''Öğretmenler Ata'sını seven gençler yetiştirsin''
84 yaşındaki Ayşe Boztepe, adına yaptırılan okulun açılışında konuştu
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Antalya'nın Demre ilçesine bağlı Beymelek beldesinde belediye ve 20 hayırseverin işbirliğiyle Demre'nin okuyan ilk kızı, 84 yaşındaki Ayşe Boztepe adına yaptırılan, Ayşe Öğretmen Anaokulu'nun açılış törenine katıldı.
Bakan Günay, törende yaptığı konuşmada, okula ismi verilen Ayşe Boztepe'nin yaşam öyküsünden çok etkilendiğini dile getirdi.
Boztepe'nin 1940'lı yıllarda okumak için yola çıktıktan sonra Beymelek beldesinden Demre merkezine bir gün yürümek zorunda kaldığına dikkati çeken Günay, ''Üzerinden şu kadar yıl geçti, Allah'a şükür olsun, şimdi birçok yere bölünmüş yollarla gidiyoruz, deniz yollarıyla hava yollarıyla gidiyoruz. Ülkemizde dünyayı kıskandıran güzellikler oluşmaya başladı. 40'lı yıllarda Antalya'dan ulaşılması günler alan Demre'ye her yıl dünyanın dört bir yanından 600 bin yabancı ziyaretçi geliyor. Güzel günler gördük, daha güzel günler göreceğiz'' dedi.
Bu günlere Ayşe Öğretmen gibi fedakar, cumhuriyet kuşağı öğretmenlerinin sayesinde geldiklerini anlatan Günay, kendi ilkokul öğretmeni Necmiye Hoca'yı hatırladığını dile getirdi. İlkokul öğretmeninin, babasını da okuttuğuna dikkati çeken Bakan Günay, şöyle konuştu:
''O zamanki ilkokul öğretmenleri, Cumhuriyetin ilk kuşağının öğretmenleri, inanılmaz bir idealin sahibiydiler. Topyekun milleti ayağa kaldırmak, öğrettikleri çocukları kendi evlatları gibi hayata hazırlamak konusunda yürekleri iman ve inançla doluydu. Bizim ilkokulu okuduğunuz yıllarda ilkokul son sınıfta bitirme sınavı vardı. Otomatik olarak ortaokula geçmiyordunuz, sınavdan geçiyordunuz. Bizi o sınavda, cumartesi pazar, hafta sonları, öğle araları üniversiteye hazırlar gibi hazırlardı. Bugün Allah'a şükür doğru düzgün bir imla ile yazıyorsam, sonra ortaokulda, lisede, üniversitede değil, ilkokul öğretmenimden öğrendim. İnsanın hayatının temelini kuran ilkokul öğretmenleridir.''
Hüseyin Hüsnü Tekışık adlı bir öğretmeni de hatırladığını belirten Bakan Günay, 1928 Şebinkarahisar doğumlu Tekışık'ın Milli Kütüphane'ye 300 yazma eser bağışladığını anlattı. Tekışık'ın, Karlıova'da hayvan barınağından bozma bir yerde öğrencileri okuturken, ''Allah'ım bu çocukların doğru düzgün mekanlarda okumaya, altı ıslak olmayan, sobası yanan, bacası tüten mekanlarda okumaya ihtiyacı var. Allah'ım bana imkan ver'' dediğini vurgulayan Günay, bu öğretmenin kazandığı parayla Türkiye'de 17 okul yaptırdığını bildirdi. Bakan Günay, Tekışık'ın hikayesinin tiyatro oyununa uyarlandığını da ifade etti.
Bakan Ertuğrul Günay, Türkiye'nin ilk köy romanı ''Karabibik''in de Beymelek'te Nabizade Nazım tarafından yazıldığını hatırlattı. Karabibik'in bir tiyatro oyununa uyarlanması için çalışmalar olduğuna değinen Günay, Ayşe Boztepe'nin hikayesinin de tiyatro oyunu haline getirilmesi gerektiğini kaydetti.
Günay, ''Ayşe Öğretmen'in hayat hikayesini de yazalım. Tiyatro oyunu yapalım. Beymelek'in ilk okuyan kızı, ilk öğretmeni... Onu gelecek kuşaklara anlatalım. Bugünkü güzel imkanlara nasıl kavuştuk onu da çocuklarımız öğrensinler. İnşallah bunu da gerçekleştireceğiz'' dedi.
Bakan Günay, Beymelek'e okul kazandıran hayırseverlere de teşekkür etti. Çocukların hayata bakışının ilkokuldan önce, hatta anne karnında şekillenmeye başladığını belirten Günay, ''Ana eğer huzurlu bir yuvadaysa, ana şiddet görmüyorsa çevresinden, sözlü veya fiziki, ana bolluklu, bereketli, barışçıl, güleryüzlü bir ortamda yaşıyorsa, çocuk da öyle doğuyor ve onun da bahtı güzel oluyor. Allah milletimize bahtı güzel kuşaklar nasip etsin ve geleceğimiz bugünümüzden güzel olsun'' diye konuştu.
''Öğretmenler Ata'sını seven gençler yetiştirsin''
İhracatçı Ercan Boztepe'nin annesi olan, Aksu Köy Enstitüsü mezunu Ayşe Boztepe, yaptığı konuşmada, ovanın ortasında babasının yaptığı bir bahçe evinde oturduklarını, çevrelerinde hiç ev olmadığını anlattı. Boztepe, öğretmeninin çok başarılı olduğunu söyleyerek kendisini Aksu Köy Enstitüsü'ne göndermek istediğini belirten Boztepe, ancak o yıllarda Antalya'ya yol olmadığını, bu nedenle önce eşyaları yükledikleri eşekle Beymelek'ten Finike'ye yürüdüklerini, oradan da vapurla Antalya'ya ulaştıklarını ifade etti.
Hiç tanımadıkları Antalya'da faytonla Aksu'daki Köy Enstitüsü'ne ulaşmayı başardıklarını anlatan Boztepe, şöyle konuştu:
''Artık bize düşen çalışmaktı. Öyle çalıştık, öyle okuduk ki... Erkekler inşaat yapıyor, bina yapıyor, demircilik yapıyor, marangoz oluyor. Okul binalarını erkekler yapıyor, pazar günleri dağlardan taş topluyoruz okul yapmak için. Kızlar da dikiş dikmesini öğreniyor, bahçe işlerine bakıyor, dokumacılık var. Öyle yetiştik. 5 yılımız neşe içinde çalışmakla geçti. Mezun oldum, öğretmenimiz bizi sıraladı. Türkiye'nin en ücra köşelerine gideceğiz çalışacağız. Azimliyiz. Köyün doktorum, çiftçisiyim, ebesiyim... Mezun olduktan sonra Demre'ye tayinim çıktı. Memleketimde öğretmenlik yapacağım diye içimde bir sevinç var. 11 yıl Demre'de çalıştım. 11 yılımda sekiz yıl birinci sınıf okuttum. Demre'de 1965 ile 1975 yılları arasındaki bütün öğrencilere okuma yazmayı ben öğrettim. Çalıştığım yıllarda param olsa da okul yaptırsam diye düşünürdüm. Yıllar sonra Allah razı olsun, oğlum Ercan Boztepe'nin sayesinde anaokulu yapıldı. Ona huzurunuzda teşekkür ediyorum.''
Ayşe Boztepe, Atatürk'e duyduğu sevgiyi de dile getirerek, ''Öğretmenlerden bir isteğim var, okullarda Ata'sını, milletini, vatanını, insanlarını seven gençler yetiştirsinler'' dedi.