İthal hayvanla şarbon gelmez
Prof. Dr. Hakan Yardımcı, ithal edilen hayvanlarla şarbon bağlantısının kurulduğunu söyleyerek, "Ben buna katılmıyorum. İthal hayvanla şarbon gelmez. Çünkü şarbon akut bir hastalıktır. Yani çabuk seyreder. Akşam hayvan hastalanır, sabah olunca ölür. Öyle günlerce şarbon olan hayvan yoktur" dedi
Ankara Üniversitesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Yardımcı, ithal edilen hayvanlarla şarbon bağlantısının kurulduğunu söyleyerek, "Ben buna katılmıyorum. İthal hayvanla şarbon gelmez. Çünkü şarbon akut bir hastalıktır. Yani çabuk seyreder. Akşam hayvan hastalanır, sabah olunca ölür. Öyle günlerce şarbon olan hayvan yoktur" dedi.
DHA'nın haberine göre; Ankara Üniversitesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Yardımcı, son günlerde Türkiye gündeminde yer alan şarbon vakası ile ilgili bilgi verdi. Şarbon geviş getiren hayvanlarda bir bakteri tarafından meydana getirilen öldürücü bir hastalık olduğunu söyleyen Hakan Yardımcı, hastalığın hızlı bir şekilde seyrettiğini ve çabuk bir şekilde hayvanları öldürdüğünü kaydetti.
"HAYVANLAR İLE İLGİLİ AŞILAMA YÖNTEMİ VARDIR"
Şarbon hastalığından korunmak hayvanları ile ilgili aşılama yönteminin bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Hakan Yardımcı, şöyle konuştu:"Onun dışında korunma tedbirleri vardır. Yani aşısı olan çaresi olan bir hastalıktır. Aşılanmış hayvanlar şarbona yakalanmaz. Özellikle kesilen hayvanların ya da bu hayvanların organlarının dışarıya açılması sonucunda şarbon mikrobunun ya da bakterisinin spor adını verdiğimiz çok güçlü ya da dışarıdaki koşullara çok dayanıklı, 50-60 yıl saçıldığı bölgede canlı kalabilen formları oluşuyor. Bunların oluşmaması için şarbondan ölen hayvanların açılmaması gerekmektedir. Hatta bununla ilgili çok basit yöntem vardır. Tentürdiyota bulanmış olan pamuklar hayvanların doğal deliklerine tıkanmak suretiyle, o hayvan şayet yırtıcı bir hayvan tarafından parçalanmamışsa birkaç saat içerisinde şarbonun mikrobunun yok olduğunu da biliyoruz. En önemlisi şarbondan ölen hayvanların etlerinin özellikle kedi, köpek gibi yırtıcılara verilmemesidir. Araziye atılmamasıdır. Ölen hayvanların derin çukurlara gömülüp, üzerlerine kireç atılması ve akarsuların geçtiği ya da sel sularının taşıyacağı yerlere kesinlikle konulmaması gerekmektedir".
"HAYVANLARI SAĞLIKLI TUTARSAK ŞARBON İNSANLARA BULAŞMAYACAKTIR"
"Eğer hayvanları sağlıklı tutarsak şarbon insanlara bulaşmayacaktır" diyen Prof. Dr. Hakan Yardımcı, "İnsanlar için veteriner hekim kontrolünden geçmiş olan etler güvenle tüketebilirler. Çünkü veteriner hekim kontrolü, hem hayvan kesilmeden önce hem de kesildikten sonra yapılır. Dolayısıyla böyle bir kontrolden geçmiş olan hayvanlardan insan hastalığı oluşma ihtimali neredeyse imkânsızdır" değerlendirmesinde bulundu.
"ŞARBON ÇABUK SEYREDER"
İthal edilen hayvanlarla şarbon bağlantısının kurulduğunu kaydeden Prof. Dr. Hakan Yardımcı, şunları söyledi:"Ben buna katılmıyorum. İthal hayvanla şarbon gelmez. Çünkü şarbon akut bir hastalıktır. Yani çabuk seyreder. Akşam hayvan hastalanır, sabah olunca ölür. Öyle günlerce şarbon olan hayvan yoktur. Şarbon hastalığına yakalanan hayvanların doğal deliklerinden gelen kan ya da bunlardan sağılan sütler çevreye bulaştırabilir. Tehlike bundan ibarettir. Özellikle Kurban Bayramı gibi hayvan hareketlerinin çok fazla olduğu zamanlarda bunların olma ihtimali yükseliyor. İthal hayvan süreci uzun bir süreçtir. Hayvanların ithalden sonra yerleştirilecekleri yerlerde şarbon riskini göze alarak hayvanların aşılatarak Türkiye´ye gelmesi son derece akıllı bir çözümdür. Bir arada tuttuğunuz hayvanların sayısı ve bir arada naklettiğiniz hayvanların sayısı arttıkça önemlidir. Nakil sırasında bu hayvanların bağışıklık sistemi düşecektir. Hayvanlar yorulacaktır. Aktardığınız yerde az miktarda hastalık yapmayacak miktarda olan bir şarbon sporu hayvanların hastalanmasına neden olacaktır. Bu yüzden stratejiyi iyi planlamak lazım. Eğer böyle bir yolculuk varsa hayvanların önceden aşılanmaları gerekir".
"YURT GENELİNE YAYILMAZ"
Şarbona yakalanan hayvanların genellikle telef olduğunu belirten Prof. Dr. Hakan Yardımcı, sözlerini şöyle tamamladı:"Bunlar gevişen hayvanlardır. Özellikle sığırlar, koyunlardır. Bunlar çok duyarlı hayvanlardır. Bunun dışındaki hayvanlarda bu kadar etkili olmaz. Mesela köpeklerde atılan etleri yiyebilir. Ama köpeklerin hasta olma ihtimali düşüktür. Fakat onların yüzlerinde ya da vücutlarında ödemler şekillenebilir. Ayrıca kanatlı hayvanlar şarbon hastalığına yakalanmazlar. Çünkü vücut ısıları yüksektir. Soğuk kanlı hayvanlarda hastalığa yakalanmaz, çünkü vücut ısıları düşüktür. Yalnızca kanatlı hayvanlardan dev kuşu şarbon hastalığına yakalanır. Şarbon ileri de yine şarbon hastalığına yol açar. Şarbonun başka yaptığı herhangi bir şey yoktur. Bazı kritik noktalara dikkat edilirse şarbon rahatlıkla kontrol altına alınabilir. Hayvanlarda bu işi kontrol altına alabilirsek, insanlarında bu konuda korkmasına herhangi bir neden yoktur. Salgın hastalık değildir. Yurt geneline yayılmaz."