İbrahim Yıldız: Yüzüncü yılın şampiyonu
Habertürk yazarı İbrahim Yıldız, Galatasaray'ın şampiyonluğunu değerlendirdi. Yıldız, sarı-kırmızılı takımın 19 Mayıs 1919'un 100. yıl dönümünde şampiyon olmasının anlamlı olduğunu belirterek "8 puan geriden gelip şampiyonluğu alan Galatasaray tarihe de damgasını vurdu" ifadelerini kullandı
8 puan geriden gelip şampiyonluğu alan Galatasaray tarihe de damgasını vurdu…
Maçın oynandığı gün, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın 100. yılını büyük bir coşku ile kutladık…
Böylesine anlamlı bir günde şampiyonluk sevinci yaşamak ayrı bir anlam taşıyor…
Bağımsızlık için atılan ilk adımdır 19 Mayıs 1919…
Büyük önder, Cumhuriyetimizi onu koruyacak ve kollayacak gençlere emanet ederken “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim “ sözleri ile bu anlamlı günü Gençlik ve Spor Bayramı olarak milletimize armağan etti…
Galatasaray’ın bu özel güne denk gelen şampiyonluğu bu nedenle tarihe altın harflerle yazılacaktır…
Şampiyon olmak, her takımın en büyük rüyasıdır…
Kaybedilen maçlar, antrenmanlar, cezalar, sakatlıklar, stres, telaş, gerginlik, yoğun maç trafiği, gidenler tüm sezon yaşanılan her şey bir anda bitiyor…
Hedefi yakalamak, kazanmak, zafere ulaşmak tek kelimeyle “şampiyon” olmak öyle bir duygu ki, anlatılmaz. Yaşanır ancak…
İşte Galatasaray bu duyguyu yaşıyor…
“Şampiyon olmak, güzel be arkadaş” diyorlar sokaklarda, çocuklar bağırıyor “Baba şampiyon olduk” diye…
Birbirine sarılıyorlar. Tanımadıkları, adını bilmedikleri hayatlarında hiç görmediklerini kucaklıyorlar…
Sarı-Kırmızı bayrağı, formayı gören hep birlikte aynı şeyi bağırıyor, “Şampiyon Galatasaray…”
Bağımsızlık gününe atılan ilk adımın yüzüncü yılında gelen şampiyonluğu Galatasaray sonuna kadar hak etti…
Her şampiyonluk değerlidir şüphesiz. Ancak, 100. yıl şampiyonluğu daha da değerlidir…
Başta Fatih Terim olmak üzere tüm futbolcuları kutlayalım…
Santrforsuz, stopersiz kaldıkları günleri, aylara bölünen cezaları da unutmadan…
GERÇEK BİR FİNAL YAŞANDI
Şimdi gelelim maça…
Şampiyon olmuş bir takımın maçının analizi bir anlam taşır mı diyenler olabilir. Ancak tarihe not düşmek adına bunu yazmak zorundayız…
Başakşehir 8 puan öndeyken, Galatasaray’ın şampiyon olacağını yazmış birisi olarak final maçının da fotoğrafını çekelim…
50 bin taraftarın yoğun baskısı, doğal olarak her iki takımı etkiledi. Telaş ve heyecan beraberinde gelen stres bazı oyuncuları etkiledi…
Hatta yedek kulübesini daha da fazla heyecanlandırdı. Sahada oynayan oyunculardan daha çok mücadele ettiler kenarda. Zaman zaman sertleşen anlar oldu. Hatta Fatih Terim ve Hasan Şaş hakem tarafından tribüne gönderildi…
İlk yarı oyunu kontrol eden, daha çok pas yapan, pozisyonlar bulan Galatasaray son vuruşlarda başarılı olamadı. Başakşehir, attığı golle öne geçince oyun doğal olarak biraz sertleşti. Sinirler gerildi…
TERİM’İN SELÇUK HAMLESİ TUTTU
Bu durumu değiştirmek yine Fatih Terim’e düştü. Orta alandan iyi top çıkmadığın görerek, tecrübeli Selçuk’u oyuna aldı. Bu dakikadan sonra işler değişti. Ortalarda gözükmeyen Onyekuru rol kaptı…
Takım motivasyonu, oyuncuların toplara girişlerinden belliydi. Büyük bir istek vardı. Bu işi kendi sahalarında bitirmek istiyorlardı.
Feghouli attığı golle takımı ateşleyen adamdı. Ayrıca maçın en iyi oynayan, kilidi açanı olarak büyük bir takdiri hak etti…
Şampiyonluk golünü Onyekuru ağlara gönderdikten sonra, Başakşehir maçı çevirecek hamlelerden iyice uzaklaştı…
Cepteki 8 puanı koruyamayan Başakşehir şampiyonluk inancına Galatasaray kadar sahip değildi aslında…
Sonuç; isteyen, inanan takım yarışı başarıyla bitirdi…