Hilal Cebeci: Kadınlar da askeri eğitimden geçmeli
1999 yılında çıkardığı 'Köylü Güzeli' albümüyle şöhreti yakalayan Hilal Cebeci uzun yıllar bu albümün ekmeğini yedi. Çeşitli dergilere verdiği cesur pozlarla 2000'li yılların ortasında kadar adından söz ettiren Cebeci, ikinci büyük sıçramasını 2011 yılında gerçekleştirdi. Twitter hesabı üzerinden müstehcen paylaşımlar yaparak 'Panpiş' akımının öncüsü olan ünlü şarkısı son beş yıldır çok fazla ortalarda görünmüyor. Kabuğuna çekilen Hilal Cebeci, geçtiğimiz hafta bir rahibe fotoğrafına kendi suratını montajlayarak adından söz ettirdi. İsmi bir parlayıp bir sönen ünlü şarkıcı son yıllarda neler yaptığından gündeme dair pek çok konu hakkında Habertürk'ten Arif Hür'e açıklamalarda bulundu. Cebeci, son dönemde gündemi meşgul eden bedelli askerlikle ilgili, "Bence her kadın ve erkek, ülkesi için üç aylık bir askeri eğitimden geçmeli" çıkışında bulundu
Bir süredir ortalarda yoktunuz. Ancak geçtiğimiz günlerde bir rahibe fotoğrafına kendi yüzünüzü montajlayarak gündeme geldiniz. Neler yapıyorsunuz?
Yaklaşık dört yıl panik atak tedavisi gördüm. Eve kapanıp hiçbir şey yapamaz hale gelmiştim. Panik atak denilip geçiliyor ama bu ciddi bir rahatsızlık. Özellikle, önemsenmezse ölüme kadar gidebiliyor. Şimdilik ataklardan kurtuldum. Şunu belirtmeliyim ki, herşey çocuklukla başlıyor. Çocukların ruh sağlığına önem vermek çok önemli. Çünkü benim çocukluk yıllarımdan kalma travmalardan oluşan bir durum neticesinde ortaya çıkmıştı. Annem ile babamın kavgaları ve ilgisiz buna neden oldu diyebilirim. Ama şimdi çok şükür iyiyim.
Paylaştığınız rahibe fotoğrafının altına, 'Hayatım bir rahibeninkinden farksız. Hatta onlarınki daha eğlencelidir' notunu düştünüz. Tam olarak neyi kast ettiniz?
Duygularını iyi kullanabilen bir insan olamadım, eğlenmesini hiç beceremedim. Beni zorla dışarı çıkarırlardı, çünkü bende evden çıkamama hastalığı da vardı. Kendimi en mutlu hissettiğim yer evim. O yüzden doğal olarak, hayatınız monoton geçiyor. Asosyal bir insanım, çok arkadaşım yoktur. Yaptığım iş gereği çevrem geniş fakat arkadaşlarımın sayısı 5'i geçmez. İçki kullanmıyorum ki en büyük eksikliğimdir.
Neden?
Çakırkeyif olup, arkadaş sohbetlerinde kafa dağıtmak istiyorum ama nerede? Arkadaşlarım içerken cin gibi kalıyorum. Hayatta biraz gevşemek lazım ama yapamıyorum. Geceleri dışarıya çıkıp eğlenen insanlara çok özeniyorum. Ben dışarı çıksam bile iki saat sonra eve dönme telaşına düşüyorum. Doğal olarak bir rahibenin hayatı bile benimkinden daha eğlencelidir.
En büyük eğlenceniz nedir?
Alışveriş yapmak. Beni ülkenin ücra bir köşesine koysalar bile, en azından bir bakkal bulur deli gibi alışveriş yaparım. Ne aldığımın önemi yok, bu da bir rahatsızlık. Gördüğünüz gibi oldukça rahatsızım.
Maddi olarak geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz?
Zamanında çok yatırım yaptım. Bu konuda akıllı davrandım. Hiç çalışmasam bile hayatımın sonuna kadar yaşayabileceğim maddi güce sahibim. Ben 15 yaşında en önemli şeyin geleceğe yatırım olduğunu öğrendim. Her kuruşumu yatırıma çevirmeyi başardım. Tabii ki mal varlığımı buradan açıklamam ayıp olur. Sonuçta bunu sadece politikacılar yapar.
Anladığım kadarıyla vaktinizin büyük bölümünü evde geçiriyorsunuz?
Hayatın anlamını çözmeye çalışmaktan vazgeçtim. Her şeyi akışına bıraktım. Vaktimin büyük bir bölümü erkek arkadaşım, ailem ve köpeğim Paris'le geçiyor. Kimsenin bilmediği biriyle 5 yıldır bir ilişkim var. Bazı sınırlarımın aşılmasından artık hoşlanmıyorum. O yüzden sevgilimi sosyal medya üzerinden paylaşmıyorum.
Bir daha dünyaya gelseydiniz yine şu an sürdüğünüz yaşamı sürmek ister miydiniz?
Bolşoy balesinde dünyaca ünlü baş balerin olmak isterdim. Bu benim çocukluk hayalim.
'Latin olmalıymışım'
Geçtiğimiz ay 'Fokur Fokur' adında bir single yayınladınız. Müzik alanında da bir anda ortaya çıkıp bir anda ortadan kayboluyorsunuz.
Yeni şarkımın yayınlanma tarihi hem tatilde olduğum hem de seçim sürecinin yaşandığı bir dönemine denk gelmişti. O yüzden duyurulma konusunda sıkıntı yaşamış olabilirim. Ancak yaz boyunca duyurmak için elimden geleni yapacağım. İlk adım olarak 15 Ağustos'ta 'Fokur Fokur'a klip çekeceğim. Çok iddialı bir klip olacak. Zaten Türkiye için çok fazla bir şarkıcıyım.
Nasıl yani?
Latin olmalıymışım! Her şey daha farklı olurdu. Dediğim gibi şarkım henüz çok tanınmadı ama umarım dinleyenler severler. Malum son zamanlarda şarkı sevdirmek çok zor. Çünkü tüketim çağındayız.
'Yozlaşma çarkına kapılıyoruz'
Sözü Alper Narman'a ait olan şarkıda, "Fokur fokur kaynıyor kalbimin kazanları" cümlesi dikkat çekici. Gelişen teknoloji ve insanların aşırı bireyselleşmesini göz önüne getirecek olursak, günümüzde bir insanın samimi anlamda kalbinin kaynaması mümkün müdür?
İnsanların samimiyetleri ve duygusallığı Nazım Hikmet zamanında kaldı. Biz bile samimiyetimizi ve duygusallığımızı kaybetmiş bir nesiliz. Eski Türk müziği eserlerine bakar ve bir karşılaştırma yaparsanız, insanların duygusal açıdan ve kalben ne kadar sertleştiğini, nezaketini kaybettiğini görürsünüz. “Bir bahar akşamı rastladım size” diye başlayan eserlerden, “Kapıma bir gün ipe ipe geleceksinlere” geldik. Maalesef hepimiz böyle bir yozlaşma çarkına kapılıyoruz.
'Beni 100 yıl sonra anlayacaklar'
Yaptığınız müziği nasıl tanımlarsınız?
Yaptığım müzik tamamen Türkiye müziği, bende isterim Grammy Ödülü alacak müzikler yapmak,ama bunun için sektörün ileride olması gerekiyor. Bizd e her şey bir ileri iki geri. Sektörün iyiliği için işler çıkar ilşkileriyle yürümemeli. Biliyorum bu düzen 100 yıl sonra değişecek. İnsanlarda beni 100 yıl sonra anlayacaklar. Dünyaya 100 yıl erken gelmişim.
Sizin şarkıcılığınızı eleştiren ciddi bir kesim var. O kesim bu eleştirileri bilinçli mi yapıyor sizce?
Bilinçli olmasına imkan var mı? Mesela geçen gün Shakira geldi en az 40 bin kişiye konser verdi, en ucuz bilet 200 liraydı. Ona bile bir yığın laf söylediler. Bu kadar densiz, hadsiz, cahil kişilerden bilinçli eleştiri beklemek kırmızı kar yağmasını beklemek gibi bir şey. Hep iddia etmişimdir. Şu Vodafone Park'ı Tarkan da dahil aynı şekilde ücretli olarak bir şarkıcı doldursun ben kendimi köprüden atarım. Biz üçüncü dünya ülkesiyiz, bizde şarkıcı demek iyi ilişkilere sahip olmak demek, kimse senin yeteneğine yada hayran kitlene ne kadar sevildiğine bakmaz. Taşlarını iyi oynarsan politik olursan, seni balon gibi şişirecek medyayı arkana alırsan, başarın tamamen bundan ibarettir. Çok örnekler var ama ben hiçbir zaman kimsenin kalbini kırmak istemedim, kimseyi hedef almadım, sadece ben mi farkındayım herkes her şeyin farkında, ama devran böyle dönüyor maalesef.
'Kadınlar da askeri eğitimden geçmeli'
Çok tartışılan bedelli askerlik yasası onaylanmak için gün sayıyor. Bir kadın olarak askerlik mevzusuna nasıl bakıyorsunuz?
Bence her kadın ve erkek, ülkesi için 3 aylık bir askeri eğitimden geçmeli. Çünkü dünya son derece karmaşık bir yer. Bir gün ülkemizi savunmamız gerekirse en azından herkes silah kullanmayı ve savaş eğitimin bilmeli. Bedelli, sadece parası olanlar için olunca adaletsizlik ortaya çıkıyor. Dediğim gibi bir eğitim daha sağlıklı. Unutmayalım ki, Mustafa Kemal Atatürk ülkemizi çok zor şartlarda kurtardı.
'Verdiğim pozlar estetikti'
Bir dönem verdiğiniz pozlar baya konuşulmuştu. Şimdilerde sizin o dönem verdiğiniz pozları pek çok ünlü isim veriyor. Sosyal medya kullanımının yaygınlaşmadığı, insanların hayatlarını kapalı olarak yaşadığı dönemde günah keçisi olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Günah keçisi ilan edildiğimi düşünmüyorum. Bundan 50 yıl önce Ajda Pekkan Nükhet Duru benden daha cesur pozlar vermişti. Sonrasında Müjde Ar ve Hülya Avşar'ı da bu listeye katabiliriz. Özellikle 2011 yılında verdiğim pozlar gayet estetikti. Profosyonelce işimi yaptım. Paramı kazandım. Ses getirmek dikkat çekmek, maalesef yanında hep kötü eleştiri getirmiştir, ben bunun sıkıntısını yaşadım. Ülkemizde takdir görmek için destekleniyor olmanız gerekiyor maalesef
Artık cesur paylaşımlar yapmıyorsunuz?
O bir yıllık projeydi bitti. Durduk yere bu tarz paylaşımlar yapmayı sevmiyorum, ama yapanları da gayet normal karşılıyorum. Çünkü dünyadaki en estetik şey kadın vucududur.
'Eşcinselleri dışlayacak bir şey söylemedim'
'Eşcinsellik bir hastalıktır, bunu normalleştirmeyelim' açıklamanız kimi çevrelerin tepkisini çekmişti. Sözlerinizin arkasında mısınız?
Ben eşcinselleri kötüleyecek ya da dışlayacak hiçbir şey söylemedim. Okuduğunu anlamayan insanların işgüzarlığıydı o tepki ve hakaretler. Eşcinsellik hormonların dengesiz çalışmasından kaynaklanıyor, yani bir erkek de kadın hormonları fazla salgılandığı için doğal olarak kendini kadın hissediyor. Hormonların dengesiz çalışması bir hastalıktır, bunun nesi kötü anlayamıyorum. Ünlü profösör Nevzat Tarhan da, 'Bu bir hastalıktır' diyor. Eşcinselliğin aslında bir tercih olamayacağını, bu nedenle bu şekilde hissedenlerin, hayat kalitelerini arttırabilmeleri için medikal desteğe ihtiyacı olduğunu söylüyorum sadece. Bu duruma Amerika'da yapılan klinik araştırma sonuçları da hastalık diyor.
Size edilen hakaretleri sineye mi çektiniz?
Hayır. Bana bu konuda edilen hakaretleri affetmedim. Avukatlarım aracılığıyla dava açtım. Çünkü ben kimseyi incitmedim, küfür etmedim. Sadece bilimsel verilere göre konuştum.
'Her alanda avamlık diz boyu'
Uğur Yücel, "Her alanda vasatlık hakim, hayat zerafetini yitirdi" dedi. Sokaktaki pek çok insanında geçmişe özlem duyduğunu düşünürsek hayatımızda eksik olan şey nedir?
Hayatımızda eksik olan en önemli şey nezaket. Sosyal medyada bunu çok iyi hissediyorsunuz, insanlar birbirine nefret kusuyor, herkes kavga halinde küfürler hakaretler havalarda uçuşuyor. Bunu ancak sosyologlar açıklayabilir bence. Toplumda ki bu öfke ve nefretin sebebini Uğur Yücel yumuşatarak söylemiş. Her alanda avamlık, kalitesizlik diz boyu, zerafet aramak ne mümkün, kaba saba insanlarla dolu her yer, incelikler çok eskilerde kalmış bence. Günümüzde vasatlık ve şiddet normalleşti. Bugün ağlayarak izlediğimiz bir olayı iki saat sonra unutur olduk.