuyla tiyatroya başladım." ifadelerini kullandı.
"EZGİ ÇOK İYİ BİR İNSAN"
'Arkadaşım Hoşgeldin'deki partneri Ezgi Mola hakkında da konuşan Çevik, "Onu eski BKM zamanlarından tanıtırım. Çok iyi bir insandır. 'Patron Mutlu Son İstiyor' diye bir film çekmiştik. Filmde de çok eğlenmiştik. Çok güzel bir dönemdi." şeklinde sözlerini sürdürdü.
"AİLE ADAMIYIM"
Aile hayatıyla ilgili de samimi açıklamalarda bulunan Çevik, "Ben çocukluğumdan beri aile adamı olmayı seven biriyim. Öyle bir ailede büyüdüm. Akşam yemeği ailecek yenir. Evde elektrik kesilince ailenin en güzel zamanları. Muhabbet başlıyor. Özge gençliğini anlatıyor, ben konuşuyorum. Çocuklar soru soruyor. Bir bakıyoruz 2.5 saat geçmiş." dedi.
Tolga Çevik, 2004 yılında Cem Yılmaz'ın kardeşi Özge Yılmaz ile evlenmişti.Ülkenin vefalı bir evladı olmaya çalıştığını söyleyen Çevik, "Güler yüzlü, başkasının kalbini kırmamaya çalışan. Çalışan, çalışarak başkasını mutlu etmeye çalışan, bu mutluluğunun karşısında vergisini veren, kimsenin dedikodusunu yapmamaya çalışan, bunlar başlıca şeyler. Ben öldüğümde biri desin ki; İyi adamdı ya... Hiçbir zararını görmedik, güldürdü bizi... Bunu herkes desin istiyorum o yüzden dünya turnesine çıkıyorum." ifadelerini kullandı.
"ACAYİP YERLERE GELDİK AMA UMUDUM VAR"
Eski ahlaki değerleri ve kıymetleri özlediğini açıklayan sanatçı, "1-2 sene önceki gösterimde birisi sahneye eşofman ile çıkmıştı. Ben de fırçaladım. 19 yaşında bir çocuktu. Sonra küfür ettiler bana. Diyorum ki; 1885 Ses Tiyatrosu'nda smokin ile sizi karşılıyorum. 'Biri sahneye gelebilir mi?' diyorum. Sen çıkıyorsun eşofmanlısın. 'Sahneye gelirim diyorsan', sahneye uygun gel. Çünkü ben o insanlara sunuyorum seni. Hiçbirimize saygın yoksa 1885'te yılında yapılan bu yapıya saygılı ol. Benim değerlerim bunlar. 19 yaşında diye kimse yanlış anlamasın, 69 yaşındaki ağabeylerimde de sıkıntı var. Bir restorana gidiyoruz 'sakin sakin yemek yiyelim' diyoruz. Babam yaşında bir büyüğüm, görüntülü konuşma ile 'Alo Murtaza' bangır bangır konuşuyor. Nasıl uyarayım babam yaşında. Uyarırsam yarım saat sonra Twitter'dayım. Matematiksel olarak, o masada o FaceTime edepsizliğini benim yapmam lazım yaş gereği, amcanın da dönüp 'evladım ne yapıyorsun' demesi lazım. Böyle çok acayip bir yere geldik. Ama çok ciddi bir umudum var. Seyircilerden güzel reaksiyonlar alıyorum." dedi.
CEM YILMAZ İLE AYNI PROJEDE YER ALACAK MI?
Çevik, "Cem Yılmaz ile birlikte bir projede yer alır mısınız?" sorusuna ise, "Hiç oturup da 'beraber bir şey yapsak mı?' diye bir konuşmamız olmadı. Neden yapmayalım ama... Bu daha önce de soruldu. Ben tam boşa düşüyorum, bir bakıyorum ki onlar film yapıyor. Onlar boştayken ben turnede oluyorum. Çok zor bizim hayat. Bayramlarda bir araya geldiğimiz büyük mucize oluyor." yanıtını verdi.
Fatih Altaylı'nın "Sanatçıları politik mi, yoksa apolitik olması mı gerekir?" sorusunun ardından Çevik, şöyle konuştu:
Bizim gibi sanat içinde yaşayan insanların her şeyden önce çok dolu olması gerekir. Bu da politik olmak-olmamak derdini ortadan kaldırır. Sanatçı her şey olmalıdır, yeri geldiğinde kullanmalıdır. Ben muhalif değilim diyen insana şaşırırım. Taksiye biniyorsunuz, orada bir muhaliflik bile yaşanıyor.
"CEM YILMAZ'IN ARABASINI SÜRDÜM"
Go-Kart ile spora başladığını söyleyen Türkiye'nin en genç kadın ralli şampiyonu Burcu Erenkul, "Sponsor bulamayınca okuldan para topladım. 2008 yılıydı, o zaman 3 bin 500 TL topladım. O dönem işe yaramıştı. Bana destek olanların isimleri ve markaları otomobilin üzerine yapıştırmıştım." dedi.
Burcu ErenkulBabasının motor sporlarına düşkün olduğunu belirten Erenkul, bu konuda çok desteklendiğini ifade etti.
"Gündelik trafikte kendimi çok çıplak hissediyorum" diyen Erenkul, "Sakinimdir, şaşırır beni görenler. Biz ralli otomobillerinde 6 noktadan bağlanıyoruz, gündelik kullandığımız arabalarda ise tek emniyet kemeri var, haliyle bana çok güvenli gelmiyor." şeklinde sözlerini sürdürdü.
Cem Yılmaz'ın otomobilini süren Erenkul, "Reklam çekimindeydik. Sete kendi otomobilini getirince şaşırdım. Kullandığımız otomobil daha güçsüzdü. "Bırak şu 1.4'ü" dedi. Kendi otomobilinin kapısını açtı, şoklardayım. Yanıma oturdu, trafiğe kapalı bir alandaydık. Sonra 'Kimin yanına oturacağım.' dedi." ifadelerini kullandı.
"YAPTIĞIMIZ MÜZİK KENDİ YAŞANTIMIZI YANSITIYOR"
Kültürler arası müzik yaptığını söyleyen Zeynep Bakşi Karatağ, Rap ve Türk Halk Müziği'nin birlikte inşaası hakkında şunları söyledi:
Yaptığımız müzik kendi yaşantımızı da yansıtıyor. Mülti-kültürel bir hayat içerisinden geliyoruz. Eşim Almanya'da doğup büyümüş. Onun da orada aldığı ayrı bir kültür var. Benim geleneksel müzikten beslenmem ile ister istemez çok çeşitli bir müzik ortaya çıkıyor. Yeni nesil türküler yaptığımızı söyleyebilirim. Geleneksel müziğin var olan kurallarının biraz dışına çıkıyoruz. Türküleri özünü ve anlamını bozmadan, modernist ve yenilikçi yaklaşımla ele almaya çalışıyoruz.
"YEMEK YAPMAK HAYALİM DEĞİLDİ"
Mutfak serüvenini anlatan Şef Maksut Aşkar, "Dedem vefat ettikten sonra torunlardan birinin babaanneme refakat etmesi gerekiyordu. 7 yaşındaki bir çocukla, 70 yaşındaki kadının arasındaki tek ortak dil mutfaktı sanırım. Damak geliştirilebilir ve öğrenilebilir bir şey. Annem çok iyi yemek yapardı. Annem Antakyalı, babam İskenderunlu. Şu anda yemek pişiyor olmak, üniversite yıllarında hayalim değildi." ifadelerini kullandı.
Maksut AşkarAşkar ayrıca, "Çocukluk anılarımda hatırladığım lezzetleri, günümüze taşıyabilir miyim ve yeni nesli o lezzetlerle tanıştırabiliyor muyum ona bakıyorum." dedi.