Dink cinayetinde 'ihmalden' ilk ifadeyi Akyürek verdi
Hrant Dink'in ölümüyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında ilk olarak İstihbarat eski Daire Başkanı Ramazan Akyürek ifade verdi
Serdar KULAKSIZ/HABERTURK
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine yönelik olarak İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca başlatılan soruşmada ilk olarak İstihbarat Daire Başkanlığı görevlileri ifade verdi. 2 Ekim 2014’te şüpheli sıfatıyla 4 saat ifade veren eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’e, dönemin Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir’in “Haberim olsa engellerdim”açıklaması ve Dink cinayetine ait olduğu öne sürülen bazı kayıtların silinmesi soruldu.
'RAMAZAN AKYÜREK BİLİYORDU'
Suikastın tetikçisi Ogün Samast ise 10 Aralık 2014’te tanık olarak ifade verdi ve cinayetin Akyürek tarafından bilindiğini öne sürdü. Samast, 7 sayfalık ifadesinde “Yasin’e ‘Olay nasıl olacak?’ dedim. Yasin de bana ‘Direkt olarak vuracaksın, bu şekilde imzamız olacak. Otobüsten Trabzon’a dönerken Samsun’dan seni alacaklar. Eğer burada alınırsan Ramazan Müdür açığa çıkar’ dedi” diye konuştu.
'ÖLDÜRÜLECEĞİNİ BİLSEK ÜST DÜZEY ÖNLEM ALIRDIK'
Dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler de şüpheli olarak ifade verenler arasındaydı. Güler, “Eğer bize Dink’in öldürüleceği bilgisi verilseydi çok daha üst düzeyde ele alırdık” iddiasında bulundu. Güler “İstihbarat Daire Başkanlığına gönderilen yazıda öldürme eyleminin nasıl yapılacağı, yine eyleme giderken baz istasyonundan kurtulmak için telefon götürmeyecekleri, silahı köyden temin edecekleri yönündeki bilgiler bize bildirilmemişti, yani bize eksik bilgi verilmiştir ve bize bildirim de tespit edilenler arasında büyük nitelik farkı vardır” dedi.
MİT'ÇİLERİN KATILIMIYLA VALİLİKTE TOPLANTI
9 Aralık’ta ise İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör yine şüpheli olarak ifade verdi. Dink’in yaşamının tehdit altında olduğunu bilmesine rağmen önlem almadığı iddia edilen yetkililer arasında olduğu belirtilen Güngör’ün 2004’te Dink ile valilikte yaptığı toplantıya MİT görevlileri Y. Ö. ve H.S.’nin de katıldığı, gündemde Dink’e yönelik tehditlerin olduğu belirtilmişti .
CELALETTİN CERRAH DA ŞÜPHELİ
Suikastla ilgili olarak dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da 15 Aralık 2014’te ifade verdi. Soruşturmayı yöneten Savcı Yusuf Hakkı Doğan’ın 15 Aralık 2014’te HSYK tarafından Yargıtay üyeliğine seçilmesinin ardından dosya, Savcı Gökalp Kökçü’ye devredildi. Kökçü soruşturmaya dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı’nın ifadesini alarak devam etti. Sarı’yı tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk etti. Sarı, yurtdışına çıkış yasağı getirilerek mahkemece serbest bırakıldı. Dink suikastında kamu görevlilerine yönelik yürütülen soruşturmada tutuklanan ilk isimler ise cinayetten sonra Erhan Tuncel ile telefon görüşmesi yaptığı ileri sürülen polis memuru Muhittin Zenit ve o dönem komiser olan Özkan Mumcu oldu. Zenit ve Mumcu, “görevi kötüye kullanma” ve “ihmal suretiyle ölüme neden olmak” suçundan tutuklandı. Savcı Kökçü 12 Ocak 2015’te şüpheli olarak ifade veren Cizre Emniyet Müdürü Ercan Demir’in de tutuklanmasını istedi. Demir, Savcının mahkemenin serbest bırakmasına yaptığı itiraz üzerine tutuklandı.
ZENİT İLE TUNCEL'İN GÖRÜŞMESİ
Dönemin eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek’e cinayetten sonra Muhittin Zenit’in Erhan Tuncel ile bağlantıya geçmesi için bir talimatının olup olmadığı ve Tuncel ile Zenit arasındaki telefon görüşmesi sorulmuştu. İşte o konuşma:
Erhan Tuncel: Zeynel diye bir çocuk vardı. Sonra bir tane daha çıktı. Zannetmiyorum yani vurulacak şekil belliydi.
Muhittin Zenit: Ne oğlum direkt kafaya sıkmışlar.
Erhan Tuncel: Öldü mü?
Muhittin Zenit: Tabii canım tek farklılık kaçmayacaktı ama bu kaçtı.
Erhan Tuncel: Yakalandı mı peki?
Muhittin Zenit: Yok canım.
Erhan Tuncel: Yok abi yok kesinlikle, eğer bizimle alakalıysa araştırırım ederim, getiririm, uygun bir şekilde size de teslim ederim, yani.
Muhittin Zenit: Ulan oğlum ne getiriyorsun, getirmenin ne gereği var?
Yasadışı dinleme ve casusluk soruşturması kapsamında tutuklanan eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer de 4 Aralık 2014’te şüpheli olarak verdiği 16 sayfalık ifadesinde suçlamaları kabul etmedi. 22 Aralık 2014’te şüpheli olarak ifade veren dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ise cinayet işlendikten sonra Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı ve Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerinin, Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve onların etrafındaki kişilerle ilgili yoğun bir temas ve ilişki içerisine girdiklerini anlattı. Altay, cinayetin polis memuru Muhittin Zenit’in Erhan Tuncel ile yaptığı telefon görüşmesi sonucunda bu kişilerle ilgili olduğunun ortaya çıkmasına rağmen suskunluklarını koruduklarını ileri sürdü.
SORUŞTURMADA YANITSIZ KALAN İDDİALAR
- Cinayetten bir yıl önce teknik takibe alınan Yasin Hayal’in telefon irtibatlarının polis tarafından incelendiğini gösteren kayıtların (log) suikasttan sonra silindiği öne sürüldü.
- Bir bankaya ait ATM’nin kamera görüntülerinin olay saatindeki kayıtları kayboldu.
- Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in telefonları dinlendi ama çözümü yapılmadı.
- Trabzon Emniyet Müdürlüğü görevlileri Yasin Hayal’i fiziki ve teknik takip altında tuttuklarını söyledi ancak buna dair kayıtlar bulunamadı.
- Devlet Denetleme Kurulu (DDK) da bu ifade ve tespitlerin aksine, sanıkların dinlenip izlendiğine dair kayıtların bulunamadığını, fiziki takip raporlarının olmadığını, sanıkların gittikleri illerde izlenmediğini tespit etti.
- DDK raporuna göre Trabzon polisi cinayetten haberdar olduktan sonra sanıkların il dışına gidişlerini takip etmedi.
- DDK uzmanları, Ramazan Akyürek ve diğer polislerin “Hayal ve Tuncel’i izledik” dediği 2005 yılı eylül ve 2006 yılı temmuz ayına dair kayıtları arşivde bulamadı.
- DDK raporuyla Yasin Hayal’in Ağustos-2006 ile Eylül 2006 arasında dinlenmediği anlaşıldı.
- “Hayal’i takip ettik” diyen Trabzon Emniyet Müdürlüğü, McDonald’s bombalamasından tutuklanıp tahliye edildikten sonra Van, Erzurum ve Elazığ’a gittiğini ifade eden Yasin Hayal’in fiziki takip kayıtlarını isteyen mahkemeye “Elimizde kayıt yok” yanıtını verdi.