Karadaş: Türkiye’nin en büyük rüzgâr enerji santrali portföyünü barındırıyoruz
Rüzgar ve güneş enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı bir enerji portföyü oluşturmak amacıyla Ağustos 2022'de kurulan İş Enerji, bugün toplamda 850 MW'lık bir kurulu güce hissedarı konumunda. Türkiye'nin en büyük rüzgar enerjisi santralini portföyünde bulunduran İş Enerji'nin Genel Müdürü Kayahan Karadaş ile şirketin hedeflerini, ilk yılında gerçekleştirilen başarıları ve Türkiye ile dünyadaki yenilenebilir enerji potansiyelini konuştuk.
İş Enerji olarak kuruluşunuzda, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı bir enerji portföyü oluşturma amacını taşıdığınızı ifade ettiniz. İlk yılınızda, bu amaca ne kadar yaklaştınız ve gelecek dönemde hangi hedeflere odaklanmayı planlıyorsunuz?
2023 yılı Ağustos ayı itibarıyla birinci yılımızı doldurduk ve söz konusu sürede toplamda 850 MW’lık kurulu güce ulaştık. Portföyümüzün 680 MW’lık bir büyüklüğe karşılık gelen %80’lik kısmı rüzgâr enerji santrallerinden, kalan kısmı ise güneş enerji santrallerinden oluşuyor. Dolayısıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı enerji portföyü oluşturma hedefimiz doğrultusunda önemli mesafe katettiğimizi söyleyebiliriz. Gelecek dönemde de, rüzgâr ve güneş başta olmak üzere, yenilenebilir enerji santrali yatırımlarımızı ivmelenerek devam ettirmeyi planlıyoruz.
"2 MİLYAR TL'LİK ÖZKAYNAK BUGÜN 8,9 MİLYAR TL'YE ULAŞTI"
İş Enerji'nin yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlarının finansmanı hakkında daha fazla bilgi alabilir miyiz? Bu projeleri desteklemek için ne tür kaynaklar kullanıldı?
2 milyar TL özkaynak ile kurulan İş Enerji’nin ödenmiş sermayesi, bugün itibarıyla 8,9 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Kuruluşumuzdan bugüne kadar yapmış olduğumuz bütün yatırımlarımızı özkaynaklarımız ile finanse ettik.
Geldiğimiz noktada ise finansal kuruluşlar nezdindeki limit çalışmalarımız belirli bir olgunluk seviyesine ulaştı. Bu doğrultuda, önümüzdeki dönemde yurtiçi ve yurtdışı kaynaklı finans imkânlarından azami şekilde faydalanmayı planlıyoruz.
"PORTFÖYÜMÜZÜN YÜZDE 30'UNU AVRUPA'DA OLUŞTUMA HEDEFİ KOYDUK"
İş Enerji, Türkiye'nin en büyük rüzgâr enerjisi santralini portföyünde bulunduruyor. Yurt dışı yatırımlarına hız verme kararı nasıl alındı? Ve bu yatırımlar, İş Enerji'nin büyüme stratejisinde nasıl bir rol oynuyor?
Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında Avrupa enerji piyasasında meydana gelen dalgalanma ve bunu takip eden Rusya yaptırımları Avrupa ülkelerini farklı enerji tedarikçileri aramaya itti.
Geçici çözümler bu ülkeler için savaşın olumsuz etkilerini bir nebze azaltılmış olsa da, riskin tamamen ortadan kalktığını söylemek için henüz daha çok erken. Bu sebeple Avrupa ülkeleri, iklim krizi ve küresel ısınmanın da etkilerini gözeterek, yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımları ciddi bir biçimde teşvik etmeye başladı.
İş Enerji olarak biz de bu alanda önemli fırsatlar görüyoruz, nitekim kuruluş stratejimizde portföyümüzün %30’unu Avrupa’da oluşturma hedefi koyduk ve bu hedef doğrultusunda ilerliyoruz.
İş Enerji'nin yatırımlarla toplamda sahip olduğu kurulu güç 680 MW’ı rüzgar, 170 MW’ı güneş olmak üzere 850 MW'a ulaştı. Bu durum şirketin büyümesi açısından nasıl bir etki yarattı? Bu büyüme, gelirlerinizi ve kârlılığınızı nasıl etkiledi?
Sahip olduğumuz kurulu güç itibarıyla Türkiye’nin en büyük rüzgâr enerji santrali portföyünü bünyemizde barındırıyoruz.
Bu gerek finansal olarak gerekse itibari anlamda çok önemli. Yapmış olduğumuz bu yatırımlar aracılığıyla, 2023 yılının Ocak-Ağustos döneminde, 2,5 milyar TL gelir elde ettik ve söz konusu gelirimizin yılsonu kârlılığımızı olumlu yönde etkilemesini bekliyoruz.
"MACARİSTAN'DAN SONRA ROMANYA PİYASASINA GİRİŞ YAPMAYI HEDEFLİYORUZ"
Yurt dışında yapmayı planladığınız projeler hakkında daha fazla detay verebilir misiniz?
Yurt dışı yatırımlarımız 2023 yılının Ağustos ayında Hollanda’da kurmuş olduğumuz Is Energy Investments B.V unvanlı şirket ile başladı. Bu şirketi, yurt dışındaki potansiyel yatırımların konsolide edileceği ve etkin koordinasyonun sağlanacağı bir çatı şirket olarak konumlandırıyoruz.
Bu şirket aracılığıyla yurt dışındaki ilk yatırımımızı Macaristan’da yaptık ve 66 MW’lık bir güneş enerji santrali yatırımını başlattık. İzleyen dönemde Macaristan’daki ilave yatırımlarımıza hız vermeyi ve Romanya piyasasına giriş yapmayı hedefliyoruz. Bu ülkelerde yatırımlarımızın ağırlıkla güneş ve rüzgâr enerji santralleri odağında ilerlemesini planlıyoruz.
Hollanda'da bir şirket kurma ve Macaristan'da güneş enerjisi santrali inşa etme gibi uluslararası projeleriniz söz konusu. Peki yurt dışındaki bu yatırımların finansmanı nasıl sağlandı?
Yurt dışındaki yatırımlarımızı Avrupa menşeili bankaların proje finansmanı imkanlarını kullanarak ve bir miktar da özkaynak katkısıyla gerçekleştiriyoruz. İzleyen dönemde finansman imkanlarını daha verimli kullanmayı hedefliyoruz. Yeni kurulan bir şirket olmamız sebebiyle yurtdışında yer alan finans kuruluşları nezdindeki kredi limitlerimizin olgunluğa ulaşması biraz zaman alıyor. İletişime geçilen finans kuruluşlarının sayısının artmasıyla birlikte, kısa sürede bu durumun olumlu yönde değişeceğini düşünüyoruz. Nitekim, yabancı sermayeli bankaların İş Enerji’ye ve İş Enerji’nin projelerine yoğun bir ilgi gösterdiğini görüyoruz.
İş Enerji'nin 'yeşil ekonomi' dönüşümüne katkı sağlama amacının Türkiye'nin enerji sektörüne nasıl bir etki yapmasını bekliyorsunuz?
Türkiye Ulusal Enerji Planı uyarınca ülkemiz, 2053 yılına kadar karbon salımını sıfıra indirmeyi hedefliyor. İş Enerji olarak biz de, Türkiye’nin en büyük yenilenebilir enerji üreticisi olma hedefiyle yola çıktık ve kuruluş stratejimizde de portföyümüzün tamamını yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşturmayı planladık. Bu doğrultuda, ülkemizin karbon emisyonunu sıfırlama hedefi ve İş Enerji’nin yenilenebilir enerji sektöründe büyüme hedefi birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğundan Türkiye’nin yeşil ekonomi dönüşümüne en büyük katkıyı sağlamış şirket olmayı planlıyoruz.
"BU PASTADAN PAY ALABİLMEK ÇOK ÖNEMLİ"
Dünya genelinde enerji sektörü, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularında hızla değişiyor. İş Enerji, bu değişen dinamiklere nasıl uyum sağlıyor ve geleceğin sürdürülebilirlik trendlerini öngörme açısından nasıl bir strateji izliyor?
Günümüzde iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konuları, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim ve karbon emisyonun azaltılması başlıkları altında ilerliyor. Mevcut durumda yenilenebilir enerji kaynaklarını, temel olarak; rüzgar, güneş, hidroelektrik ve jeotermal enerji kaynakları olarak özetleyebiliriz. Diğer taraftan, geleceğin teknolojilerinin adımları da bugünden atılıyor. Bu teknolojilerin takibini yapmak ve gelecekte bu pastadan pay alabilmek çok önemli. Bu yüzden geleceğin teknolojileri olan yeşil hidrojen ve enerji depolama sistemlerini de yakından takip ediyoruz. Bu alanlarda yatırım bugün itibarıyla verimli değil ancak teknolojinin gelişmesiyle birlikte gelecekte bu teknolojileri daha çok konuşur hale geleceğiz. İş Enerji olarak yeşil hidrojen ve enerji depolama sistemlerinden pay almayı çok önemli görüyoruz ve gelecek stratejimizi bu doğrultuda şekillendiriyoruz.
"İLETİM KAPASİTELERİNİN ARTIRILMASI ÖNEMLİ"
Türkiye'nin yenilenebilir enerji potansiyeli oldukça yüksek ancak büyüme hala tam olarak istenilen boyutta gerçekleşmiş gibi görünmüyor. Türkiye'nin yenilenebilir enerji sektöründeki büyümesini hızlandırmak için sizce neler yapılması gerekiyor?
Esasen ülkemiz bu alanda büyük atılım gerçekleştirdi. Diğer taraftan, altyapı anlamında, gelişime açık alanlar hala mevcut. Bu sebeple bu alanda büyüme kısıtlı imkanlarla ilerliyor. Buradaki büyümeyi hızlandırabilmek için, elektrik iletim hatlarının iyileştirilmesi ve iletim kapasitelerinin arttırılmasının önemli olduğunu söyleyebiliriz.
Türkiye'nin yeşil enerjiye geçiş sürecini hızlandırmada yaşadığı en büyük zorluklar neler ve bunları aşmak için ne tür stratejiler uygulanmalı?
Türkiye’nin kurulu gücünün %55’lik kısmını yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı santraller oluşturuyor. Diğer taraftan, tüketilen enerjinin kaynağına baktığımızda yenilenebilir enerji kaynakları payının %40 seviyesinde kaldığını görüyoruz. Bu durumun temel sebebi, yenilenebilir enerji kaynaklarının doğaya bağımlı olması ve bu sebeple üretim seviyesinin istikrarlı bir görünüm arz etmemesi. Örneğin, bir hidroelektrik enerji santralinin elektrik üretebilmesi için yeterli miktarda kar veya yağmur yağması gerek. Bir rüzgâr enerji santralinin ise elektrik üretebilmesi için düzenli rüzgâr varlığı önemli. Bu doğrultuda, ülkemizin yeşil enerjiye geçiş sürecinde yaşadığı zorluklar, esasen, dünyanın da karşılaştığı zorluklardır diyebiliriz. Bu zorlukların üzerinden gelinebilmesi için depolama teknolojisi büyük önem taşıyor. Ülkemizin de bu alanda geliştirilen teknolojilerde öncü olması ve bu teknolojiyi yakından takip etmesi yeşil enerjiye dönüşümün hız kazanması açısından kritik.
Son dönemde dünyada hiç olmadığı kadar küresel ısınmanın etkilerini görüyoruz. Muhtemelen ilerleyen yıllarda daha da göreceğiz. İklim değişikliğiyle mücadele bu kapsamda dünya için artık bir öncelik. Yenilenebilir enerji ve sürdürülebilirlik, iklim değişikliğiyle mücadelede dünyada nasıl bir rol oynuyor?
Yenilenebilir enerji ve sürdürülebilirlik, iklim değişikliğiyle mücadelede en önemli enstrüman. Bir yandan karbon emisyonunu azaltıyor diğer yandan da temiz enerji kaynağı sunuyor. Dolayısıyla enerji üretiminizi arttırırken karbon salınımınızı azaltmaya imkân tanıyor. Yenilenebilir enerji, özellikle Rusya-Ukrayna savaşından sonra dünya gündeminin üst sıralarında yerini aldı ve gelişmiş devletler bu konuyla ilgili hedeflerini gerçekleştirme konusunda hızlı adımlar atmaya başladı.